Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '14

 
Kategori
Mizah
 

Ekmek arası köfte

Ekmek arası köfte
 

Cezaevlerindeki yemeğin nasıl yapıldığını ve hangi lezzetle olabileceğini herkes bilmektedir. Yapılan yemekleri yeniden terbiye yapmak, neredeyse bir kural gibidir ve buradaki yaşam, ayrı bir gezegendeki yaşam gibidir.

Dışarıdan bir mektubun gelmesi, açık ya da kapalı ziyaretlerin olması, içerideki tıpkı bezelye taneleri gibi birbirine benzeyen günleri ayrıştırıyordu ve ona bir anlam, renklilik kazandırıyordu.

Koğuşta bir hareketlilik ve bir telaş vardı. Nedeni açık görüşe çıkacak olmamızdı. Akşamdan yatak altına ütülü olsun diye bıraktığımız pantolonlarımızı giymiş, tıraşımızı olmuş, isimlerimizin anons edilmesini bekliyorduk. Bursa E Tipi, yine olağanüstü günlerinden birini yaşayacaktı. İsimlerimiz okununca, yaptığımız elişlerini yanımıza alarak kapı altına, oradan da açık görüş yapılacak avluya çıktık. Bir uğultu, bir sevinç dalgası sarmıştı her yanını avlunun.

Anamı gördüm. Yüzü gülüyordu, yeğenimin elinden tutmuştu. Yeğenim ağlıyordu ama elindeki ekmeği de bırakmıyordu. İkisine birden koştum; sarıldık, öpüştük... Özlemlerimizle, sevinçlerimizle çöktük sıralara. Yeğenim anamdan kopup yanıma geldi, kucağıma oturdu. Elindeki ekmeği bana vererek:

“Amca bu senin.” dedi.

Anlayamamıştım. “Sen yemelisin.” dedim, “Büyümelisin.”

“Amca ben her zaman yiyorum. Sen ye.”

Ekmeği aldım... Ekmek mis gibi kokuyordu. Arasında köfte vardı ve köfte de mis gibi kokuyordu.

“Peki, sen neden ağlıyorsun?” diye sordum yeğenime.

Gözyaşlarını silerek güldü:

“Ağlamıyorum ki...”

“Peki, nedir bu gözyaşların?”

Gülümseyerek;

“Nedenini bana değil babaanneme sormalısın.” dedi.

Nedenini anlıyordum şimdi. Anam, yeğenim ile işbirliği yaparak elindeki köfte ekmeği bana ulaştırmak için bir plan yapmışlar ve başarmışlardı da. İçeriye yiyecek sokmak yasaktı. Anam yeğenimin eline çeyrek ekmek köfteyi tutuşturup, “Bunu amcana yetiştirmeliyiz.” demiş. “Gardiyan elinden almaya kalkarsa, kendini yerlere at, avazın çıktığı kadar bağır, susma ve en önemlisi elindeki köfteyi kaptırma!”

Başarmışlardı. Açık görüş bittikten sonra ziyaretçilerim gitti. Çeyrek ekmeği ve köfteleri aramızda paylaştık koğuş arkadaşlarımla. Köftesini koklayan, dalıp dalıp uzaklara bakan, köftesini kitap sayfaları arasında kurutmaya kalkanlar bile olmuştu!

Anamın ince zekâsına bir kez daha hayran kalmıştık.

 
Toplam blog
: 62
: 233
Kayıt tarihi
: 12.01.12
 
 

1977-78 İzmir Namık Kemal Lisesi Edebiyat Bölümü mezunuyum. Çesitli dergi ve sayfalarda öykü, den..