Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '15

     
    Kategori
    Beslenme / Diyet
     

    Ekmeksiz zayıflama !!!

    Son zamanlarda ülkemizde ve dünyada artış göstereren obezite önemli bir halk sağlığı problemi haline geldi. Tabiki yanında kısa yoldan zayıflama telaşına düşmüş, farkında olmadan kendi sağlığını riske atan bireyler de getirdi.
     
    Hızlıca zayıflama telasına girmiş olan birey önce ekmeği çıkarır hayatından. ‘Ekmeği kes, hızla kilo verirsin.’ Söylemlerini duymamış olanımız yoktur heralde.
     
    Tabiki hergün bir yenisi ortaya çıkan popüler diyetlerin etkilerini gözardı edecek değiliz. Çoğunda -neredeyse hepsinde- ekmek ve türevi besinler ya minimuma kadar kısıtlanır, ya da tamamen kaldırılır.
     
    Ne kadar mantıklı?
     
    Sağlıklı bir şekilde ağırlık kaybetmek istiyorsak bazı şeyleri kabullenmeliyiz.
     
    1- Beslenme programı kişiye özeldir. Göz rengi gibi, karakteri gibi. Çünkü her vücudun bir karakteri, istedikleri, ihtiyaçları vardır. Onu anlamak ve ona uygun davranmak gerekir.
     
    2- Her bireyin enerji ihtiyacına göre alması gereken karbonhidrat, protein ve yağ oranları farklıdır. Enerji ihtiyacı bireyin boyuna, ağırlığına, yaşına, hatta mesleğine ve bununla beraberyaşam tarzına ve aktivite durumuna göre değişkenlik gösterir.
     
    Genelde bireyin alacağı enerjinin %50-65’i karbonhidrat, %25-30’u yağ, %12-15’ini protein oluşturmalıdır.
     
    Tam da bunu kabullenmişken; aldığımız enerjinin yarısından fazlasını oluşturan, karbonhidrat kaynağı ekmeği kesmek te neyin nesiymiş?
     
    Ekmeği kesersek ne olur?
     
    Ekmeği kesmek demek karbonhidratı eksiltmek demektir. Bu da diyette yağ ve protein oranının yükselmesi demektir. Bu başta kalp damar problemleri olmak üzere birçok probleme sebebiyet verir.
     
    Ekmeğin azalması demek şekerin azalması, kan şekeri dengesizliği demektir. Bu da aniden ortaya çıkan açlık krizleri ve yemeğe saldırıp gereğinden fazla yemek demektir.
     
    Beyin enerji için karbonhidratı kullanır. Yeterli alınmadığı durumda kas dokusu proteinleri bir takım kimyasal olaylarla karbonhidrat görevi yapabilecek duruma gelir, gerekli glikoz temin edilir. Yani kas dokusu çökmeye başlar. Metabolizma yavaşlar.
     
    Sinir sistemine etkisi ise, tireme, dikkat dağınıklığı vs. olarak ortaya çıkar.
     
    Yapılan bir takım çalışmalar, ekmek tüketim oranının stresi önleyebildiğini göstermektedir.
     
    Bunun yanında B vitaminleri ve Magnezyum, Çinko, Kalsiyum gibi mineral yönünden zengin olan ekmeği kısıtlamak, vitamin ve minerallerin yetersiz alımına sebep olabilir.
     
    Bunlarla beraber biraz daha zayıflama telaşı uğruna ,yeme davranış bozuklukları, böbrek ve karaciğer problemleri, sinir sistemi ve sindirim sistemi problemleri de ortaya çıkabilir.
     
    Ekmekte –özellikle tam tahıllı- lif oranı yüksektir. Bu başta sindirim sistemi hastalıklarına karşı önleyici bir özelliğidir. Özellikle konstipasyon (kabızlık), kolon kanseri vs.
     
    Lifli olması uzun süreli tokluk hissini de destekler, hızlı acıkmayı engeller.
     
    Ayrıca ekmek yağ ve kolesterol içermediğinden kolesterol kontrolü konusunda iyi bir yardımcı olabilir.
     
    Tabiki yemeğe oturup bir bütün ekmek yemekten bahsetmiyoruz. Azı karar çoğu zarar sözü bu durumun en önemli açıklayıcısı diyebiliriz. Öncelikle beyaz ekmek yerine tam buğday, çavdar, çok tahıllı ekmekten bahsediyoruz. Özellikle tam buğday ekmeği mide içerisinde uzun süre kaldığından tokluk hissi sağlar, hızla acıkmayı engeller. Ani açlık krizlerini önlemeye yardımcı olur.
     
    Gluten intoleransı veya çölyak gibi hastalıklarda bu durum değişebilir. Gluteni kısıtlamak gerektiğinden mısır ekmeği tercih edilebilir.
     
    Ağır anemi durumlarındaysa kepekli ekmek tercih edilmemelidir. Kepek demir emilimine negatif etki gösterir.
     
    Ekmek yerine pilav yemek isteyebilirsiniz. Ama unutmayın ki bahsettiğimiz pilavda lif oranı ekmeğe göre çok daha düşüktür. Vereceği tokluk hissi ekmek kadar kalıcı olamaz. Pilavın içinde yağ olduğunu da göz önüne alırsak yağ içermeyen ekmeği tercih etmek her yönden size de daha mantıklı gelmiyor mu? Tabiki pilav da yiyebiliriz ama her öğünde ekmeği bir kenara atıp pilava yönelmek yanlış. Öğünlerde az da olsa mutlaka biraz ekmek tüketilmeli.
     
    Ekmek sofralarımızın sultanı. Kültürümüzün en önemli besini. Kararında yendiği zaman ağırlık kontrolü de dahil birçok sorunla başa çıkmada, hastalık risklerini minimuma indirme konusunda önemli yardımcılarımızdandır. Ekmeği azaltınca ya da hayatımızdan çıkarınca tartıda ağırlık kaybettiğimizi görebiliriz. Ama bu işin aslı, o kaybettiğimiz yağ değil, kas ve sudur. İlk fırsatta tartıda eksik gördğünüz o kilolar gelip tekrar yerleşecektir. Gelin bir de kapatın televizyonları, dergileri, medyanın önümüze attığı popüler diyetleri. Ekmekle barışmayı deneyin. Kilo aldıran bir düşman gibi değil de, kilo verirken motive eden dost gibi bakın olaya. Emin olun ki, pişman olmayacaksınız. En azından açlık krizleriniz sizi çileden çıkarmayacak ;)
     
    Sağlıklı Günler =)
     
     
     
    DYT. Çağla YÜKSEK
     
    Toplam blog
    : 1
    : 399
    Kayıt tarihi
    : 15.08.15
     
     

    Beslenme Uzmaniyim. Bir de yukseklisans öğrencisi. Tam bir kebap asigi. Karaokesever. Dans etmeyi..