- Kategori
- Alışveriş - Moda
Ekmeği Dizinde
EKMEĞİ DİZİNDE OLMAYALIM
En güzel suretle ve akıl nimeti ile dünyaya gelen insan büyük bir özveri ile hayata hazırlanmakta. Canlılar içinde en zor ve meşakkatli büyüyen tek varlık insanoğludur.
Nakış nakış, ilmek ilmek yıllarca nice fedakarlıkla bizleri hayata hazırlayan ve yetiştirenlerin üstümüzdeki emeği küçümsenemeyecek kadar çoktur. Maddi ve manevi, verdiğin emeğin karşılığını alamamak karşımızdakinin haksızlığıdır nihayetinde.
Yapılan haksızlıklar insanların vicdanında birikir ve bir gün patlar. Verilen onca mücadeleden sonra haksızlığa uğramak, kadir kıymeti bilinmemek, kalbinde ağaç yarığı derin izler bırakır. Sanki bir gülle düşmüş gibi ruhun bilincin darmadağın olur.
İnsan her daim kalbinin mutmain tutulmasını ister çünkü hayatımızın bir saniyesi bile çok kıymetlidir. Bir malın veya hizmetin değerli olmasını sağlayan aslında ona harcanan emektir.
Hayatımız ve geçimimiz için arı misali, mücadeleden vazgeçmeden çalışmalıyız.
Hiçbir şeye emek harcamadan ulaşamıyoruz, ulaşmak istenilene kavuşmak da, çok çalışmak ve mücadele etmekle olanaklı. Bu hayatta kazandığımız değerli şeyler çabamız ve azmimiz sayesinde kıymetli hale geliyor.
Bir annenin evladı üzerindeki emeği, bir öğretmenin öğrencisi üzerindeki emeği en kutsal olanlarından…
Her insanda bir benlik, vicdan ve ar duygusu vardır. Fakat bazıları bu duygusal sorumluluklardan bilerek ya da bilmeyerek uzak durur. Bunu yapmak öyle kolay değildir, vicdan ve aklıyla hareket etmek her insana nasip olmaz. İnsana verilen değere saygı duymak, yapılan hizmetlerin farkında olmak erdemlik isteyen bir duygudur. Gönül gözü kör olan insana ne yapsan nafile, gönlüyle birlikte gözü de kördür.
İnsanın burnu pislikten kurtulunca her şeyi unutur, civciv çıktığı kabuğu beğenmezmiş.
Kendisine yapılan iyiliği bilmeze veya yapılanları çabuk unutana NAN/KÖR denir.
İyiliği unutma hali, güçsüz, zayıf, ve tükenmiş ruhlara özgüdür. Kedi nankör bir hayvan olarak bilinir, karnını doyurup kucağınıza alıp seversiniz, bir de bakarsınız ki kızıp her şeyi unutup elinizi yüzünüzü tırmalayıverir.
Kedi işte!
İnsanoğlu da böyledir. Kimi, mürüvetsizdir, kadir şinas hiç değildir.
Başkalarının hayatımıza yaptığı katkıları görmek ve fark etmek, kendimizi görme biçimimizi olumlulukla etkiler.
Gelecekte nasıl mutlu bir hayat süreceğini planladığımız çocuklarımız gibi, zamane neslinin de ekmeği dizinedir.
Bizde mi yoksa şimdiki nesildemi bir anormallik var, bilemedim.
Herkesi mutlu etmek için hayatımızın en güzel yıllarını veriyoruz, uykusuz ve aç kalıyoruz yeter ki karşımızdaki kişi veya kişiler mutlu olsun diye.
Oysa bazen karşınızdaki sizinle gideceği yere varınca yanınızdan ayrılır.
Ne yaparsanız yapın insanoğlu kendi anlamak istediği kadarını anlıyor.
İnsanı hayata hazırlamak için çekilen bütün zorluklar eğer karşınızdaki kör ise, onu nereye götürürseniz götürün o karanlık dünyasından çıkamaz.
Bakar fakat göremez, ne zaman işine gelirse açılır gözleri, işte o zaman kör değil 'nankördür!' Dünyanın en güzel nimeti görebilmekse, görmekten gönlümüzü alıkoymayalım.
Atalarımız ‘’İyilik yap denize et balık bilmezse Halik bilir ‘’ demişler.
Vardır bir bildikleri diyerek, gönül gözü olmayana karşı gönül kapılarımızı kapatıp da kafesine sığınmış kuş gibi çırpınmaktan vazgeçelim…