Eğitimimde yara var! -I-

Bölüm I:
Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim: Öğrencilerimizin en az %90'ı, onlara anlatılanı anlayacak, öğretilerini öğrenecek, gösterileni yapabilecek kadar zekidir. Esas olan merak ve yönlendirmedir.

Ancak gelin görün ki lise seviyesine yapılan seçme sınavlarının hemen hepsi başarı seviyesine göre öğrenciyi sınıflandırmayı ve bölmeyi hedef almaktadır.

En başarılı addedilen öğrenciler fen lisesine, sonrakiler seçkin anadolu liselerine, süper liselere, kolejlere, düz lise tabir edilen normal liselere, gelecekteki başarısı yerine öncelikli meslek sahipliği düşüncesiyle sırasıyla anadolu teknik ve ticaret liselerine, teknik liselere ve nihayet zurnanın son deliği meslek liselerine gönderilmektedirler.

Yapılan bir şekilde, sanki, en çok zekiden en az zekiye kadar bir sıralama...

Nitekim bu durum ÖSS sınavlarında da yaklaşık olarak aynı sıralamayla tekrar etmektedir: En başarılılar fen liseli en az başarılılar da meslek liseli...

Son dönemde yetkililerce yapılan açıklamalarda ÖSS'nin gerçek başarıyı ölçmede yeterli olmadığı belirtiliyor. Ağırlıkla, bir dolu kitabi bilginin, belirli bir zümre tarafından, bir kısmının çoktan seçmeli bir hale sokulup meslek edinme ve üniversiteli olma hevesiyle tutuşan öğrencilerin önüne konması ve "200 soru için 3 saatin var!" denmesi olsa gerek ÖSS. Ve bu amaçla da milyarlarca YTL harcanan dersaneler, ayrı bir fenomen...

Acaba dersaneler özel liseler sınıfına mı dahil edilse de çocuklar ayrıca bir de bu çileye girmemiş olsa. Nihayetinde eksik kalan birkaç fark dersi nerede olsa verirsiniz öğrencilere... Ya da öğrencileri üniversite sınavına hazırlayamayan MEB (benim değil, dersanelere milyarlarca YTL akıtan öğrenci ve velilerin fikri) en kötü ihtimalle bunu da başaramamış olur, sadece bu kadar... Açığa çıkan liseler de Meslek Yüksek Okulu vs.ye dönüştürülür olur biter. Zaten şu anda bir kısım meslek lisesi de devlet ve vakıf üniversiteleri için aynı zamanda bu hizmeti de yerine getirmiyorlar mı?