Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '14

 
Kategori
Deneme
 

Eğitim zararlıdır; çünkü çocuğun kimyasını bozar, öğretmek yeterlidir

Eğitim zararlıdır; çünkü çocuğun kimyasını bozar, öğretmek yeterlidir
 

5–6 yaşındaki çocuk eğitim adına ne verirsen onu alır. Çocuğa verilenlerin doğru ve faydalı olduğundan (en önemlisi de gerekli olduğundan) emin olamazsınız. Öğretmekte de sorun vardır ama eğitim kadar değil. Yine de seçerek öğretmek, bilimselliği kanıtlanmış bilgileri vermek gerekir.

Eğitim zararlıdır çünkü çocukta zaten canlı, planlı programlı bir yapı vardır. Siz bu yapının nasıl olduğunu bilmiyorsunuz. Bu akla, zekâya, duyguya, algıya, ruha kendi programınızı okuyorsunuz. Çocuk varlığının bu okuduğunuz programı reddetme şansı yok. Ayrıca hiçbir program çocuğun kendisi için planlanmış, kendi varlığı ile yek pare, kendi öz varlığına ait, yani orijinal varlık programından daha iyi olamaz. Bu program doğaldır. Bizim dışarıdan eğitim adıyla çocuğa vermeye çalıştığımız program ise suni. Doğal programa uymaz ve onu bozar.

Çocuk et parçası değil, canlı varlıktır; onu kasap gibi işleyemezsiniz. Ailede ve okulda çocuğun kişiliğine müdahale edilmektedir. Ormanda ağaçlar düzgün büyüsün diye dalı kolu kesilir. Eğer çocuk ormanda ağaç ise onu terbiye etmek doğrudur.  Eğitim görmemiş çocukların bilgi ve davranışlarında eksiklik görülür ama kişilikleri doğal, davranışları samimidir.

Eğitimin yanlışlığı konusunda bilimsel bir makale yok. Eğitimin yanlışlığı belki de yanlış verilmesinden kaynaklanıyor. Eğitilirken sadece çocuklara bir şeyler öğretilmiyor, benliklerine de müdahale ediliyor. Çocukların bizim istediğimiz gibi olmalarını istiyoruz. Ve biz de birilerinin istediği gibi olmuşuz. Terbiye olarak öğrettiğimiz şeyler neredeyse bütün çocuklar için aynı. Klişeleşmiş bazı düşünce ve davranış kalıpları. Böylece çocuklara standart (kaliteli olup olmadığı tartışılır) eğitim veriyor tek tip insan yetiştiriyoruz. Oysa her çocuk kendi öz kişiliği ile büyüse dünya ne güzel olacak. On çocuğa bir soru soruyorsun onundan da aynı cevabı alıyorsun. Çünkü aynı klişe eğitimi görüyorlar "Sakla samanı gelir zamanı"

Sözde her insanın karakteri farklıymış. Bir olay karşısında herkes hemen hemen aynı tepkiyi veriyor. Zira biz verdiğimiz aile ve okul eğitimi ile çocuklardaki bu herkeste farklı olan karakteri öldürüyoruz. Bu yüzden de yeni bir nesil yeni bir jenerasyon meydana gelmiyor. Bizim kopyalarımız oluşuyor. Ama öte yandan bizlerde eskiyiz,eskiyoruz ve açık söylemek gerekirse pek işe yaramıyoruz. 

Çocuğum bana benziyorsa, aynı şeyleri duyuyor, hissediyor, konuşuyor, yapıyorsa bu işte büyük bir yanlışlık var demektir. Normalde ben çocuğumu tanıyamamalıyım. Anne baba ve öğretmenler çocukla hemen anlaşıp kaynaşıyorlar. Yepyeni bir varlık, nasıl oluyor bu! Şeklini değiştiriyor kendin gibi yapıyorsun çünkü.

Yabani hayvanlarla niye anlaşamıyorsun? Görünce kaçıyor, yaklaşmıyor, ısırıyor, tırmalıyor değil mi? Çünkü onlara terbiye verilmemiş. “Çocuğumuz da mı böyle olsun?” Elbette hayır ama bırak kendi özellikleri gelişsin.

Ben pedagoji ya da çocuk anatomisi uzmanı, çocuk psikologu falan değilim. Bu nedenle eğitimin çocukta hangi yanlış gelişmeye sebep olduğunu bilemem ama bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Konunun detayını uzmanlar ortaya çıkaracak.

Birini öpmek ile birine âşık olmak arasındaki fark gibi eğitim ile öğretim arasındaki fark. Eğitimde çocuğun içine giriyorsun. Öğretmek öpüşmek gibi. Etkisi yüzeysel ve anla sınırlı. Sadece bazı bilgileri çocuğun zihnine yerleştiriyorsun; ruhuna, kalbine girmiyorsun. Eğitim derin ilişki; bu nedenle sakat. IŞİD militanları öğrendikleri bilgiler değil aldıkları eğitim nedeniyle böyleler.

Çocuklar o yaşlarda yumuşak bakır tel gibidir; istediğiniz her şekli verebilirsiniz. Gelin şu eğitim sevdasından vazgeçelim; çocuklara sadece bazı bilgileri verelim gitsin. Eğitimle çocukları kendimize benzetiriz, öğretimle kendileri olurlar.  Biliyorum eğitimle mükemmel insanlar yetiştirmek istiyorsunuz; siz mükemmelsiniz ya! Dedenizin babanızın size verdiği eğitimi siz de çocuklarınıza veriyorsunuz; onların daha ileri bir eğitim almaları gerekmez mi?

Eğitimle çocuğun huyu karakteri değiştiriliyor ki o çağlarda bunu büyük ölçüde yapabilirsiniz. “Keskin sirke küpüne zaradır” diyerek çocuğun doğal duygularını baskılıyorsunuz. Kızması gerektiği zaman dişini sıkıyor. Oysa insan kızılacak şeylere kızar. Bir insanın kızmasını engelleyemezsiniz; çünkü bu takdirde onu hasta edersiniz. Doğru olan, kızsın, tepki göstersin ama kırıp dökmeyen bir tarzda. Siz çocuğa hiç kızma diyorsunuz. Böyle saçma şey olur mu? “Kızma sakin ol, içine at öl”

Oysa öğretimde sorun yok; Amerika’nın başkentini bilmesi çocuğun huyunu karakterini değiştirmez. Çocuğa eğitimle inanç vermeye çalışıyoruz, sevgi vermeye çalışıyoruz, erdem vermeye çalışıyoruz… Bu vermeye çalıştıklarımız pek mi masum! Çocuğa ahlak öğretiyorsun, büyüyünce beni aldattı diye karısını öldürüyor. Çocuğa sadece bilgi verilecek; o da gerekli ve doğru bilgi.

Çocuklar eğitim ve terbiye konusunda anne babalardan alınacak, devletin ilgili biriminin  (Ağaç Hareketi düzeninde çocuk yetiştirme birimi) gözetiminde hiçbir dış müdahale olmadan kendi kendilerine büyüyecekler. Keza okullardaki eğitim öğretimin eğitim kısmı kaldırılacak. “Büyüklerine saygı küçüklerine sevgi” denilmeyecek; bırak ahlaksız olsun, onun içindeki doğal ahlak ona yeter, biz ahlak verirsek ya karısını öldürüyor ya da IŞİD’e katılıyor.

Sadece öğretim… Bu budur, şu şudur; ellerini yıka, dişini fırçala… Bugünkü savaşan nesli biz eğitimle yarattık… Kafasında sadece bilgi olan insanlardan zarar gelmez. Psikopat değilse bir profesörün cinayet işlediğini göremezsiniz. Eğer varsa bunlar da yanlış, gereksiz ya da fazla bilgi alanlardır. Çok şey bilmek iyi değildir. Fazla bilgi insanı aptal yapar. Sana lazım olduğu kadar bileceksin. Ağaç Hareketi gibi büyük bir davayı omuzlayan Kerim Korkut’un bilgisi örneğin iyi yetişmiş bir liseli seviyesindedir. Bana yetiyor. İstesem prof olurdum.

Eğitim programlarımızın konusu dindar olsun, ahlaklı olsun, terbiyeli ve saygılı olsun, insanları sevsin falan… Tabii ki bunlar çocuğun özgürlüğü kısıtlanarak veriliyor; ıslık çalsan tokadı yiyorsun! Ve çocuk hayatı boyunca bir daha ıslık çalamıyor. Yani çocuk kısıtlı, her konuda yasaklı olarak büyüyor. Allah konusunda ağzını bile açamıyor, çünkü çarpılır. Oysa sağlıklı gelişim özgür yetişmeyle mümkündür. Yani her şeyi kendisi isteyerek almıyor, biz zorla veriyoruz. Eğitim öyle sadece kitap okuyarak verilmiyor, çocuğu baskı altına alıyoruz. Sorumluluk diye bir saçmalık var, teneffüsten bir dakika geç gelse neredeydin lan! Çünkü eğitim disiplini bunu gerektiriyor; köpek yetiştirir gibi. “Sağa dön fino, ayaklarını oynat, kulaklarını kaldırma…”

Mesleki eğitim tabii ki ayrı, orada kişiye işini mesleğini öğretiyorsun. Zaten “ahlaklı ol demiyorsun, elini mengeneye sıkıştırma” diyorsun. Dünyadaki bütün kötülük yuvası örgütler, guruplar, yapılar eğitim dediğimiz saçmalığın eseridir. IŞİD militanları eğitimle bu hale gelmiştir; Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olduğunu öğrenmek insanı terörist yapmaz. Gerek ailelerin çocuklarını yetiştirmedeki argümanları gerekse okullarda eğitim adı altında genç dimağlarına üfürülen saçmalıklar kaldırılmalı. “İyiye doğruya yöneltme” seansları çocuğun varlığını yok eden çok tehlikeli bir süreçtir. Çünkü IŞİD’in vizyonu da birilerine  iyi ve doğru gelebilir. Niye yönlendiriyorsun? Bırak çocuk kendisi istediği yöne gitsin. Senin üfürdüğün saçmalıkların garantisi yok ki. Özgürse uyuşturucu kullanıyor, değilse IŞİD'e gidiyor. Ahlak mahlak verme çocuklara ya! Ahlak bilgisi dersi de din bilgisi dersi de o yaştaki çocuklar için son derece zararlı. Önce insan olmayı öğrensin, sonra isterse Müslüman olur!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..