Eğitimde ne kadar başarılıyız, nasıl başarılı oluruz?

Eğitimden kastımız, yetişecek olan bireylerde istenilen davranış değişikliğinin kazandırılmasıdır. Peki, nedir bu davranış değişikliği ait olduğu toplumun benimsediği ve çağın kabul ettiği geçerli, uygulanabilir davranışlardır. Başarı belirlenen

Bundaki amaç yetişecek gençlerin eğitim yolu ile bu davranışların kazandırılması amaçlanmaktadır. Eğer bu istenilen davranış değişikliği kazandırılmadığında verilen öğretimin hiçbir anlamı olmadığı gibi kalıcı olması da mümkün değildir. Burada üzerinde durulması gereken önemli konu, verilecek davranış değişikliklerinin geçerliliği, gerekliliği ve nelerin verilmesinin doğru olacağıdır. Bir başka önemli konu ise davranış değişikliğinin verilme şeklidir, sıkıntı yaşanan en önemli yerde burasıdır. Yani bilginin eyleme dönüşme safhasıdır.

 

Hangi davranışlar verilecek, hangileri geliştirilecek, buradaki amaç nedir? Konuları toplumun bütün kesiminin benimsediği ortak bir amaç olmalıdır. Aksi halinde kalıcılık ta ve uygulamada sıkıntılar yaşanmaktadır. Modası geçmiş davranışların, toplumun genelinin benimsemediği davranışların uygulanmasında ısrarcı olunmasında sıkıntıların yaşanması kaçınılmazdır, uygulansa da kalıcıda olmaz.

 

Eğitimde neye göre başarılı, başarısız ya da ne kadar başarılıyız, ölçüsü nedir? Sorularına vereceğimiz cevap eğitimdeki başarımızı belirler. Kültürel faktörler, sosyal hayattaki eşitsizlik, yani ailelerin gelir durumu eğitimin kalitesini de etkilemektedir. Çocuklarımızı yaşadığı çağa ayak uydurabilecek bir şekilde yetiştirebiliyor muyuz?Yetiştirdiğimiz çocuklar içinde bulunduğu toplumun değerlerini benimsemiş mi? sosyal hayata ayak uydurabiliyor mu? Tarihiyle, tabiatıyla barışık yaşıyor mu, millî ve manevi duyuları benimsemiş midir?

Verilen eğitime etki etmesi gereken faktörler gerekli etkiyi yapmaları gerekir. Eğitimin uygulanmasında etki eden olumsuz faktörlerin ortadan kaldırılması çabası içinde olunmalıdır. Öğretilen eğitimde, eğitime etki eden faktörler arasında ortak bir anlayış hâkim kılınmalıdır. Eğitimle verilen bilgilerinbirçoğunu öğreniyoruz fakat uygulamıyoruz, verilen bilgiyi kullanmıyoruz, pratiğe dönüştürmede sıkıntılarımız var.

Eğitimin amacı mutlu birey, mutlu toplum yaratmak olmalıdır. Bu amaç iyi benimsendiğinde bunun, düzenli, kurallı, uygulanabilir ilişkiler sayesinde olabileceği gerçeğinden hareketle, eğitimin amacı daha iyi anlaşılacaktır.

Eğitimde istenilen başarıyı yakaladığımız söylenemez, bunun için öncelikle uzun bir araştırmadan sonra geniş bir toplumsal kabul, uygulamada kararlılık gerekir. Eğitim paydaşları arasında güven bağı oluşturulmalıdır. Eğitim görecek çocukların dünyasında ise adil davranış, fırsatlarda eşitlik, sahiplenilme duygusu hâkim olacak çalışma içinde olunmalıdır.

 

Eğitimden amaç öğretilenlerin kalıcı olması ve davranışa dönüştürülmesi hedeflendiğiden, yetişecek olan çocuklarımıza istenilen davranışların kazandırılması ancak onlara rol model olarak ve sosyal yaşantıda pratikte yaşıyarak öğretilmesi ile gerçekleştirilebilir.

Eğitimin öncelikli hedefi çocuklarımıza eğitim verecek öğretmenlerin eğitilmesi olmalıdır.öğretmenler çocuklara hangi nitelikleri kazandıracaklarını, onlara nasıl bir model olacaklarını ve nasıl davranacaklarını bilmelidir.onların hayal dünyalarını anlamalı yaklaşımlarını ona göre düzenlemelidir.çocuk kendine sunulan bilginin ve istenilen davranış biçiminin mantığını anlamalıdır ki benimsesin.istenilen davranış değişkliğinin çocukta karekter oluşumunu sağlama yönünde olduğunu bilincinde hareket edilmelidir.Tolumuzda ve hükümetlerin politikalarında hakim görüş okulların fiziki yapısı, sayısı ve öğretmen olup olmadığı yönüde ki yeterlilik kabul görmüş, öğretmenlerin donanımlı yetişmesi verilen bilgilerin yeterliliği, kazanımlar ve bu kazanımların gerçek hayata uygunluğu ve uygulanması sorgulanmamıştır.Verilen kazanımların, bilginin kalıcı olması için çocuğun karekter oluşumu yönünde eğitim yapılması ve çocukta verilmek istenenlerin kendisi için olduğu bilinci geliştirilmelidir.

Çocuğu terbiye etme anlayışı terk edilerek kareketer oluşumu kazandırma anlayışı hakim kılınmalıdır.

Ayhan ŞİMŞEK/Eğitim Yöneticisi.