Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '12

 
Kategori
Güncel
 

Eğitimde “ucuz işçi” pazarı inadı!

Eğitimde “ucuz işçi” pazarı inadı!
 

Gelecek on yılların insanını yetiştirmeye yönelik hazırlanan ve gerçekte “eğitimde darbe” anlamına gelen 4+4+4 yasa tasarısına tepki çığ gibi büyüyor.

Hükümet çevrelerinden,  yandaş basından ve bağlı kesimlerden yapılan açıklamalar ise demagojik ve ideolojik saptırmalardan öte gidemiyor.

8 yıllık kesintisiz temel eğitim “28 Şubat marifeti” ve dahi “Ergenekon tertibi” olduğu için eğitimde büyük kayıpların(!) yaşanmasına yol açtığı gibi güya “milletin değerleriyle milletin arasına kara kedi sokmuş”… 

*          *          *

O halde eğitim parçalı hale getirilmeli, vatandaşlar da çocuklarını istediği yönde yetiştirmeliymiş.(!)

Bunun için çocuklarımız en erken 5, en geç 6 yaşında okula gitmeli, 4 yıllık ilk eğitimden sonra dallara yönlendirme başlamalıymış.

Öncelikle 8 yıllık temel eğitimi 28 Şubat Darbesi ile ilişkilendirmek yalanların en büyüğü…

Çünkü ilköğretimin sekiz yıla çıkarılması için ilk çalışmalar 1973 yılında başlamış.

1981–1982 öğretim yılında üç ilde pilot uygulamaya geçilmiş, elde edilen başarıya paralel olarak 1990 yılından itibaren eğitim,  sekiz yıllık kesintisiz eğitim olacak şekilde planlanmış.

Hemen her hükümet, yatırımlarını bu nihai sonuca doğru yapmış.

Dolayısıyla hükümetin dillendirdiği “8 yıllık kesintisiz eğitim 28 Şubat ürünü” iddiası kocaman bir yalandır. 

*          *          *

Günlerdir süren eğitim tartışmalarından çıkardığım sonuç şudur:

Hükümet Çin’de Hindistan’da, Malezya’da olduğu gibi, yeni yetme sermayenin istediği ucuz işgücünü hazırlamak üzere eğitimi devletin tekelinden çıkaracak.

Meslek okullarını şirketlerin emrine verecek, öğrenciler önce “stajyer”  sonra da işçi olarak bu şirketlerin ucuz işgücü ihtiyacını karşılayacak.

Devlet, şirketlere öğrenci başına para ödeyerek, kendini eğitim gibi “masraflı” işlerin dışında tutacak.

Hani bir dönemin eğitim bakanının “şu okullar olmasa ne güzel yönetiriz bakanlığı” sözü gerçek olacak.

Yoksulların ve emekçilerin çocukları eğitim ve kariyer haklarından yoksun bırakılıp, ömür boyu “alt sınıf” statüsünde sürünürken, elbette zenginlerin ve bu yasayı çıkaranların çocukları özel kolejlerde ve üniversitelerde okuyup, “üst sınıfın” nimetleriyle “berhudar” olacaklar.

Bu sistemi bazı eyaletlerinde ilk kez uygulayan, üstelik mesleğe yönlendirmeyi 9. sınıftan sonra yapan Almanya’da elde edilen sonuçlar,  eğitimde ciddi bir ayrımcılığın yaşandığını ortaya koyuyor.

Çünkü içinde Türklerin de yer aldığı “yabancılar” meslek okullarına yönlendirilirken, “has” Almanlar eğitimde ve doğal olarak iş dünyasındaki kariyer basamaklarında hızla yükseliyorlar.

*          *          *

4+4+4 şeklinde ifade edilen bu kesintili eğitim için daha pek çok olumsuz örnek verilebilir.

Yasa tasarısının getirdiği ağır riskler demagojiden arındırılarak, insanlarımıza olduğu gibi anlatılmalıdır.

Bu nedenle dün CHP’nin Tandoğan’da halkın katılımıyla yaptığı Grup Toplantısı, bugün ve yarın KESK ve Eğitim Sen’in iki günlük greviyle Ankara’da yapacağı gösteriler, yasa taslağının içeriğini yeniden irdelemek ve tartışmak yönünden önem taşıyor.

Bir bedel ödenecekse bugünlerde tepkileri koymak ve muhalefeti örgütlemek daha anlamlıdır.

Yoksa eğitimin tamamen ticarileşmesinin, bırakın dershanelerin kaldırılmasını, ilk dört yılın sonunda yeni dershanelerin kurulmasının ve çocuklarımızın geleceğine dair kararların tek taraflı alınmasının,  yoksul ve emekçi çocuklarının “mutlak ucuz işçi” haline getirilmesinin sosyal bedeli çok daha ağır olacaktır.

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..