Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '19

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim Üzerine Birkaç Söz -1-

               Eğitim nedir? Eğitim nasıl başlamış? Eğitim neden önemlidir? Bir ülkede eğitimin önceliği ne olmalıdır? İyi eğitimi sadece zengin devletler mi yapar? Buna benzer sorun ve soruları çoğaltabiliriz. 

                Şimdi eğitimin kelime anlamlarına bakalım. Eğitimin Almancadaki anlamı, dik durmaktır. Fransızcadaki anlamı, bir şeyi bulup çıkarmaktır. Türkçede ise eğitim, eğip bükmek anlamındadır. Halk arasında eğip bükme, doğruyu çarpıtmak anlamında da kullanılır. Buradan da anlaşılacağı üzere daha oyuna başlamadan ilk golü yemişiz. Bu bugünün sorunu değildir. Geçmişten bugüne böyle gelmiş. Halbuki şu anki modern eğitimin tanımı, insana bir hamur gibi şekil vermek değil tam tersine insanda var olan yetenekleri ortaya çıkarma onu mümkün mertebe en azami oranda geliştirmedir. Biz de “eğitim”e bundan sonra “yükseltim” veya daha anlamlı bir kavram ile belirtebiliriz.

                Eğitim ilk insanlarda akıl dediğimiz kendini tanıma veya irade sahibi olduğu andan itibaren başlamıştır. Bu ilk insanının eğitmeni ve öğretmeni de doğa olmuştur. Doğadaki hayvanları, bitkileri, dağları, ovaları, geceyi, gündüzü, hava ve doğa olaylarını tanıma, onlardan yararlanma ve çevreye adapte olma ile başlamıştır. İnsanlar doğada öğrendiklerini geliştirip bunu diğer insanlara aktarmaya çalışmışlardır. Tarih çağlarını başlatan ve şimdiki modern medeniyetimizin temelini attığı varsayılan Sümerlerde ise tabletler üzerinde yapılan araştırmalarda Sümer okullarının başlangıçta tapınaklara bağlı olmasına rağmen, daha sonra bağımsız bir kurum haline geldikleri görülmüştür. (Kaynak Çığ, Muazzez ilmiye, Sümerler de eğitim ve Bilim)

                   Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim’de Allah, Adem’e bazı isimler öğretip; meleklere bu bilgilerden dolayı Adem’e saygı (secde etmelerini) göstermelerini istemiştir. Peygamberimize gelen ilk vahiy “oku” ile başlamış. Buradaki “oku”nun hem öğretimi hem de eğitimi kapsadığı anlaşılmaktadır. Peygamberimizin Mekke’den, Medine’ye hicretinden sonra yaptığı ilk işlerden birisi, mescidin yanına “Suffa” isimli eğitim kurumunu açmak olmuştur.  Bazı yorumculara göre bu okuldan mezun olanların çevreye dağılmasıyla bir sürü toplum ve topluluğun islam ile tanıştığı, islamdaki ilmin ilk ve temel kaynağının bu okullar olduğu söylenmektedir.  Ayrıca Peygamberimiz Bedir Savaşı’nda esir düşen müşrikleri okuma yazma öğretme karşılığında serbest bıraktığı da kaynaklarda yer almaktadır. Bütün peygamberlerin aslında birer eğitmen ve öğretmen oldukları da bilinmektedir.

                    Eğitim neden önemlidir sorusuna şöyle cevap verilebilir. Bir bitki veya ağaç,  kökü olmadan nasıl dik duramıyorsa ve onun dik durmasını sağlayan yegane şey kök ise; toplumların da var olmasını ve ayakta durmasını sağlayan tek güç de eğitimdir. Ünlü Alman bilim adamı Albert Einstein da eğitim ile ilgili olarak : “Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.” demiştir.     

                    Bir ülkede eğitim birinci öncelik olmalıdır. Her şeyin başı eğitimdir denilir. Çok doğru ve yerinde bir sözdür. Şöyle bir yakın tarihe baktığımızda: 1. ve 2. Dünya savaşlarında Almanya ve Japonya devletlerinin o zamanki yöneticileri, kendi ülke geleceklerini komşu devletlerin topraklarını ele geçirip zengin maden yataklarına sahip olmakla ancak dünyanın süper gücü olabileceklerini sanıyorlardı. Fakat iki dünya savaşında da bu iki ülke çok hazin bir yenilgi ve felakete sürüklendiler. Milyonlarca insanın ölümüne, sakat kalmasına, canlıların zarar görmesine, doğanın tahrip olmasına, milyarlarca dolar maddi zararlara ve daha nice kayıplara neden oldular. Ne zaman ki bu iki ülke iki dünya savaşından da ders aldılar artık beyinlerini ve enerjilerini eğitime ve üretime verdiler. O zaman silahla ve güçle başaramadıkları süper güç olmayı, eğitim ve üretimle başardılar.   

                    Bazı insanlar eğitimin çok pahalı bir iş olduğunu ve bunun ülkeye maliyetinin çok yüksek olduğunu söylerler. “Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, bir de cehaletin bedelini hesaplayın.” Bu güzel söz Alman düşünür Goethe’ye aittir. Bizde de hep ülkemizin gelir durumu iyi değil o yüzden eğitime yeterli miktarda para ayıramıyoruz denilir. Ancak para eğitimi değil ama eğitim parayı getirir. Nasıl mı?  Cehalet daima masrafları iki katına çıkarır, tasarrufu engeller, gereksiz harcamalara yol açar da ondan. Eğitimi iyi olup da fakirleşen bir ülke gördünüz mü?“İşleriniz iyi gidiyorsa, eğitim bütçesini iki katına çıkarın, kötü gidiyorsa dört katına.” Bu da Amerikalı yazar ve iş adamı olan Tom Peters’e ait bir söz. Yani eğitime harcanan hiçbir masraf boşa gitmez, mutlaka sahibine kazanç olarak geri gelir.

 
Toplam blog
: 6
: 256
Kayıt tarihi
: 08.06.19
 
 

üniversite mezunuyum. bilgiyi öğrenmeyi ve öğrendiklerimi paylaşmayı çok seviyorum. en büyük haya..