Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '07

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimde aile

Eğitim ve öğretimde, öğretmen ve öğrenci ile birlikte aileye yani ebeveynlere de çok iş düşmektedir.

Biz toplum olarak her şeyi çok bildiğimiz için, çocuklarımızın eğitim ve öğretimini öğretmenden, eğitimciden daha iyi bildiğimizi varsayarak, okul kapılarına hücum ederiz, Orada çocuklarımızın öğretmenleriyle konuşur tartışır ve okul idaresine ve öğretmenlere verdiğimiz kararları dikte etmeye çalışırız. Bu okullardan özel olanlarına para ödediğimiz için, okulun müstahdemi dahil olmak üzere, müdürüne kadar herkesi satın aldığımızı zanneder, öğrencinin kılık kıyafetine varana kadar, her şeyi kendimize göre uygulatmaya çalışırız. Bu bizim son zamanlarda ruhumuza işlemiştir. Din âlimi değiliz, ama ilahiyatçı profesörlerden daha iyi biliriz. Ekonomist değiliz ama ekonomistlerden daha iyi biliriz. Hele bir siyaset yaparız ki, dakikada hükümetler değiştirir, hükümetler kurarız. Tabi bunda uzman dediğimiz akademisyen kişilerin, aydın dediğimiz aydınların, doktor dediğimiz doktorların, hukukçu dediğimiz hukukçuların rolü çok büyüktür.

Müspet ilim yani, pozitif ilimde ilim yapmış jeologlar, birbiriyle çekişir, kıskanırsa bu toplumda da herkes uzman olur. Halbuki çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin, eğitmenlerimizin çocuklar üzerinde olumsuz etkisi yoksa, çocukları doğru yönde eğitiyor ve öğretiyorsa, çocuklara doğru bilgi veriyorlarsa, çağdaş normlarda çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyorlarsa, kılık kıyafetinde öğrenciye yakışır bir davranış sergilemeye çalışıyorlarsa orada anne baba olumsuz davranmamalıdır. Çocuğunun hatırına çocuğunu çok severmiş edasıyla müdahale etmesine gerek olmadığı gibi, çocuğuna, topluma, kendisine ve çevresine yarardan çok zarar verir. Aile her ne kadar öğretmen haksız dahi olsa, çocuğunun kolundan tutup öğretmenle yüzleşmeye gitmemelidir. Çocuğunun öğretmenini sinmiş, ezilmiş görmemesi gerekir. Oysa bizde çocuk, anne babaya, öğretmeniyle ve idareyle ilgili kendine göre olumsuz olduğunu düşündüğü, bir şey anlatsa; gel bakalım yavrum diyerek öğretmenine gider, sen bunu benim çocuğuma nasıl yaparsın diyerek, haşlarız. Bu başlangıç eğitime öğretime de başlangıçtır. Kendisine, ailesine, toplumuna, devletine milletine hayırlı evlat yetiştirmenin de içine ettiler.

Anneler, babalar, aileler, amcalar, dayılar, öğrenciler, öğretmenler, yapmayın….! Çocuklarımıza sahip çıkıyoruz diye yanlış yapmalarına izin vermeyin. Şu anda ülkemizde her okulun önüne bir polis koyuyorlar. 80 li kritik yıllardan önce bile, böyle bir uygulama yoktu. Tabiî ki bazı okullar hariç. Öğretmenine saygısız, büyüğüne saygısız, her şeye maddi gözle bakan, uyuşturucu kullanan bir gençlik mi istiyorsunuz. İstemediğimizi, çocuklarımız için can verdiğimizi, her şeyi onların iyiliği için yaptığımızı düşünüyoruz. Bırakın öğretmen öğretsin, bırakın okul idaresi kılığına kıyafetine karışsın, bırakalım öğrencilerimiz gerçekten topluma devlete millete yakışır evlatlar olma yolunda adım atsınlar…

 
Toplam blog
: 24
: 1002
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1959 Ordu Ünye doğumluyum. Bursa'da yerel bir gazetede 2 seneye yakın köşe yazısı yazmaktayım; hafta..