Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Einstein ve şoförü

Einstein ve şoförü
 

Einstein kadar mütevazi şoförü kadar uyanık ol.


Bugünkü hikayemiz tam da pazar günlerine uygun düşer diye, hemen anlatmaya başlıyorum izninizle...

Ben de bu hikayeyi arkadaşım Murattan dinledim ilk... Hani şu " Bekara karı boşamak kolay! " ve " Bütün çulsuzlar da hayvansever mi ne?!! " başlıklı yazılarımın ilham kaynağı, meslektaşım Murat'dan bahsediyorum size. Hatırladınız mı onu kolayca siz de?

Hikaye şöyleymiş efendim:

Einstein konferanslarına hep özel şöförüyle gidermiş. Yine bir konferansa gitmek için yola çıktıkları bir gün, şoförü Einstein'a:

" Efendim... Uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum." demiş.

Emektar Şoförünün bu sözleri üzerine, Einstein gülümseyerek şoförüne şu teklifte bulunmuş:

" Peki... Şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar... O halde bugün, burada palto ve şapkalarımızı değiştirelim. Benim yerime, bugünkü konferansta sen konuş. Ben de arka sıralarda seni dinleyeyim."

Einsteinın şoförü, o günkü konferansta gerçekten çok başarılı ve şahane bir konuşma yapmış. Kendisine sorulan bütün soruları doğru cevaplamış. Şoför tam yerine oturacağı sırada, bir kişi o güne kadar katıldıkları hiçbir konferansta sorulmayan çok ağır bir fizik sorusu sormuş; bizim kendine güvenen, uyanık şoföre...

Şoför hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:

" Bana böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip! " demiş.

Sonra da salonun en arka sıralarında oturan şoförü Einstein'ı işaret ederek sözlerine şöyle devam etmiş:

" Şimdi size arka sıralarda oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz bu basit soruyu göreceksiniz o bile kolayca cevaplayacak! "

Milliyet Gazetesi'nin duayen yazarlarından sevgili Hasan Pulurun o meşhuuur kıssadan hisse'leri vardir ya hani... Ben de bu hikayeyi dinlediğimde kendim için şu hisseleri çıkardım kendime:

- Bir gün Einstein kadar insanlığa malolmuş bir adam olsan bile, asla alçakgönüllülüğü elden bırakma.

- Bir çalışanın senden yapabileceğini düşündüğü bir şey için  izin istediğinde, tereddütsüz bir şekilde ona izin ver. İzin ver ki, çalışanının hem sana hem kendine olan güveni gelişsin.

- Birlikte çalışacağın insanları öyleleri arasından seç ki... Seni can kulağıyla, söylediğin her sözü ezberleyebilecek kadar şevk ve istekle dinlesin. İşinle ilgili anlattığın her ayrıntıyı harfi harfine hafızasına kazıyabilsin.

- Birlikte çalışacağın insanlar, kendine güvenli, işine saygılı, gözü açık ve pratik zekaya sahip ve hatta biraz da hazır cevap olsunlar ki... Sana da bir faydaları, bir katma değerleri olsun. Unutma!...

- Çalışacağın insanları mümkün olduğu kadar atak kişilikli olanlardan seç ve onların da gerektiğinde yolunu açabil ki; ihtiyacın olduğunda, onlar da senin yoluna ışık olabilsin.

- Çalıştığın insanlar, değişim, kişisel gelişim vesorumluluk bilincine sahip olsun ki... Söylediklerini ciddiyetle yerine getireceğinden emin olduğun çalışanların sayesinde, gözün asla arkada kalmasın.

Bu hikayeyi dinlediğimde, ben, kendim için bu dersleri çıkarabildim kendime, Umarım, çok keyifli ve anlamlı bulduğum bu hikaye, okuduğunuzda siz de de farklı duygu ve düşünceler bırakır bir biçimde.

Not: Yazıda kullanılan görsel www.hayatveben.wordpress.com adresinden alınmıştır. 


 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..