Ekmek kaça, Merve?..

Fasulye kafalı hamarat televoleci, manken kıza sordu: "Pekii...Ekmek kaça?"
Kız, bayağı düşündü taşındı..." Yaa...Ne bileyim, parayı veriyorum, üstünü alıyorum, çantama atıyorum." Televoleci, bütün porselenleri görünecek şekilde yılışık yılışık sırıttı.

Be hey fasulye kafa!.. O kız, ekmeğin kaça olduğunu bilse ne olur, bilmese ne olur?
Günde iki dilim ekmek yiyor, o da çavdar veya kepekli.. 35 kuruş verse ne olur, 35 lira verse ne olur? Zaten artık fırınlarda, boy boy, çeşit çeşit, değişik fiatlarda ekmek var. Ben her gün somun ekmek alıyorum; 100 kuruş...100 kuruş diye cevap versem, dünyadan haberin yok mu diyeceksin? Be hey denyo!

Fasulye! Sen o kadar daldıysan memleket meselelerine; al kameranı, git çamurlu mahallelere! Sor bakalım karşına çıkan ilk sümüklüye; söylesin sana kaç para olduğunu ekmeğin.. Onların evine günde 15 ekmek girer, o bile yetmez! Sen kendine bak fasulye! Halılı otellerde dolaşacağına, güzel kızları dalgaya alacağına, çek lastik çizmeleri, git çamurlu mahallelere... Bana oralardan haber ver!

Ara sıra, çarşıya pazara git. Biraz da pazarcıya, esnafa mikrofon uzat; televoleni oralarda yap. İlginç te olur vallahi. Reyting alırsan maaşına zam da yapar müdürün belki. Haa!.. O kızlara sorduğun soruları müdürüne de sorsana! Hep aynı takımla haşır neşir olmanızdan bıktım artık!

Neyse, ben de sapıttım yine. Sen bu blogu okuyacakmışın gibi yazıyorum. Neredeeee?...
Otellerden, diskolardan, "beach" lerden fırsat mı kalıyor sana, börülce kafalı kardeşim?
Bu gece çok çalışmışındır. Sen git, yat uyu. Yarın da kalk, bizi uyut!