Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '11

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim sisteminde yönetim yapısına neşter ihtiyacı

Eğitim sisteminde yönetim yapısına neşter ihtiyacı
 

Bir elin nesi var iki elin sesi var. Yönetim ve ekip çalışması çağımızın geldiği son nokta...


Okulların bağlı olduğu birimler il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri eğitim öğretim faaliyetlerinin düzenlenmesi, yönetilmesi, denetlenmesi gibi faaliyetlerde oldukça önemli bir noktada bulunmaktadır. Bakanlık merkez teşkilatı her an için il ve ilçelerde yer alan kurumlara doğrudan bir etkide bulunması söz konusu olmamaktadır. Bakanlık merkez teşkilatı eğitim öğretim faaliyetlerinin düzenlenmesinde tek yetkili olmakla birlikte bu yetkisini tek başına veya doğrudan kullanamamaktadır. Eğitim faaliyetlerinin yapıldığı yerler olan okulların bulundukları yerlerin oldukça geniş bir alana yayılmış olması bu yetkinin kullanımını da engellemektedir. Köylerden ilçelere, il merkezlerinden beldelere kadar çok değişik özelliklere sahip yerleşim birimlerinde yer alan okullar il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri aracılığı ile bakanlık merkez teşkilatına bağlanmaktadır.

Eğitim sisteminin örgütlenmesine ilişkin bilimsel kaynaklara bakıldığında da il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin aracı üst sistemler adıyla merkez teşkilatı ile okullar arasında bir bağlantı birimi konumunda tanımlandıkları görülmektedir. Aracı üst sistem durumunda bulunan il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin, bulunduğu konum itibariyle eğitimle ilgili kararların doğru anlaşılmasında, uygulanmasında ve değerlendirilmesinde önemli işlevleri yerine getirmeleri beklenmektedir.

Eğitim sisteminin yapısını düzenleyen yazılı kurallara bakıldığında merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı şeklinde düzenlendiğini, bu düzenlemede merkez teşkilatının görev alanına bakanlığa bağlı her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilerine ait bütün eğitim ve öğretim hizmetlerinin planlanması, programlarının yapılması, faaliyetlerin yürütülmesi, takip ve denetim altında bulundurulması, kurumların açılması gibi bir çok önemli faaliyetin dahil edildiği görülmektedir. Merkez teşkilatı bu faaliyetleri aracı üst kurumlar olarak nitelenen il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin eliyle yerine getirmektedir. Özellikle il milli eğitim müdürlükleri ilçe milli eğitim müdürlüklerine göre çok daha önemli bir konumda bulunmaktadır.

İl milli eğitim müdürlüğü yine yasal düzenlemelerin gereği olarak okullardan ve ilçelerden gelen her tür talep, veri ve uygulamayı kontrol, değerlendirme ve elden geçirme yetkisine sahiptir. Bu durum eğitim yönetiminden çok genel yönetimin getirdiği bir düzenlemedir. Bu yönüyle genel yönetimin eğitim yönetimini dolayısıyla eğitim öğretimin düzenlenmesini de doğrudan etkilediği görülmektedir. Genel yönetim sistemimiz içinde bakanlık merkez teşkilatları, valilik ve kaymakamlıklar oldukça önemli bir yere sahip bulunmaktadırlar. Bu nedenle bu makamlarda bulunan yöneticilerin yönetim anlayışlarının tüm işleyişlere olduğu gibi eğitim öğretimin işleyişine de önemli bir etkisinin olacağı kaçınılmazdır. Yönetim uygulamalarında kurumsallaşmanın azlığı, gelişmemesi oranında kişisel anlayışların etkisi büyümektedir. Ülkemizde de bu yönüyle kurumsallaşmanın çok alt düzeylerde olduğu görülmektedir.

İlçe milli eğitim müdürlükleri bakanlık ve ilden gelen direktifleri okullara, okullardan gelen verileri, uygulamaları da diğer tarafa aktarmaktadır. Bu yönüyle okullara en yakın yönetim birimleri olarak il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri vardır. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri valilik ve kaymakamlıkların bilgisi ve onayı doğrultusunda genel yönetime bağlıdır. Eğitim sisteminin üstten alta, alttan üste bu mevcut yapısına bakıldığında il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri üzerinde özel bir önemle durulmasının gereği ortaya çıkmaktadır. Zira okul müdürlükleri il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine rağmen bir faaliyeti yürütebilmeleri mümkün değildir. Okul müdürlüğüne gelecek kişiler dahi il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin onayı, uygun görüşü sonrası gelebilmektedirler. Yine okul müdürlüklerinin her tür insan ve madde kaynakları ile araç gereç ve diğer fiziksel imkanları, düzenlemeleri de il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin onayı ve uygun görüşüne bağlıdır. Dolayısı ile eğitim öğretim denilince sadece okul yönetimi, öğretmen, öğrenci ve veli anlaşılmaması gerekmektedir.

İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin eğitim sistemi içindeki önemli konumlarına karşın eğitim sisteminin düzenlenmesinde bu birimlerin işleyişine yönelik şeffaf, sistemli, oturmuş, rasyonel bir düzenlemenin, yapılanmanın, işleyiş sürecini tanımlayan bir kurallar bütünün olduğunu söylemek zor görünmektedir. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin çalışmalarını düzenleyen bir yönetmelik olmakla birlikte bu yönetmeliğin daha çok il milli eğitim müdürlükleri için söz konusu olduğunu ancak sadece bir takım birimlerin görev ve sorumluluklarının genel hatlarıyla sıralanmasından öte bir işlevinin olmadığı görülmektedir. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin personel yapısı üzerinde yine etkin bir düzenleme söz konusu değildir. Kurumların, örgütlerin yönetiminde sistemli çalışmanın önemi ortada iken il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin yönetimine gelişe ilişkin bir düzenleme ne yazık ki bulunmamaktadır. Kimin hangi süreçten geçerek yönetici olacağı belirsizdir. Yönetici seçme çok yetersiz düzeyde olmakla birlikte sadece okullar için söz konusu iken bakanlık merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatındaki yönetim birimlerine yönelik bir düzenleme söz konusu değildir. Yönetim makamlarına yönelik bu belirsizlik eğitim sisteminin içinde çok büyük bir öneme sahip olan bu birimlerin, kurumların, örgütlerin işleyişini de olumsuz etkilemektedir. Yönetim yapısındaki bu belirsizliğin sonucu olarak eğitim sisteminin düzenlenmesinde önemli işlevleri yürütmesi beklenen kurumların, örgütlerin ve birimlerin etkisini azaltmakta, dolayısıyla da eğitim sisteminin amaçlarının hakkıyla yerine getirilmesini de engellemektedir.

Eğitim öğretim sisteminde yaşanan sorunlara odaklanırken eğitim sisteminin içinden ve dışından gelen olumsuzluklar üzerinde durulması gerektiği açıktır. Eğitim sisteminin kendi içinden gelen sorunlarının çözülmesi sistemin dışından kaynaklanan sorunların çözümünü de kolaylaştıracaktır. Sistemin kendi içindeki sorunları çözmeksizin dıştan kaynaklanan sorunlarını çözmesini beklemek hayalden öte bir anlam ifade etmez. Yönetim yapısında görülen bu olumsuzluklar eğitim sisteminin içinden kaynaklanmaktadır ve acilen çözüme kavuşturulması gereken sorunlardandır.

Yeni bakanımız Ömer DİNÇER beyin yönetim, örgüt ve sistem çözümlemesi konusundaki uzmanlığı, bürokrasiyi tanıyor olması dikkate alındığında bu sorunların çözümü konusunda önemli bir avantajın söz konusu olduğu söylenebilir. Ancak çok fazla bir beklenti içine de girmemek gerekiyor. Sonuçta kim gelirse gelsin eğitim sistemi çok devasa bir yapıya sahip olup bir kişinin tek başına etki edemeyeceği kadar da karmaşıktır. Yılların birikiminin birkaç yılda çözülmesini beklemek de yine hayalden öte bir anlama sahip değildir. Yeni bakanı bekleyen çok önemli işler var. Ama bence en başta bu yönetim yapısı üzerinde durulması gerekiyor. Bakalım, bekleyip göreceğiz. Ama çok büyük beklentiye girilmemesini de şimdiden söylemek büyük bir kehanet olmasa gerek.

Soru, görüş ve değerlendirmeleriniz için….

Ali Hikmet Demir 

 
Toplam blog
: 8
: 1263
Kayıt tarihi
: 13.07.11
 
 

Eğitim önemli bir kavram. Okuldan alınan diploma ile eğitim arasında çok küçük bir bağlantı vardı..