Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '06

 
Kategori
Resim
 

Ekmek parasını böyle kazanıyor

Ekmek parasını böyle kazanıyor
 

Bu karavanla konaklayarak resimlerini sokakta sergiliyor.


"Düsseldorf Königsallee" baslikli yazımın devamı.

Kalabalık arasında ilerliyorken, yolun kenarina park etmiş arabalarin arasında- beyaz bir karavan duruyordu. Sanıyorum onun herseyi idi o. O olmasaydı müşterisi de olmazdı. Yaşamı yollarda geçiyor olmalı.

Rengareng boyalari fırçasıyla paletin üzerinde karıstırıp, binlerce hassas dokunuşlariyla tuvalin üzerine görsel sanat sergiliyor. Havanın güzel olduğu bir günü secmisti. Resim ayni zamada satıs yapabileceği uygun bir gündü. Insanlarin gezinti yaptigi caddeyi seçmişti bu kez. Königsallee idi burası. Düsseldorf'un en lüks alışveriş caddesi. Önünde insanların geçtiği yaya kaldırımına sehpalar üzerine dizmisti resim tablolarini. Tahminen 50 x 60, 100 x 80'cm ebatinda 40 tane kadar.

Dazlagının çevresinde seyreklesmis salkım saçak kısa sarı saçlarını alnına, kulak üstüne doğru düz taramıştı. Yaşı tahminen 40 larin sonundaydi. Üzerinde kısa kollu yeşil bir tisört, altında blucin, önünde diz altına kadar uzun portakal renkli, gri çizgili önlüğünün bağcıklarını önünde bağliydi.


Etrafina toplanmis kalabaligi uzaktan görünce; yine ne sergilenmis diye merakla kalabalıga dogru ilerledim. Insanlarin arasina girip  baktigimda siralanmıs cesitli resim tablolarını gördüm. O tablolardan birine sahip olmak gibi bir düsüncem yoktu simdilik. Simdiye dek gördügüm tarzda düzgün cekilmis ipek gibi görüntü iceren tarz degildi. Bes yasindaki cocugun rastgele cektigi firca dokunuslari gibiydi sanki. Belki buydu ilgimi ceken. Farkli bir teknikle icra edilen sanat türü olmaliydi. Secilen renk karisimi ve binlerce firca dokunusu vardi tablo üzerinde. Göz nuru, göz emegi vardi. Sabir isteyen bir ugrasi idi. Bunlari düsünüyorken verilen emek harcanan zamandi kafama takilan. Ve bu sanatsal özveriyi- yetenegi gipta etmistim.

Tablolarda sehir icinden görüntülerde vardi.
Bir tabloda caddekafe den bir görüntü vardi. Masada oturan bir erkek adeta canli gibi bakiyordu. Kac yüzkere boyali firca dokunmustu o yüz hatlarini gölgelemek icin. Motorsikletli gencler vardi diger bir tabloda. Yaya gecitinden gecen insanlar vardi bir digerinde. Benim "kuralsız mıyım?" baslikli blogumdaki resimi andiriyordu. New York'tan bir görüntü vardi. San Francisco' dan görüntü vardi.

25-30 yaslarinda iki erkekle konusuyordu kalabalik arasina girdigimde. Yoldan gecenlerin bir cogu duraklamadan gecmiyordu en azindan bir göz atiyorlardi o tarafa doğru.


Siyah dikdörten seklinde sandigin kapagi acik, ici disi tozlu ve kurumus boya lekeleriyle duruyordu yerde. Icinde 40-50 tane irili ufakli icleri hemen hemen bosalmıs boya tüpleri vardi. Boy boy fircalar bu sandigin icindeydi. Yuvarlak bir masanın ve kücük bir taburenin yaninda duruyordu bu bavulumsu canta. Masanin üzerinde boyaları, renkleri karistirdigi paletin yaninda boy boy dizilmis fircalar ve boya kutulari vardı. Icinde su bulunan fircalarini yikadigi orta boy bir kavanoz gözüme ilisti masanın üstünde.

Sakin tavirli kendi halinde sanatiyla ugrasan biri.
Masanin üzerinde duran palete bir damla beyaz, bir damla siyah boya sıktı. Ince bir fircayla hafif karistirdi. Masanin bir tarafina tablonun kösesini destekleyerek sol eliyle tuttu ve sag eliyle tabloda motorsikletin üzerinde oturan insanin sirtindaki beyaz giysine, sadece bir iki kez fırcanın ucu ile dokundu. Bir degisiklik fark edemedim aslinda. Kimbilir görebilmek icin o sanatin inceligini anlamak mi gerekirdi. Sonra bir iki kez fircasini kavonozun icindeki suda hareket ettirdi. Kavonozun kenarina bir kac kez hafif vurdu. Kavonozun yaninaki fircalarin yanina kalinlik sirasina göre yerlestirdi. Arkasında duran iki genc müsterisine dönerek; "yarim saat sonra gelin, ozamana kadar kurumus olur" dedi.

"Buraya tekrar gelecekmisiniz?" diye sordum bir ara müsterisinden bir iki adim uzaklasip arabasinin sürgülü kapisini cekip acarken; "hava güzel olursa gelirim" dedi.


Ona rastlamak icin havanin güzel oldugu her gün oraya gidip bakmak gerekiyordu anlasilan diye gecirirken icimden "aksam 21:00 e kadar buradayim- yarin Hannover'deyim" dedi. Hannover Almanya'nin kuzeyinde bir sehir. 2,5-3 saat sürüyor Düsseldorf'dan. Arabanin sürgülü kapisi actiginda icinin temiz ve bakimli olmadigi gözüme carpti.


Bir yüzü cuvalimsi bir tuval getirdi arabadan göstermek icin. Merakimi gidermek icin bir tablonun fiyatini sordum bu arada. Fiyati söyledi. Ardindan, "benim kullandigim tuval en iyi kalite ve cabuk yipranmaz" diyerek bezin altını üstünü cevirerek gösterdi. Bezin altinda tuttugu ve göstermek icin arabadan getirdigi 5-6 tane minyatür resim vardi. Yaptigi tablolarla mukayese edebilmek icin. O resimlere bakarak yapiyordu anlasilan. Yada siparis aliyordu.

Sag yanimda 50-55 yaslarinda bir cift duruyordu. Ayni tabloya bakiyorduk. Gülümseyerek basini bana cevirdi;"fevkalade güzel bir tablo degil mi?" dedi bayan."Evet gercekten öyle..." dedim.
Kolumdaki saate göz atarak" 20 dakikadir buradayim gözlerim takildi renklerle böylesine bir sanat icra etmek icin harcanan zaman ve sabrı inceliyorum" dedim.

Ince hos giyimli konusmasi bakislarindan tavirlarindan orta seviyenin üstünde oldugu anlasiliyordu. "Amerika'da yasadim. Burasi San Francisco nun ünlü Broadway caddesinden bir görüntü. Orayi taniyorum. Bu resim cok hosuma gitti. Cok güzel yapilmis onun icin satin almak istiyorum" dedi.


Biz konusurken bu arada bayanın esi, telefon numaraniz var mi?" diye sordu. Daha önce ben de sormustum. Benim gibi yeni gelenlerde soruyorlardi. "yok!" diyordu sadece ilgisiz bir tavırla başka müşteriye dönerken;"peki, websayfaniz var mi?" diye hemen ardindan soruverdim. "Yok ve gerek görmüyorum" dedi.

"Yani bu durumda, günün birinde bir tablonuz satin alinmak istense size rastlamayi sansa birakmak gerekecek" dedigimde gülümsedi. "Benim ne zaman nerede olacagim hic belli olmaz. Hava güzel olursa buraya tekrar gelebilirim" dedi.

 

Bayan ve esi kendi aralarinda konustular ve tabloyu satin almadan uzaklastilar. 10 dakika sonra geri dönen esi para uzatiyordu ressama. Saniyorum yanlarinda nakit para olmadigi icin  bankamatikten para cekip geldiler. 395,- euro ödediler ve begendikleri büyük tabloyu aldilar. Cercevesi yoktu tablonun. Ona güzel bir cerceve taktirmakta sanirim resmin yari fiyati tutabilir kalitesine göre belki daha az belki daha fazla.
"Benzeri bir tablo galeride 2,300 euro ya satiliyor ve bu tuval kadar dayanikli degil" diye ilave etti ressam.

 

Yarim saat sonra o iki genc geri geldi. Onların alacağı tablo üzerinde kücük bir rötüs yapmak icin iki üc fırca attıgı boya kurumustu. Tablonun önüne gerdigi foliyenin uclarini tablonun arkasina kivirip bantla yapistirdi. Orta boy bir tabloydu 265,- euro da onlar ödediler. Bende resimlere bakip inceleyip merakimi giderdikten sonra oradan ayrildim. Arkadasimi bekletmemeliydim.


Ressam karavaniyla yurt ici ve disi dolasarak resimlerini satiyor. Fakir bir görünümü olsa da yarim saatte cebine attigi para ve altindaki karavaniyla hicte fakir sayilmaz.

***


Mini bir kurs aldim yillar önce yetenegim varmi yok mu diye sinamak icin. Sanatci gözüyle gözlemlemek düsünmek ve renklerle bogusabilmek icin kücük bir deneyimdi benim icin. 

Sanatla ugrasan insanlara becerilerine - icra ettikleri sanata  bir baska saygi duyuyorum. Bir tabloya ayni anda bakan kisiler o an ayni seyleri hissetmeyebilir ayni seyleri göremeyebilir. Dolayisiyla herkese farkli hitap eden görüntülerin bir ayricaligi oldugu icin  bence adi sanattir.

Kara kalemi elime alinca parmaklarim arasinda kalem kendi kendine yön alir. Gitmek istedigi yöne gitmesini engellemem. Cizgilerin, karalamalarin ritmine dalar giderim bazen telefonla konusurken veya öylesine daldigim anlarda.

Sonucta ortaya cikan sekillere baktigimda inanmiyorum derim icimden rahatlamis memnun gevsemis halimle. Stres atmis oldugumu hissederim. Düsünce ve duygularimi islemisimdir kagit üzerine bilmeden. Benim icin bir basari niteligi tasidıgı icin mutluyumdur. Bende cizmek, boyamak gibi istegimi böyle tatmin ediyorum bazen. Hic yoktan bir seydir...

Ayni karalamayi tekrar karalamak istesem biliyorum aynisi olmayacaktir.


Sevgiler-saygilar

Mine
 
05.10.2006

Düsseldorf-Königsalle

 
Toplam blog
: 139
: 4264
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

Yurt dışında yaşıyorum. Spor, yürüyüş vb. bedensel aktiviteleri düzenli uyguluyor - vegan tarzı besl..