Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Eğlenmek mi, yaşamak mı tercihimiz?

Eğlenmek mi, yaşamak mı tercihimiz?
 

29 Ekim 2008 Cumhuriyet Kutlamalarından (Foto: Seval UZUNAL)


Havai fişek gösterileri görsel bir şölendir ama bu konuda da ölçüyü kaçırdık.

Turizm beldelerinde eğlence; şehirlerimizde ise hem eğlence hem de şampiyonluk, diploma, düğün, sünnet vb kutlamalarıyla süren havaii fişek kullanımı, ne yazık ki yaşama ciddi boyutlarda zarar vermekte, yarattığı ses, ışık, hava kirliliği ve yangın, patlama tehlikesi ile çevredeki insanları, hayvanları olumsuz etkilemekte, yaban hayvanlarının toplu ölümlerine yol açmaktadır.

Bütün bu zararlarına karşılık, havai fişek patlatabilmek için kaymakamlıktan izin almak gerekiyor, o kadar!

Havai Fişek işini yapan firmalar var...İzin almayı da hallediveriyorlar. Siz paradan haber verin!

Özel kutlamalara sınırlama da yok. Aynı gecede, birden çok yerde havai fişek atılıyor. Fişek atma süresi de paraya bağlı görünüyor çünkü saat 23:00'e kadar izin var, süresi yok.

Birilerimiz eğlenirken yaratılan ışık, gürültü ve hava kirliliği, sadece hayvanlara değil, çevre insanlarına da (hasta, bebek, yorgun, öğrenci, ...) zarar vermektedir.

Dahası, çevre sakinlerinin haberi olmadığından yüreklere korku da salıyor. Korkuyu abarttiğimi düşünüyorsanız, bir gece evde siper aldığımı söyleyerek cevap vereyim.

Epey bomba silah patladığı yıllarda yaşadığımdan, ne yazık ki, seslerini tanırım. Şarjorler boşaltıldı ve patlamalar bombayla eşdeğerdi, bundan kuşkum yok. Yok da, kime anlatayım derdimi. Bir çatışma çıktı sandım. Çocuğumu camlardan çekip sipere yatırdım. Yavrucak korkudan titriyordu. Bebekleri düşünemiyorum...

Kuş çığlıkları, hayvan bağırışmaları, mermi, bomba seslerine karıştı...
Pencereden ışıltı falan görünmüyor. Ortalığa düşecek değilim. 155'i aradım.
"Mahalle karakoluna sorun" deyip bir numara verdi. Yazdım... Mahalle karakolu, devriye ekibinin numarasını verdi. Yazdım... Sonunda öğrenebildim ki bir futbolcumuz düğün yapıyormuş...

Bunca telefonlaşma abartısız 10-15 dakika sürdü, yavrumun korkuyla siperde kalışı da...

Önce ateşleme patlamaları duyulur malum, süslü ışıltılar hemen olmaz gökyüzünde. Hem herkesin penceresinden ışıltısı görünecek değil ki. Ses her yerden duyulur da, sesten çok hızlı olmasına rağmen ışık doğrudan göze gelmedikce görünmez.

Sanalağda hızla taradım. Tehlikelerini, zararlarını anlatan biraz bilgi var. (Rastladığım en bilimsel yazı: http://www.oltacilar.com/forum/sohbet-ve-tanisma-odasi/5828-havai-fiseklerin-zararlari.htm)

Yasaklayan çevre dostu kaymakamlarımız da var. Dilerim kaymakamlarımızı yük altında bırakmadan, ilgili bakanlık tümden yasaklar bu işi.

Her kentimiz için önemli bir sorun olduğuna inanıyorum ya, İstanbul 20 milyona varan toplam nüfusu ile en olumsuz etkilenen şehrimiz bence. İstanbul kıtalararası en önemli kuş göç yolunda ve her iki baharda da, nesli yok olma tehlikesinde olanlar dahil, milyonu aşkın göçmen kuş boğazdan geçiş yapıyor. Milyon yıldır ögrenilmiş göç yollarında geceleri uçan kuşlar, uçarken havai fişeklerin bombardımanına uğruyorlar. Ne yazik ki çoğu kıvılcımlardan yanıyor, parlak ışıklardan kör oluyor, rotalarını şaşırıyor ve sadece bu kirlilikten ölüyorlar. Onların yollarını değiştirmeleri mümkün değil. Asıl yollarını kesen biziz!

Gözümüze hoş gelen o renk renk patlamalı ışıklar, pek çok canlının ölümüne yol açmanın yanısıra, gece gündüz düzenini bozarak yavrulamayı, yavruları beslemeyi, hayatta kalma savaşı veren yavruları olumsuz etkilemekte; patlamanın çok yüksek sesi de, biz insandan daha hassas duyma yeteneğindeki bütün hayvanlar için ölümcül olabilmektedir.

Ekosistem bozulunca diğer canlı türleri de tehlike altına girecektir.
Nihai olarak insan da...

Kutlamalarda patlayıcı madde, havai fişek atma kesinlikle kaldırılmalı.
(Havaii fişekli kutlamalarını durdurmak için bir imza kampanyası: http://www.validebag.org/imza1.php )

Durduralım bu havai fişek işkencesini!

Eğlenmek mi, yaşamak mı tercihimiz?

 
Toplam blog
: 41
: 1621
Kayıt tarihi
: 29.05.07
 
 

Doğaya, sanata, spora, bilime ve ülkeme bağlı; doğruya, gerçeğe, akla yönelik; uluslara saygılıyı..