Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '11

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim Sistemi ve gençlik

Türkiye Eğitim sisteminde bir ileri bir geri zik zak çizerek ilerlediği sanılmaktadır. Yeni dünya düzenine uygun sistemler getirme cabaları uzun zamandan beri devam ediyor. Yalnız Eğitim sisteminin bir ayağı noksan olursa hangi düzeni getirirseniz getirin ayakları üzerinde durma şansı yoktur. Çok iyi gittiğine veya gidiyor olduğuna inandığınız sistem bir anda çöker ve o sistemi yönetmeye çalışanlar sistemin altında kalır. Şu anda Türkiyede yaşananların bu olayın ayak sesleri olduğunu düşünüyorum. 1990 ve 2000 lerde Milli eğitimde çok önemli sayılacak adımlar atıldı: Bunlara kısaca değinmek gerekiyor . Bunların başında meslek okullarının sayısının artırılması, bu okullarda okul sanayii işbirliği ile sanayiinin ihtiyacı olan yeni bölümlerin açılması, öğrencilerin sanayide staj yapmaları ve devletin bu öğrencilerin hem maaşını hem de sigorta pirimlerini ödemesi. Sanayii kuruluşlarının da öğrenci istihdam etmeleri durumunda birtakım teşviklerin getirilmesi gibi radikal önlemler alındı. Bu çalışmanın devamında meslek okullarından mezun olan öğrencilerin sınavsız bir üst okulda ön lisans yapmaları sağlandı. Böylece meslek öğrencileri hem mesleklerinde yeterli hale geliyor hem de iş yeri açaçak belgeye sahip oluyorlar. Bu okul öğrencilerinin bölümlerinin muhendisliklerine gidebilmelerinin önünün kesilmesi öğrencilerin bir hakkının engellenmesi olarak algılanmamalıydı. Çünkü eğer üniversitelerin bu bölümleri bu öğrencilere açık olsa o zaman bu çocuklarda diğer lise öğrencileri gibi dersanelerin kapısını aşındırıp hem mesleklerine önem vermeyecekler, hem de okullarında görmedikleri derslerini alabilmek için milyonlarca paraları ve zamanları boşuna gidecekti. 

Kısaca bir bölümünü anlatmaya çalıştığım bu ve buna benzer önlemler öğrencilerin dersanelere gerek duymadan meslek sahibi olmalarını garanti altına alıyordu. Bu sistem yürüyor gibi görünmesine rağmen bazı aksaklıklar oldu. Bir hak veriliyor gibi gösterilerek meslek okullarının önünü açmak bahanesi ile kat sayı eşitlemesine gidilince öğrenciler mesleklerini ikici sırada görmeye başladı. Belki kazanırım hevesi ile dershanelere koştu. Şimdi gel gör ki üniversitelerde kontenjan sınırlı. Onların önünde öğrenci sayısını azaltacağına artırdık. Ön lisansa gitmeleri istenen öğrenciler şimdi yüksek lisanslara yerleşebilmek için milyonlar harcıyor. Bunun sonu nereye gidiyor hepimiz görüyoruz. Siyasilerin buna çözüm bulması gerekirken hiç bir yeni önlem almadılar. Şimdi gençlik bunalımda herkes yüksek okul bitirmek istiyor. Okul bitirenlerde bosta geziyor. Üretim, üretim, üretim. Bunun başka çaresi ve çıkar yolu yoktur. Çok geç kalındı ama bir an önce gençliğin önce açlığını gidermek sonrada iş sahibi yapmak lazım. Bu sistem böyle çok gitmez batar hepimiz altında kalırız. 

 
Toplam blog
: 66
: 501
Kayıt tarihi
: 09.10.06
 
 

1953 yılında Trabzon' da doğdum. Ülkemizin çeşitli illerinde 27 yıl Öğretmenlik, okul müd.yardımc..