Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '16

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimde öğretmen kaynaklı sorunlar ve dibe vurmuş okullarda eğitim l

Eğitimde öğretmen kaynaklı sorunlar ve dibe vurmuş okullarda eğitim l
 

Kimi öğrenciler özgüven sorunları yaşıyorlar.


Genç nüfus oranı yüksek bir ülkede yaşıyoruz.

Bu anlamda çocuklarımızın, gençlerimizin eğitimi halledilmesi gereken en önemli konulardan biri.

Hamdolsun, devlet yöneticilerimiz de bunun farkında. Farkında oldukları için okul ve öğretmen sayımız her geçen yıl daha da artıyor. Eğitim teknolojilerinin yenilenmesine, eğitim harcamalarına dünyanın parası ayrılıyor.

Ülkenin her yerinde, her düzeyde ışık ve aydınlık yayan, eğitim düzeyimizi dünya standartlarının üzerine taşıyan, fedakâr, çalışkan, çözüm üretmesini, öğrencilere yaklaşmasını, onları yönlendirmesini bilen, gençlik sorunlarını atlatmalarına ve derslerine yoğunlaşmalarına katkı sağlayan binlerce eli öpülesi öğretmenimiz ve eğitim yöneticimiz var.  
Bütün bunlarla gurur duyuyoruz.

Ne var ki hala çok sayıda dibe vurmuş okulumuz ve eğitimde çözüm bekleyen çok sayıda sorunumuz da, aşağılarda oldukları için gözden kaçan, çözülemeyen küçük ama önemli sıkıntılar da var.

Ulaşılması, dokunulması ve düzene sokulması gereken öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve velilerimiz var. Yeniden gözden geçirilmesi gereken kurallarımız var.

Hiçbir sıkıntı yok ya da mevcut sıkıntılar önemsiz desek olmaz.

Sözgelimi eğitimde dibe vurmuş, yani en düşük puanlarla gelmiş öğrencileri eğitmeye çalışan okullarımız var.

Başta bu okullarda çalışanlar olmak üzere öğretmenlerimizin sınırlı sayıdaki bir kısmına göre bütün sorun öğrencilerde ve onların ailelerinde. Öğrenciler haylaz, aileler de ya vurdumduymaz ya baskıcı. O öğretmenlerimiz sınıfları toparlayamadıklarından, düzenleri kuramadıklarından ve bundan bıktıklarından, yorulduklarından, öğrencileri bir türlü düzene sokamadıklarından söz ediyorlar.

Sayıları az da olsa, kadrosunu almış, sırtını devlete dayamış, kendini geliştirme gereği duymayan, kendine emanet edilmiş olan öğrencileri sorunlarını dinleyip çözümlerin parçası olma yerine sesini yükselterek, notunu kısarak hizaya sokma derdindeki kendileri sorunlu kimi öğretmenler de yönetim ve denetimin yeterince sıkı olmadığı ortamlarda bu bahanelerin gölgesinde bildiklerini okuyabiliyorlar. Bırakın sistemin gelişmesine, eğitim veriminin yükselmesine katkı sunmayı bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde gelişmeyi engelleyebiliyor, bozabiliyor, sisteme tıkaç olabiliyorlar.

Üstelik onların çoğuna göre öğrenciler aptal, geri zekâlı, tembel, sorunlu ve kendileri çok iyi birer eğitimci. Buna da inanıyorlar.

Onlara göre sınıfın tamamına yakını çok düşük notlar alabilir ve bu konuda kendilerinin yapabilecekleri hiçbir şey yok!

Onlar çok az sayıda da olsa bir kısmı derse girip öğrencilere “bugün başım ağrıyor, gürültü etmeyin sessizce bir şeylerle oyalanın” ya da “dersi anlamadım hocam, tekrar edebilir misiniz” diye soran öğrenciye “geri zekâlı mısın, niye anlamadın” karşılığını verme hakkına sahip ama öğrenci bundan yakınma hakkına sahip değil.

Onların bir kısmı ellerindeki ders kitaplarını bir kenara bırakıp, kendi bildikleri kaynakları uzun ders saatleri boyunca öğrencilere yazdırma hakkına sahip ama öğrenci “hocam, yetişemiyorum” deme hakkına sahip değil.

Onlar kimi öğrenciler üzerinde bilerek ya da bilmeyerek baskı kurma, öğrencileri okuldan kaçırma hakkına sahip ama maalesef pek çok veli ve öğrenci itiraz cesaretine de, bilincine de sahip değil.

Hepimiz biliyoruz ki başta “dibe vurmuş okullar” olmak üzere neredeyse tüm okullarımızda ülkemizin geleceği olan kimi öğrenciler “yapamam” duvarının önünde, genellikle yetersiz alt yapıları, baskıcı ebeveynleri ve asık suratlı öğretmenleri olduğu için eğitim anlamında çaresizlik duygusuna bağlı özgüven sorunları yaşıyorlar. Her birinin, samimi bir şekilde ve güler yüz desteği ile “yapabilirsin, kendine güven” ilacına gereksinimleri var. Biraz da yaşları gereği yüzlerini çevirdikleri haylazlık, vurdumduymazlık yollarından “ikna” ile döndürülmeleri gerekiyor. Bunun sorumluluğu da başta ebeveynlerinin sonra öğretmenlerinin sonra da toplumun tüm yetişkinlerinin omuzlarında duruyor.

Evet, bizimki gibi gelişmekte olan bir ülkenin devasa sistemi içinde sorunların olması kaçınılmazdır. Evet, her gün, her an doğru ya da yanlış nedenlerle sayısız yakınmanın, sorunun ortaya çıkması engellenemez.

Evet, çocuklarımızda, ailelerimizde, anlayış ve inançlarımızda, eğitimle ilgili görüş ve beklentilerimizde de çok sayıda sıkıntı var.

Konu eğitim olduğunda taraf durumundaki her kesimde sorunlar var ve olması da normal. Sonuçta hepimiz insanız, anlayışlarımız, kavrayışlarımız, fikirlerimiz farklı.

Onun içindir ki devletimiz özellikle son dönemlerde eğitime öncekilerle kıyaslanamayacak kaynaklar ayırıyor. Onun içindir ki dünyanın pek çok ülkesinde olmayan şeyler bizde oluyor; eğitime yapılan devasa yatırımlar nedeniyle ders kitapları, tabletler hem öğretmenlere hem öğrencilere dağıtılıyor.

Devlet, harcama anlamında bütçe olanaklarını bu konuda zorluyor. Yeni okullar açıp, yeni öğretmenler görevlendiriyor.

Ancak okullar açılıp öğretmenler atanıp dersler başladığında ortaya çıkan kimi sorunlar bir türlü giderilmediği, giderilemediği için de her yıl çok sayıda eğitim çağındaki gencimizin geleceği kararıyor.

Devam edecek…

30.12.2016 06:30

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..