Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '17

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimde önceki sisteme dönülmeli ya da daha verimli bir sistem oluşturmalı

Eğitimde önceki sisteme dönülmeli ya da daha verimli bir sistem oluşturmalı
 

Öğrenciler mezuniyet töreninde


Eğitim, bireyin davranışında istendik değişiklik oluşturma süreci. Bireyde, istendik davranış oluşturma, kolay değildir. Uzun, zor bir süreçtir. Mimar, nasıl mermere, madene; görüş ve düşüncesine göre biçim verirse öğretmen ya da öğretici, öğrenciyi, eğitimin yöntemleri, ilkeleri doğrultusunda değiştirmekle görevlidir. Bu görevi, demokratik, özgür bir eğitim ortamında yerine getirmesi beklenir. Çünkü eğitim ortamı, ne denli demokratik ve özgürse eğitimin niteliği de o denli yüksektir. Baskıcı yönetimlerde, başarı düşük, eğitilenlerin, kimlikleri siliktir.

 

Eğitim, insanlık kadar eskidir. Her toplum, nasıl, hangi niteliklerde, ne için insan yetiştirmek istiyorsa eğitimi de ona göre düzenlemiştir.” Türklerin ve Ispartalıların eğitim amacı, özellikle erkek çocuklarını iyi bir savaşçı olarak yetiştirmektir. Ancak, Türkler kalabalık komşularından kendilerini koruyabilmek için, Ispartalılarsa, kölelerini iyi çalıştırmak için bu amacı seçmişlerdi.(Koçer,1980,s.15)

 

Her toplum, yaşam tarzına, inancına, gereksinmelerine göre eğitimi planlar. Osmanlı'da ilköğretim seviyesindeki Sübyan okullarına "mekteb" veya "küttab", yoksul çocuklar için açılanlara ise "küttab-ı sebil" veya "mekteb-i sebil" de denilmekteydi. Küttab veya mekteb, aynı anlamda olup "yazı öğretilen yer" anlamına gelmektedir. İlk başlarda, burada okuma yazma öğretilse de, daha sonraları temel İslâmî bilgiler de verilmeye başlanmıştır. Bizans'ın eğitim anlayışı İslâm âlemininki ile temel öğretim, genel şartlar ve prensipler bakımından birbirlerine çok yakın bulunmaktaydı. (Vikipedi)

Cumhuriyet’in ilk yıllarında okuryazarlık % 10’un altındadır. Cumhuriyet istatistikleri 1927’de Türkiye’deki okur-yazar nisbetini % 8,1 verir. (vikipedi)

Okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazladır

Türkiye’de 2014 yılında 25 ve daha yukarı yaşta olan ve okuma yazma bilmeyen toplam nüfus oranı %5,6 iken bu oran erkeklerde %1,8, kadınlarda %9,2’dir.

Lise ve dengi okul mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştakilerin toplam nüfus içindeki oranı %19,1 iken bu oran erkeklerde %23,2, kadınlarda %15’dir. Yüksekokul veya fakülte mezunu olan toplam nüfus oranı %13,9 olup bu oran erkeklerde %16,2 kadınlarda ise %11,7’dir
.(Tuik,gov.tr.)

 

Önemli olan geleceğin yaşam koşullarına uygun insan yetiştirmek.Osmanlı İmparatorluğu,dünyadaki gelişmeleri izleyemediği, eğitimi yaygınlaştıramadığı için yıkılmıştır.Enderun, devlet adamları ; medreseler mollalar,tarikatçılar,imamlar yetiştirmiş; ama eğitim toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşmamıştır.

 

Hangi gereksinme için, nasıl bir insan yetiştirmek istiyoruz? Bu sorunun yanıtı, okulda öğrenme ve öğretmenin ilke ve yöntemlerini belirler. Dindar toplum yetiştirilmek isteniyorsa eğitim felsefesi, politikası din ağırlıklı; araştıran, inceleyen, sorgulayan, eleştiren bir toplum yetiştirilmek isteniyorsa eğitim felsefesi, politikasının temeli, bilimsel verilere dayalı olacaktır.

 

Aziz Nesin, vakıf çocuklarının dünyaya, insanlara, olaylara eleştirel gözle bakmalarını istiyor ve şöyle diyor:

Benim söylediklerimi de büyük diye tanıdığınız başkalarının sözlerini de ille benimsemek zorunda değilsiniz. Sözlerimin yanlış bulduğunuz, herhangi nedenle benimseyemediğiniz yerleri varsa ya da tümüne karşıysanız açıkça söyleyin, tartışalım. Salt benim değil, hiç kimsenin sözünü benimsemek zorunda değilsiniz. Kim olursa olsun, ne kerte büyük sayılırsa sayılsın herkesin sözünü, davranışını, tutumunu, yazısını gerekli bulduğunuzda eleştirmelisiniz. Salt insanları değil, gelenekleri, tabuları, yasaları, görenekleri, verilmiş yargıları, her şeyi eleştirmelisiniz. Eleştirmek, her zaman haklı olduğunuz anlamına gelmez. Ama bir şeyi, eleştirdikten sonra benimserseniz, neyi, niçin kabul ettiğinizi bilirsiniz. Eleştirinin amacı, doğruyu bulmaktır.(Nesin Vakfı, broşürü)

 

Bu eğitim anlayışıyla yetişen kuşakların başarısızlıkları düşünülebilir mi?

 

Atatürk’ten sonra Kemalist felsefenin toplumun bütün gruplarınca gereği şekilde benimsenmeyişi, eğitim girişimini, böyle bir anlayıştan yoksun bırakmıştır. .(Bursalı oğlu,1982,s.17)

 

Aziz Nesin’in Pir Sultan Abdal’ı anma törenleri nedeniyle Sivas Madımak Oteli’nde neden yakılmak istendiği, daha iyi anlaşılmıyor mu?!

 

Nasıl bir eğitim ortamı? “Temel liseler” ve kimi liseler dört duvar arasında, spor salonları, laboratuarları, müzik odaları, resim çalışma alanları olmayan okullar, bilgi, beceri aşılamıyor; stres üretiyor.

 

Nasıl bir öğrenim, öğretme? Öğretme, tüm öğrenciler, öğretmenler, konular, okul içi ve okul dışı durumlar için geçerli olmalıdır. İdeal bir öğrenmede, öğretmenlerin hangi koşullar altında nasıl davranacağını, neden belirli biçimde davranması gerektiğini ve davranışlarının öğrenciler üzerindeki etkisinin ne olacağı belirtilmelidir.(Fidan,1986,s.33)

 

Neden eski yöntem? Yöneticiyi, öğretmeni, öğrenciyi stresten uzaklaştırmak için eğitimde eski yöntem. Hep eğitimde,reform yapıyoruz,deniliyor;ama her değişiklikte eğitim içinden çıkılmaz bir durum alıyor.Her reform,eğitimde deprem yaratıyor.Nasıl mı? Bu değişikliklerden memnun ve mutlu olan var mı, bilmiyorum. Bu konuda, kamuoyu araştırmaları yapılmış mı? Ama bugünkü eğitimden, öğrenci, öğretmen, yönetici, veli, hatta MEB’ları da şikâyetçi oldukları için sık sık eğitim izlenceleri (müfredat programları) değişiyor.29 Ekim 1923’ten,18 Kasım 2002’ye dek 68 bakan,2002’den sonra 6 bakan değişmiş. AKP yönetiminde, her bakan değiştiğinde, eğitim izlenceleri de değişmiştir.

 

Ekonomik, sosyal, kültürel, politik yapının değişmesi karşısında, eğitim dizgesinin (sisteminin) değişmesi, kaçınılmazdır da sözünü ettiğimiz yapılar bir iki yılda değişmez. O halde, eğitim neden değişir? Yetkilinin çıraklık, kalfalık, ustalık durumuna göre değişmektedir. Karar yetkisi, tek kişide olunca eğitimde deprem sürecek.

 

Geçmiş yıllarda da, tutarlı bir eğitim politikası izlendiği söylenemez; ama bu denli tutarsız, bu denli toplumu mutsuz eden eğitim politikaları olmadığını, söyleyebilirim.

 

Türkiye’de eğitim sistemi, öğretimin niteliği ve niceliği açısından yetersizliğin sınırına dayanmıştır. En üst düzeyde görev yapan bakanlar bile, eğitim sisteminin çığ gibi büyüyen, elle tutulur biçimde somutlaşan yetersizliklerini kabullenmiştir. Bir bakanın bu çöküntüyü tanımlayan sözleri aşağıya çıkarılmıştır.(Açısalın,1997,s.III)

 

“…bir okulda, bir sınıfta 107 öğrencinin olduğunu gördüm. Öğretmen, sesi kısılmış hâlde bu çocuklara bir şeyler öğretmeye çalışıyordu. Bir tarafta durum böyleyken, öbür tarafta boşalan okullar var.”(Cumhuriyet,8.12.1992,s.3)

 

Türkiye’de, eğitim sürekli değişiklik gösterdiği için okullar da sürekli değişmektedir.MEB, , 2008'de 79 olan ortaöğretimdeki okul türü sayısını 9'a düşürmüş.

 

79 olan ortaöğretimdeki ve Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı okulların belli başlıları şunlar:

 

 Genel Lise,İmam Hatip Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi,Deneme Lisesi Anadolu Lisesi,Fen Liseleri,Endüstri Meslek Lisesi,Teknik Liseler,Öğretmen Lisesi,Anadolu Meslek Lisesi,Sağlık Meslek Lisesi,Maliye Meslek Lisesi,Otelcilik Okulu,Polis Koleji,Güzel Sanatlar Lisesi,Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi,Spor Lisesi,Sosyal Bilimler Lisesi,Temel Lise,Endüstri Meslek Lisesi,Kız Meslek Lisesi,Teknik Lise,Anadolu Teknik Lisesi,Açık öğretim Lisesi/Mesleki Açıköğretim Lisesi,Çok Programlı Lise,Anadolu Gazetecilik Lisesi,Anadolu Tekstil Lisesi,Kimya Teknik Lisesi,Meteoroloji Teknik Lisesi,Motor Teknik Lisesi,Ziraat Teknik Lisesi,İnşaat Teknik Lisesi,Ağaç ve Metal İşleri Meslek Lisesi,Denizcilik Endüstri Meslek Lisesi,Denizcilik Endüstri Meslek Lisesi,Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi,Anadolu Süs Bitkileri Lisesi,Anadolu Terzilik Meslek Lisesi,Büro Yönetimi ve Sekreterlik Anadolu Meslek Lisesi,Geleneksel Türk Sanatları Meslek Lisesi,İç Mimarlık ve Restorasyon Lisesi,Hemşirelik Meslek Lisesi,Mahalli İdareler Meslek Lisesi,Tapu Kadastro Meslek Lisesi

 

Bu çeşitlilik,ülkenin insangücü gereksinmesi açısından önemlidir; ne yazık ki toplumun büyük bir kesimi, bu okulların adını bile duymamıştır.Bu okulların çoğunun sorunları, gereksinmesi gündeme gelmemektedir.Varsa yoksa İmam Hatip Liseleri! Ülkemizde insangücü planlaması yapılmadığı ya da yapıldığı hâlde uyulmadığı için okulların açılması, kapanması politik erke göre değişmektedir.

 

MEB'in kalkınma planları ve hükümet programlarını dikkate alarak, ortaöğretimde okul çeşitliliği yerine program çeşitliliğini esas alan bir yapıya geçirilmesi yönündeki çalışmaları, 2005-2006 eğitim öğretim yılında başladı. Bu kapsamda, Bakanlık tarafından 2008'de yayımlanan genelgede, 79 okul türü bulunduğu belirtildi. MEB, okul türlerinin azaltılması kapsamında liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi çalışmalarını, 2010'da yayımladığı genelgeyle daha da hızlandırdı.

Bakanlık, bu doğrultuda geçen yıl Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyetini sürdüren genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi sürecini tamamladı.

Genel liseler Anadolu liselerine dönüşürken, güzel sanatlar ve spor liseleri de ayrılarak, Anadolu güzel sanatlar liseleri" ile "spor liseleri" olarak yeniden düzenlendi. Şu anda Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı Anadolu, fen, sosyal bilimler, Anadolu öğretmen liseleri, güzel sanatlar ve spor liseleri olmak üzere 6 lise türü bulunuyor.

MEB, bu yıl da ilk olarak Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı liselerin Anadolu liselerine dönüştürme işlemlerini tamamladı. İlgili genel müdürlüğe bağlı faaliyet gösteren 22 okul türü 2'ye düşürülerek, "Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi" ile "Çok Programlı Anadolu Lisesi" adı altında yeniden yapılandırıldı.

Bakanlık, son olarak da Din Eğitimi Genel Müdürlüğüne bağlı Anadolu imam hatip lisesi ve imam hatip liselerini tek bir isimle birleştirerek Anadolu imam hatip lisesine dönüştürdü.

Uygulamaya kademeli geçilecek

MEB, bu çalışmalarla, 2008'de 79 olan ortaöğretimdeki okul türü sayısını 9'a düşürmüş oldu. Uygulamaya 2014-2015 eğitim-öğretim yılından itibaren 9. sınıflardan başlamak üzere kademeli olarak geçilecek. Düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı 6, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı 2 ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı ise 1 lise türü bulunacak. Örgün öğretimdeki bu liselerin haricinde, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı bir de açık öğretim lisesi bulunuyor.(11.05.2014,Hürriyet)

 

4+4+4 Okul dizgesinden (sisteminden) önce, her öğrenci, evine yakın okula gidiyordu. Şimdi,TEOG sınavındaki başarı durumuna göre lise seçebiliyor. Eskiden de Anadolu Liseleri, Fen Liseleri ve diğer meslek liseleri için giriş sınavları vardı; ama genel liselere, giriş sınavları yoktu.

 

Fen Liseleri’nin amacı, bilim adamı yetiştirmekti; ama bu amacın gerçekleşmesi için alt yapı oluşturulmadı. Üstelik cemaatlerin, tarikatların yuvalandığı yerler durumuna geldi. Anadolu Liseleri’ne seçkin, meslek ve alan bilgisi donanımlı öğretmenler seçilir, yurtdışına yabancı dil öğrenmesi için MEB ’ca yurt dışına gönderilirdi.Deneme Liseleri’nde, yeni eğitim izlenceleri denenir; deneme sonuçları değerlendirme bulgularına göre yurt düzeyinde yaygınlaşması sağlanır. Bilimsel,sosyal,kültürel, teknolojik,ekonomik değişmelere göre öğretmenler MEB’ ca hizmetiçi eğitimden geçirilirdi.

 

Oysa4+4+4 okul dizgesi (sistemi) denem okullarında denendikten, deneme sonuçlarının bulguları ışığında yurt düzeyinde yaygınlaştırılır ya da 8+3 sistemine dönülürdü. Eğitimde, masa başında siyasal erkin baskısıyla alınan karalar, gelecek kuşakların ufkunu karartıyor..

 

Eğitim izlencelerinin (müfredatlarının) değişmesi, eğitimin bir boyutudur. Önemli olan ülke koşullarına uygun çağdaş, ileri, toplumun her kesimini kucaklayan bir eğitim felsefesi ve politikası oluşturmak.

 

 

 

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..