Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ekmek mi yiyoruz acaba?

Ekmek mi yiyoruz acaba?
 

Bir zamanlar sokaklardan, evlerin yanından geçerken; pişen bazlamaların kokusu, burnumuzun direğini sızlatırdı. Öyle bildiğiniz anlamda kötü bir sızlatma değil, insanın içine kadar işleyen sıcak, taze ekmek kokusu. Özellikle köylere giderken; sabah erkenden kadınların kalkıp yufka ekmek yapmaları, en çok sevdiğim manzaradır. Seyredilmesi, yağlı veya yavan yenmesiyle içimizi huzur kaplar, anlatılamaz bir mutluluk ve sevinç verir. Un, su, tuzdan başka katkı maddesi içermeyen çeşitli ebatlarda ekmeklerimiz vardı. Tandırda pişen tandır ekmekleri, sacda, soba üzerinde pişen yufka ve bazlamaların hayatımızda, yaşam tarzımızın şekillenmesinde çok büyük bir önemi vardır.

Hangimiz bir evin yanından geçerken, yapılan yufka emek ve bazlamaların kokusunu alınca, dönüp bakmaktan kendini alabiliyor. Buram buram ekmek kokusu, bir mıknatıs gibi sizi çeker kendisine. Dalga dalga yayılan bu kokuya, elinizde olmadan yönelir; “keşke bir tane verseler de yesek” diye iç çekerseniz. İnanın hiç bir koku, ekmek kokusu kadar insanı etkilemez.

Şimdilerde ekmek mi yiyoruz, yoksa başka bir şey mi yiyoruz, inanın belli değil.

Çocukluğumuzda köyden şehre gidenlerin getirdiği fırın ekmeklerinin kokusunu asla unutamıyorum. Oysa şimdi fırının içinde bile ekmek kokusunu bihakkın alamıyoruz.

Kırsal kesimde ya da modern şehirleşmenin içerisinde, henüz tam şehirli olmayan-olamayan varoşlarda yaşayanların, sıkça yaptıkları ekmek çeşitlerini saymazsak; modern yaşam tarzıyla beraber, fırınlardan alıp yediğimiz ekmeğimizin, hem özelliğini, hem de güzelliğini kaybettik.Başımıza musallat edilen şehirleşme yaşam keşmekeşi, içerisinde, her şeyimizi dışarıdan, özellikle batıdan ithal etmeye başladık ve beraberinde en temel gıda maddemiz olan ekmeğimiz de değişikliğe uğradı.

Sofralarımızın baş tacı olan, bizim de baş tacı ettiğimiz ekmeğimiz; şimdilerde değişik bir tat, şekil ve ebatlarda, garip bir madde olarak bizlere AVM’lerde sunulmaya başlandı. Çeşitli katkı maddeleriyle balon gibi şişirilip, çeşitli ad ve lezzetlerle bilmediğimiz, tanımadığımız, anlamadığımız bir biçimde, garip şekiller almaya başladı.

Her geçen gün yediğimiz ekmek üzerinde çeşitli oyun ve entrikalarla sağlığımızla oynadılar. Lezzet ve besleyicilikten uzak, kepeği alınmış, esmerliğinden uzaklaştırılmış, beyazlaştırılan ekmek çeşitleri, yenilmediği gibi, israf edilerek, çöplere gitmektedir.

Bir ekmek kırıntısının bile baş tacı edildiği, görüldüğü her yerden kaldırıldığı, nimettir diye saygı gösterildiği bir zamandan; vücuda faydalı olan kepeği alınmış, tatsız, tuzsuz, lezzetsiz, besleyici değeri olan kabuğunun soyulmuş buğdaydan yapılan sağlıksız, kalitesiz ekmeklerin olduğu bir süreci yaşıyoruz. Beraberinde de çeşitli sağlık problemlerini getirmektedir.

Son zamanlarda, kepeği alınmış beyaz ekmekten uzaklaşıp, kepekli ekmeklerin sofraya eklenmesiyle ilgili yönlendirici çalışmalar yapılıyorsa da; bir türlü şartlanmış alışkanlıklardan vazgeçilememektedir.

İnsanların topluca bulunduğu yemekli ortamlarda, hastanelerde, lokantalarda, otel mutfaklarında, askeri birliklerde, evlerimizde ve daha birçok mekânlarda, artık ekmek kırıntıları, hatta parçaları ne yazık ki çöplere atılmaktadır. Birçok yerde insanlar, bir parça ekmek için birbirleriyle kavga ederken, hatta öldürürken, bazıları da ekmeklerle ağzındaki yağları silerek çöplere atmaktadırlar. Bizler, ekmeğimizi çöpe atacak kadar zengin olmadığımızı düşünüyorum. Bir söz vardır ya! “Bazlarının beğenmediği şeyler için, bazıları birbirlerini boğazlıyor.” Bu israfın ve beyaz ekmeğe yönelmenin sonu ne zaman gelecek acaba?   

Artık sağlıksız, besin değeri olmayan, vitamin ve minareller yönünden fakir olduğu söylenilen beyaz ekmekten vazgeçerek; belki eskiden olduğu gibi değilse de, sindirimi daha kolay olan, Kepekli ekmek, Çavdarlı ekmek, Yulaflı ekmek, Mısırlı ekmek gibi besin değeri yüksek olan ekmek çeşitlerine yönelelim.

Ekmeğin çokça tüketildiği bir ülke olarak; ekmeğin kalitesini, insanlarımızın sağlığını düşünmek,  sağlıklı kaliteli yaşam standartları yüksek olan geleceğimiz, çocuklarımızı sahip çıkmak zorundayız. Bu konuda köylümüze, fırıncımıza kısacası hepimize büyük görev düşmektedir. Ekmek kullanımına ve israfına çok dikkat etmeliyiz. Ekmek yiyelim, başka bir şey yemeyelim.

Beyaz undan ekmek yemeyi bırakmaya gayret edip, kepekli esmer ekmek yemeye çaba gösterelim.

Sağlıklı, besin değeri olan, besleyici, standarttı yüksek,  ekmekler yemek hepimizin hakkıdır.

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..