Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '08

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim ve yaratıcılık

Eğitim ve yaratıcılık
 

Milyonlarca soru sorulur ama hepsinin cevapları meçhulleri oynar!!! Bazı cevaplar ortaya konsa da belirli bir noktadan ileriye gidemez, bildiğimizi sandığımız tüm bilgiler objesi ve subjesi çok farklı olan, birbirini tam anlamıyla tamamlayamayan bilgiler bütünüdür. 2+2=4 eder teorisi kalıplaşmış bir bilgidir. Bunun gibi milyonlarca kalıplaşmış teori genç beyinlere empoze edilerek yaratıcılık engelleniyor. Oysa bunlar bilgi olarak çocukların beyinlerine yerleştirilmeden, onlara kendilerinin bir şeyler yapabileceğini, bir teoremi nasıl ortaya koyabileceklerini, bir şeyleri nasıl tasarlayabileceklerini öğretmeli ve onları teşvik etmeliyiz. Ezberci eğitimde alfabe ezberletilerek başlanıp, çarpım tablosu dayatılarak bitirilmemeli, nedenler her zaman sordurulmalı, öğretilmelidir. Sadece maddeci bir görüş ile eğitim hâkimiyetini kurmamalı çocuğun hayal dünyası, düşünebilme ve düşündüklerini ortaya koyabilme gibi eylemler de gerçekleştirilmelidir.

Çocuğun hayal dünyası ne kadar geniş olursa yaratıcılığı da bir o kadar mükemmel olur. Burada eğitimciye düşen görev çocuğun hayal gücünü engellemek, hayal gücüne sınırlar çizmek değil, ona hayal gücünü nasıl doğru kullanabileceğini öğretmek olmalıdır. Oysa beyinlerde kalıplaşmış bazı kör düşünceler vardır: “Hayal karın doyurmaz”, “dünyadaki gerçekleri görmeli, tanımalı hayat denilen yükün ne olduğunu bilemeli” gibi. Bunun kısaca tanımı sanırım hayata tek düze gelip, hayattan hiçbir şey almadan tek düze gitmek olmalıdır. Doğarsın, büyürsün, ömür boyu çalışırsın ve bir gün ölürsün!!! Oysa sorgulamazsın neden doğdum, neden yaşıyorum, niçin tek düze yaşıyorum? Herkes gibi ben de neden kalıplaşmış şeyleri tekrar ediyorum? İki artı iki gerçekten dört eder mi? Su gerçekten hidrojen ve oksijenden mi oluşuyor? Hem hidrojen ne? Oksijen ne? Niçin hidrojen ve oksijen demişler (Tabi bazı sorular, var olanın niçin var olduğunu sorgular. Yaratıcı düşünmek de var olan bilgilerin nedenlerini sorgular, onları tamamen reddetmez, nedenlerini merak eder.). Daha milyonlarca soru var ancak bunların birçoğunun cevapları meçhulleri oynamaktadır.

Böyle gelmiş böyle gider mantığı hâkim olmamalıdır. Eğitim düzeni içimizde bu şekilde kurmuşsak bu düzeni değiştirmek için de yine biz çalışmalıyız. Çocuklarımıza daha iyi bir eğitim vermek ve verdirmek için gereken tüm gücümüzle eğitimdeki eksiklikleri gidermeliyiz. Yoksa “düzeni kendi içimizde kurmuşuz değişmez, değişemez dersek, zihniyet değişmedikçe soramazsın mantığı hükmünü sürmeye başlarsa o zaman bir adım dahi ileri gidemeyiz. Monoton bir hayat sürmeye başkaları gibi yiyip, içip, yaşlanıp ölmeye biz de çocuklarımız da mahkûm olur. Ardında gerçek bir şaheser bırakmadan varolanın dışında bir varolanın varlığından habersizce kaybolup gideriz.

Dünya da sorulmuş sorular ve bu sorulara verilmiş cevaplar da bir o kadar az ve yetersizdir. Eğitim kör ve tekdüzedir. Olanaklar yok ve yok edilmektedir ve bu yazıdaki gibi düşünceler ne kadar yazılırsa yazılsın, bir yazıdan, bir denemeden ileriye gidememekte, her şey monotonluktan çıkamamaktadır. Son sözüm ise eğitimcileredir: “Çocuklara sabit fikirleri nedenleri ile öğretip onlara yaratıcı fikirleri aşılamalarıdır. Çocukları monotonlaştırmayın, yaratıcılığın yolarını onlara öğretin.”

 
Toplam blog
: 39
: 1198
Kayıt tarihi
: 02.02.07
 
 

Ankara Üniversitesi DTCF'de Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilimdalını okudum. Uzun yılla..