Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '16

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Ekibinizi Motive etmenin yöntemleri

Ekibinizi Motive etmenin yöntemleri
 

Çalışanların motivasyonunu en çok etkiliyen faktör direk olarak bağlı çalıştıkları yöneticilerinin onlara gösterdiği tavır ve davranışlardır. Yöneticilerin ekibini nasıl motive veya demotive edebileceğini tartışmaya açmak istiyorum.
 
Amacım ekibini motive etmek isteyenlere yol göstermek, demotive edenlerin kendilerini sorgulamasını sağlamak. Aslında işin özü, altın kuralı uygulamak, empati yapmaktan geçiyor bence. Üstleriniz neyi nasıl yapınca motive oluyorsunuz yada demotive oluyorsunuz?
 
1- Altın kural, size davranılmasını istediğiniz gibi davranın. Binlerce yıldır her türlü insani ilişkide başarıyla işleyen bu kural en temel göstergeniz olsun. Size yapılmasını istemediğiniz birşeyi siz de uygulamayın.
 
2- Ekibinizin kariyer rotasını onlarla birlikte belirleyin. Ve onlara kariyerlerini önemsediğinizi gösterin. Bireysel gelişim göstermeleri için onlara mentörlük, koçluk yapın. Eksik yönlerini ve kendilerini geliştirmek için almaları gereken eğitimleri belirleyin. Değişime ve gelişime onları teşvik edin. Birşeyler öğrenemediği, kendini geliştiremediği için iş değiştiren pek çok kişi tanıdım, bir kısmı da benim ekibimdeydi. Maalesef kariyer planlarını yönetmeyi beceremediğim için elimde tutamadığım çok personelim oldu.
 
3- İş ve özel yaşam dengesini kurmalarına yardımcı olun. Özel işlerini halledebilmeleri için gerektiğinde çalışma saatlerinde esneklik sağlayın. Aileyle ilgili işler, doktor randevuları gibi konularda göstereceğiniz anlayış ve esneklik ekibinizi tahmin edeceğinizden çok motive edecektir. Sabahları geç kalmalarını, alışkanlık haline getirmedikçe, fazla büyütmeyin. Ekibinizin birbiriyle kaynaşmasını sağlayın. İş yerinde sosyal vakitler ve ortamlar yaratın. Her gün işe gelirken “of aman yine mi işe gidiyorum” duygusunu yok etmeye çalışın. İşlerini sadece para için yaparlarsa demotive olacaklardır. Bir gün bir yıldız gibi kayar giderler.
 
4- Empati yaparak anlamaya çalışın ve ekibinizi dikkatlice dinleyin. Onlara değer verdiğinizi gösterin. Kendilerine, fikirlerine değer verilmediğini düşünmeleri aşırı demotive edicidir. İşi geliştirmekle ilgili veya işteki problemleri çözmekle ilgili fikirlerini dinleyin. Kaygılar, hayal kırıklıkları, çatışmalar, üzüntüler, ailevi sorunlarını dinleyin. Abartmadan elbette. Sürekli olarak numaradan hasta olanları ve sizi kandırmaya çalışanları mutlaka ikaz edin. En az sorun yaşayan, en az mazeret bildiren, işe sürekli vaktinde gelen personelinizi de ayrıca ödüllendirin.
 
5- Yönetici pozisyonunuzu kullanarak dedim oldu, yaptım oldu, ben öyle istiyorum düşünce şekline sahip olmak, ekibinize ve tercihlerine saygı duymamak onları demotive eder. Ekibinizle yapacağınız toplantılarınıza geç kalmak, yönetici olduğunuz için bunu kendinizde bir hak olarak görmek, ekibinizle aranıza duvar örecektir. Toplantılarınızı sürekli ötelemek önemsiz hissetmelerine ve iyice demotive olmalarına sebep olacaktır. Ekibinizin zamanlarına saygı gösterin, onları bekletmeyin. Maillerine, mesajlarına mutlaka geri dönün. Detaylı cevap veremiyorsanız bile döneceğiniz zamanı bildirin. Sorularını, isteklerini sonra sonra diyerek ötelemeyin. Telefonlarınıza çıkın ve rahatsız ettikleri hissini yaratmayın. Önerilerini görmezden gelmeyin. Emredilenleri emredildiği gibi yapmalarını, fikir üretmemelerini asla söylemeyin. Askeri bir disiplin ve hiyerarşi oluşturmaya çalışmayın. Bunlar küçük önemsiz şeyler gibi gözükebilir ama ekibinizin hislerinde büyük etkisi vardır. Yöneticilerinden ve patronlarından nefret eden çalışanlar çok hızlı bir şekilde iş değiştiriyor. Kendinizi sevdirmek için onlara sevgi ve ilgi gösterin. Vermeden alamazsınız.
 
6- Ekibinizden birinin başardığı bir işi mutlaka ilan edin. Bazen maddi bir ödülden bile önemlidir, işe yaradıklarını hissetmelerini sağlamak. Katkıları çok küçük bile olsa ekibinizin emeğini küçümsemeyin. Ben olmasaydım siz ne işe yarardınız havası yaratmayın. Unutmayın ki “Şeyh uçmaz, müritleri uçurur.
 
7- Öfkeden kendinizi kaybetmeyin, işyerinde terör estirmeyin. Gelene gidene bağırıp, çağırmayın. Öfkenizi kontrol edemiyorsanız, ekibinizi hata yapmaktan korkar, inisiyatif alamaz bir hale getirirsiniz. Eleştirel bir yaklaşımınız olmalı ama eleştirileriniz teşvik edici olmalı, kırıcı değil.
 
8- Ekibinizi ve başarılarını mutlaka övün. Kovma tehtidiyle iş gördürme devri çoktan kapandı. Çalışanlar artık ruhlarının okşanmasıyla verimli olabiliyor. İyi bir iş yaptıklarını ve değerli olduklarını duymak isterler. Basit ama etkili teşvik edici cümlelerle inanılmaz bir motivasyon ve bağlılılık sağlarsınız. Başarısız olduğunu ve performans gösteremediğini düşünmeleri çalışanlarınızın demotive olmasına ve iş değiştirmelerine sebep olacaktır.
 
9- Ve son olarak da patronların pek sevmediği başarının maddi olan kısmını paylaşmaya geldik. Hedefleri dağıtırken gösterdiğiniz bonkörlüğü ödülü paylaşırken de gösterin. Şirketinizin performans göstergeleriyle (KPI) ekibinizin ekonomik beklentilerini birbirine bağlayan, ulaşılması imkansız olmayan hedeflerle bir prim sistemi oluşturun. Ödemekten sakınmayacağınız miktarda primler üreten ama aynı zamanda da teşvik edici olacak hedefler belirlemelisiniz. Dönemler çok uzun olmasın ve söz verdiğiniz gibi de primlerinizi ödeyin. Bu sisteme sadece satış ekibi ve üst yönetimi değil her seviyedeki tüm çalışanlarınızı dahil edin.
Son madde haricindekilerin şirketinize bir maliyeti yoktur. Aslında son maddeyi de iyi planlayabilirseniz onun da şirketinize maddi-manevi katkısı maliyetinden katbe kat fazla olacaktır. Ekibinizi motive etmenin aklıma gelmeyen ve sizlerin zaten uyguladığı türlü yolları olabilir. Olabildiğince kısa ve basit tutmaya çalışarak ilk aklıma gelenleri yazdım.
 
Görüşlerinizi ve benim aklıma gelmeyen eklemek istediklerinizi yorum olarak ekleyebilirseniz memnun olurum.
 
Sevgiler, saygılar
www.DorukAktoprak.com
 
Toplam blog
: 5
: 220
Kayıt tarihi
: 28.09.15
 
 

Anamur'luyum. 93'te Cerrahpaşa İngilizce Tıp Fakültesini kazandım, 2 sene okudum ve yanlışın nere..