Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '07

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimde Ders Kitabı

Eğitimde Ders Kitabı
 

Eğitimde Kitap ve "Kitap"

Eğitimin toplumsal varoluş için zorunluluğu yadsınamaz. Eğitimin birincil temel işlevi geleceğin kuşaklarını doğal varlıktan toplumsal bir varlık haline getirebilmedir.

Toplumsal bir varlık haline gelen birey-insanlık, tarihine ve geleceğine katkıda bulunabilir. Toplumsal bir varlık oluş tarihsel, evrimsel bir zorunluluk olmakla birlikte bunun araç ve amaçları tartışmaya açık ve sınıfsal bir içeriğe sahiptir.

Eğitim temel işlevlerini; okulları, öğretmenleri, eğitim araç ve gereçleriyle sağlar. Tabi ki bu işlev siyasal iktidarın-devletin yönetimi, gözetimi ile gerçekleştirilmekte.

"Sistemin ideolojik yönelimi ne olursa olsun, her "devlet, okulları, kendi çıkarlarını sürdürmek için denetim altında bulundurur". Devletin eğitime müdahalesi, müfredatın, ders kitaplarının, eğitsel yöntem ve etkinliklerini oldukça katı biçimde düzenlenmesine yol açar. O halde eğitim, birey ve grupların (geniş ölçekte sınıfların) siyasal iktidarca idealleştirilen değerlere, yaşam tarzlarına, tutum ve alışkanlıklarına toplumsallaştırılması sürecidir.." (Kemal İnal, Eğitim ve İktidar Okul ve Ders kitaplarında Egemen İdeolojinin Yeniden Üretimi. s. 126, 127)

Toplumlarda ve bireylerde olduğu gibi devletlerde varoluşlarının önemli yönünü eğitime bağlar.

* * *

Eğitim ve kitap toplumsal varoluşumuzun ve gelişmemizin önemli araçlarındandır. Doğal-hayvan bir canlıdan, toplumsal bir varlığa dönüşmemizin en önemli araçları, eğitim ve kitap’tır.

İnsanlaşma-toplumsallaşma sürecinde insanlığın vazgeçemeyeceği bir kurum olan eğitim; onun alt örgütleri olan okullar ve eğitim araçları (kitap ve "kitaplar") toplumsal yapının örgütlenme biçimi ve felsefesine göre biçimlenmektedir daha doğrusu biçimlendirilmektedir.

Nasıl bir insan yetiştirilmek isteniyorsa, ona göre eğitim kurumları örgütlenmekte, eğitimciler eğitilmekte ve "kitaplar" (ders kitapları) hazırlanmaktadır.

Eğitimin toplumsal sistemden bağımsız düşünmenin imkanı olmadığı gibi, sistemin isteği-yönlendirmesi doğrultusunda şekillendirilmesi-şekilsizleştirilmesi de söz konusudur.

"Dünden bugüne eğitim nedir? sorusuna çok farklı tanımlar geliştirilmiştir... Her felsefe ve buna bağlı olarak eğitim tanımları da değişik üretim tarzlarına dayanır. Bir üretim tarzı [ya da toplumsal sistem] "nasıl bir insan istiyorsa" ona göre eğitim felsefesini biçimlendirir.

Her sistem kendi sürekliliğini sağlamak için, kendini yeniden üretmek zorundadır. Bunun için de eğitim yoluyla;

a. Ekonomik olarak kendi ihtiyaçlarına uygun nitelikli iş gücü,

b. İdeolojik olarak da kurulu düzenin değerlerini içselleştirmiş bireyler yetiştirmek ister" (Demokratik Eğitim Kurultayı 1998 kitapçığı, s. 243)

* * *

Okul örgütleri üste idarenin-resminin en geniş anlamda devletin olduğu, onun altında yarı resmi-özerk ve yarı aydın öğretmenin olduğu ve altta da öğrencilerin olduğu bir toplumsal çevre içinde varolduğunu söyleyebiliriz.

Eğitimci-öğretmen; yarı-özerk / Okutmak zorunda bıraktırılan

İdare-resmi ya da devlet / "Kitabı" istediği gibi hazırlıyor, onaylıyor.

Öğrenci; yarı-zorla bilgilendirilip, bilinçlendirilen (daha açık ifadeyle istenilen şekilde olması gereken) insan / okumak zorundadır.
Dikey örgütlenme, doğal olarak, ben merkeziyetçi, otoriter, hatta baskıcı, vb. özellikleri de içinde barındıracaktır. Bu durum eğitim araçlarına da yansıyacaktır.

Özerk-sivil, demokratik, bilimsel ve laik anlayış ve örgütlenmede eğitimde ki ders kitaplarını hazırlaması, denetlemesi, okutulması gerekmektedir. Ayrıca eğitim kamusal bir görevdir.

Doğal bir varlık olarak dünyaya gelen insan yavrusu mevcut toplumsal sisteme göre sosyalleşmesinin en önemli toplumsal kurumları-örgütleri aile ve okul'dur. Okul örgütü bu işlevlerini gerçekleştirmek için çeşitli araçları kullanır.

En önemli eğitim aracı ise kitap ve "kitap"dır. Tabi ki bu araçlar mevcut toplumsal sisteme uygun, onun varlığını sürdürmeye dönük, onun tarafından hazırlanmış/hazırlatılmış "kitaplar"dır. Sıkı, ince, çeşitli ölçülere göre denetlenerek yazılan/yazdırılan ders kitapları yine sıkı bir denetimde okutulması sağlanır.

* * *

Eğitim uygulanışı sürecinde insan biçimlendirmede kullanılan araç ve gereçlerin başlıcalarından biri de ders kitaplarıdır. Ders kitapları, eğitim sisteminin içinde, eğitim sistemi de mevcut devlet sisteminin bütünlüğü içinde ele alınmalıdır.

Ders kitabı nedir? sorusunu şu şekilde tanımlanmaktadır: "Bir dersin öğretimiyle ilişkili olarak hazırlanan ya da seçilen, belirli ölçülere göre incelendikten sonra belli bir okul, sınıf ve ders için öğretmen ve öğrencilere temel kaynak olarak önerilen "kitaplar" dır. Ders kitapları eğitimde önemli bir araç. "Kitap sayesinde öğrenci öğretmeninin anlattıklarını istediği zaman, istediği yerde ve istediği tempoda tekrar etme olanağına kavuşur" (DEK, s. 284)

"İyi" bir ders kitabının öğrencilere ve öğretmenlere sağladığı yararları sıralanmakta:

"a- Kitap, öğretmenin sözlü dersini tamamlar. Öğrenme, öğretme ve anlatılanları tekrar etme olanağı sağlar.

b- Kitap sözlü öğretimin boşluklarını doldurur ve bunun sonucu olarak aradaki kopuklukları giderir.

c- Yeniden gözden geçirmeleri mümkün kılar.

d- Kitap ile çalışmada öğrenci sözlü derse göre daha aktif olmak zorundadır. Kitap öğrenciyi etkinliğe sevk eder.

e- Öğrencinin çeşitli kaynaklardan yararlanma alışkanlığı kazanmasına yardım eder.

f- Öğrenciyi çeşitli yahut değişik görüşlerle karşılaştırır.

g- Öğrencide "eleştirel düşünme" alışkanlığının oluşmasını sağlar.

h- Öğrenimi sıkıcılıktan kurtarır, ilgilinin sürekliliğini sağlar.

i- Kitap öğrencinin okuma alışkanlığı edinmesinde önemli bir araçtır.

j- Kitap, gerektikçe öğrencinin başvurabileceği yegane yardımcısı, hatta özel öğretmenidir.

İyi bir ders kitabının öğretmenlere sağladığı yararlar ise şunlardır:

a- Öğretmenin belleğini tazelemesine, derse hazırlıklı girmesine ve kendine güven duymasına yardımcı olur.

b- Kitap içerdiği ödev konuları ve araştırma soruları ile öğretmene yardımcı olur.

c- Öğretimde öğretmenin temel yardımcısı olan kitaplar, kendi gücünü daha iyi kullanmasına ve dersini daha sistematik anlatmasına olanak verir." (DEK, s. 285)

"İyi" bir ders kitaplarının yukarıda saydığımız "yararları" sağlamakta...

"Kitap, çocuğun ruhsal [duygusal, düşünsel] yönden dayanılmasında, yeteneklerinin geliştirilmesinde ve kişiliğinin biçimlendirilmesinde etkili bir rol oynar; yaşamı boyunca da çeşitli tutum ve davranış geliştirmesine yardımcı olur.

Kitap, çocuğun zihinsel, duygusal [düşünsel] ve sosyal gelişiminde önemli bir uyarımın kaynağıdır." (Mehmet Çoban, Öğretmen Dünyası Haziran 1998, Sayı: 222, s. 4)

Günümüzde ders kitapları hakkında yapılan araştırmalarda çok farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

MEB 1985 yılında ders kitaplarına ilişkin bir araştırma yaptırmıştır. Bu ankete katılan öğretmenlerin %90'ı kitaplardaki bilgilerin mutlaka yenilenmesini, %10'u ise kitaplardaki bilgilerin kısmen değiştirilmesini istemişlerdir." (DEK, s. 287)

Nokta dergisinin 12 yıl önceki anketini atv de Rıdvan Akar hatırlattı: Türkler ve Yunanlılar'ın birbirlerini hiç tanımadan, nasıl birbirlerinden ölesiye nefret ettiklerini sayılarla ortaya koyuyordu anket...

"Hiç Yunanlı tanıdınız mı" sorusuna Türker’in büyük çoğunluğu "Hayır" diyordu. Yunanlıların büyük çoğunluğu da hiç Türk tanımamıştı. Birbirlerinin ülkelerine gidip gelmemişlerdi. Ama "Suyun karşı tarafına kız verir misiniz" sorusuna "Hayır" diyenlerin oranı iki tarafta da aynıydı: Yüzde 100...

Bu husumetin nedenleri muhtelif... Lakin bence başta gelen neden, ders kitapları... Çünkü düşmanlığın tohumları orada atılıyor.

Bugün 12 Eylül Anayasası'nın değiştirilmesi kadar acil bir sorun, iki ülkede de ders kitaplarından düşmanlık içeren mesajların temizlenmesidir.

Kalıcı barışın tohumları okul sıralarında atılmalı..." (Can Dündar 13 Eylül 1999 Sabah gazetesi).


Bilimsel gerçeklikleri, gelişen teknolojik, bilimsel bilgiler sonucunda oluşan yeni norm ve değerleri yok sayma girişiminde bulunurlar. Başarısızlıklar kısa sürede açığa çıkar doğal olarak. Değişme karşısında geri kalan, yeni değer ve normlara uygun kendini yenilemeyen sistemler çökmeye-çürümeye başlar.

Bilimsel, toplumsal değişmeleri anlamayan uyum sağlamayan sistem eskiye ve güce daha çok sarılır. Bilimin ve bilimsel gelişmelerin yerine tutuculuğu yerleştirmeye çalışır. Toplumsal gelişmeye ayak uydurmak yerine direnme çalışır. Toplumsal gelişmeyi anlamayan/anlamlandırmayan anlayışlar ondan korkmaya gücü sarılıp saldırmaya, yok etmeye çalışır.

Temel kavramları, ırkçılık, tutuculuk bağnazlık ve yobazlık olarak sıralayabiliriz. Coğrafyayı tarihi Milli yapar. İlköğretimde 1998-1999 öğretim yılından önce dersleri "Milli Coğrafya" ve "Milli Tarih" yapmıştır. Ne kadar "Milli" olursa o kadar değişime karşı geleceğini sanar!.. Eleştiriler sonucu milliler kaldırılmakla birlikte ders programı biraz daha karıştırılarak "Sosyal Bilgiler" programı oluşturulmuş ve dersin adları da değiştirilmiştir.


"Bilirsizin, öğretim izlencelerinin uygulamaya konulması büyük ölçüde ders kitapları yoluyla olmaktadır. Ders kitapları için, istenildiği kadar birer araçtır, densin; boşuna! Öğretmenler ve dolayısıyla öğrenciler, ne yazıktır ki ders kitaplarını araç gibi değil, amaç gibi görmekte; bir tür "amentü" yerine koymaktadırlar.

Ders kitabı yazarları, zorunlu olarak öğretim izlencesindeki ders konularını "esas" almaktadırlar. Buna uymazlarsa hazırladıkları ders kitapları "Talim ve Terbiye Kurulu'ndan geçip ders kitabı olamaz." (O. Nuri Poyrazoğlu, abece dergisi, Sayı 29, 1998)

* * *

Sonsöz yerine bir önsözle bu derlemeyi şimdilik burada keselim. Nuri Doğan, "Ders Kitapları ve Sosyalleşme adlı doçentlik tezinin önsözünde, araştırmasının sonucunun genel çerçevesini veremeye çalışıyor.

"Ülkemizdeki 43 yıllık çoğulculuk deneyimine rağmen, siyasi iktidarın ders kitapları üzerindeki sıkı denetimleri devam ediyor. İktidarlar bu alandaki tek belirleyicilik imtiyazından taviz vermiyorlar. Bu durum dikkate alındığında, incelediğimiz 1876-1918 dönemi daha da önem kazanıyor. Gerek II. Abdülhamit, gerekse İttihatçılar, bu alanda şüphesiz bugünkü iktidarlardan daha hoşgörülü değillerdi.

 
Toplam blog
: 23
: 1322
Kayıt tarihi
: 03.09.07
 
 

Sosyolog olarak mezuniyetimle birlikte; iki yıl köy öğretmenliği (birleştirilmiş 5 sınıfta tek öğr..