Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '09

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimsizler blogdan kovulsun

Eğitimsizler blogdan kovulsun
 

http://www.sehirtiyatrolari.com/museum/37-38-bir-kavuk-devrildi-01.jpg


-Blog yol geçen hanı değildir! Blogda yazabilmek herkesin harcı olmamalı denilmesine…

-İroninin bile ne demek olduğunu bilmeyen insanların burada ne işi olduğunun sorulmasına…

-Blog yazabilmek için en az bir üniversite bitirmiş, diplomasını duvara asmış, ikinci üniversiteye devam ediyor olmasına veya bitirmiş olmasının tercih sebebi sayılmasına…

-Bazen bilmeden de olsa eğitimsizlerin bulunduğu ortama düşerek kalitesi, seviyesi düşen blogerların içine düştüğü durumun düzeltilmesi adına eğitimsizlerden kalite geliştirme bursu adı altında para toplanmasına ve kalitesi düşen eğitimli seçkin bireylerin gönül tamiri için kullanılmasına, onore edilmesine…

-Şu ana kadar ilkokul mezunu bile olmayıp da adını altın harflerle tarihe yazdıran halk ozanlarının yaşıyorsa kendilerinden, yaşamıyorsa varislerinden bu tacın geri alınmasına veya bu yolla kazandığı paraların tümünün geri alınarak üniversite bitirenlere verilmesine…

-Bu eğitimsizleri okutmayan ya da okutamayan ebeveynlerin yaşıyorlarsa idamına, burada blogcu olarak yazmalarına olanak sağlayıp da eğitimli insanların içine çekildiği seviyesizliği seyreden Milliyet yönetiminin maddi ve manevi tazminata mahkum edilmesine…

-Blogda yazan eğitim camiasının değerli üyeleri olarak hükmetmiş bulunmaktayız.

-Türkiye’nin bugünlere gelmesinde eğitmenlerin rolü mü nedir?

-Böyle bir soruyu sormak hangi densizin haddi ola ki… Kanına mı susamış yoksa…

-Kısacası…

-Bundan böyle blogda yazabilmek için üniversite diplomasının zorunlu tutulmasına, bir fotokopisinin blog editörlerine gönderilmesine, fotokopide "noter tarafından onaylanmış"! aslının aynıdır mührünün bulunmasına, diplomayı gösteremeyen ya da göstermek istemeyenlerin diskalifiye edilerek blogdan uzaklaştırılmasına, bu yolla eğitim camiasının güzide insanların seviyesinin korunmasına eğitim camiasının güzide emekçileri olarak karar vermiş bulunmaktayız. Bunu istemek hakkımız. Söke söke alırız.

Aşağıdaki fıkrayı da kim yazmışsa ayıp etmiş. Kaile almaya bile değmez sevgili üniversiteliler. Bundan böyle sadece kendi seviyemizdeki insanlarla muhatap olalım, konuşalım, görüşelim. Biz bize yeteriz. Bilerek ya da bilmeyerek yeterince seviyemizi düşürdük zaten. Onlar gitsin yeni çöplük bulsun kendilerine. Fıkrayı da okumayın, okutmayın aman ha! …

Adamın biri Iran taraflarından gelen bir mektubu Hoca’ya vermiş:

- Hoca’m, sana zahmet şu mektubu bir okuyuver.

Hoca bakmış, yazı hem okunaksız, hem de Farsça yazıl­mış. Hoca mektubu getiren kişiye:

- Bunu siz başkasına okutun.

Adam ısrar edince açıklamak zorunda kalmış:

- Ben Farsça bilmem. Türkçe de olsa yazı okunaklı olma­dığı için yine okuyamazdım.

Adam bu durum karşısında sinirlenmiş:

- Başında kocaman kavuk, üstünde şu cübbenle şu mek­tubu okuyamıyorsun, bir de hocayım diye geçinirsin!

Hoca kavuğunu cübbesini çıkarıp adamın önüne koy­muş:

- Keramet kavukla cübbedeyse, buyur sen giy, mektubu da sen oku.

*** Bu arada saat 05.14. Seviyesini bilemeyeceğim ama deprem oldu. Şaka yapmıyorum, gerçek deprem. Bugün var, yarın yokuz yani... İster üniversiteli ol, ister üniversitesiz (!) deprem herkesi götürür.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..