Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '13

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Ekonomi, devlet ve biz

Ekonomi 1960 lardan bu yana bir türlü düzlüğe çıkamıyor. Devleti hortumlayanları zamanında tesbit edememe, hayali ihracaat, devletten alınan kredilerin büyük bir çoğunluğunun affa uğraması, batık bankaları kurtarma operasyonu, zengin iş adamlarından alacaklarını almakta geçikmesi ve bu konularda,  her başa geçen hükümetlerin kararlı bir tutum sergilememeleri, iktidarların kalıcı  tedbirler almak yerine, idare etmek ve halkının bütün dilimlerini  aynı anda memnun etme politikası ekonomiyi alt üst etmekte, devleti batağa sürüklemekte halkı da per perişan etmektedir.

Türk Millleti'nin çok sağlam bir bünyeye sahip olması, yüksek kabiliyeti, zor şartlardan çıkmasını bilen zekâsı ve becerisi  sayesinde bunalımları çabucak atlatabilmektedir.

Türk Ekonomisinde 1954'ten sonra başlayan bunalımlar ve iktisadî sıkıntılar, memleketin içinde bulunduğu büyük imkanları, halkın iktisadî  katkısı, siyasetin güvenli, sağlam politikaları, maddî ve somut delillerle çıkarılan kanunlar ve kamuoyunun hükümete güveni sonucu,  ekonominin düzlüklere eriştirildiği görülür. Hükümetin, halkla işbirliğini sağlayamadığı, halkın görüş, duyuş ve düşünüşününü dikkate alınmadığı, halktan kopuk politika ve iktisadiyatlar hatta halkla devletin kavgasının ısrarla sürdürüldüğü; böyle olduğu dönemlerde de ekonominin çöktüğü dikkatlerden kaçmaz. Bugün olduğu gibi…

1945-1950 li dönemler Türk ekonomisinin atılımlar dönemidir.

1950-1960 ve 1960-1971 yıllarda da bu hamlelerin sık sık tekrarlandığı  ve atılımların peş peşe yapıldığı  güvenli dönemlerdir.

1980- 1990 lı dönem ve özellikle Özal'lı dönemler ufkun açıldığı, paranın, yatırımın, kredilerin, işçi ve memurun altın çağını yaşadığı bir dönemdir.

Bugün geldiğimiz noktada ise ekonominin dar boğazda olduğu, halkın yoksullaştığı, orta direğin artık kalmadığı, alım gücününü sıfırlandığı; böylece aile yapısının sarsıldığı; ekonomik göstergelere bağlı olarak Türk aile sisteminin ve akrabalık bağlarının giderek zayıfladığı bir döneme girilmiştir. Akrabalık bağları diyoruz; çünkü gelip gitmeler, ikram ve hediyeleşmeler, doğum günleri, sünnet ve düğün günleri, ikram ve davetler de her halde bu ekonomik göstergelerle alım gücü ve parayla yakından alâkalıdır.

Yeğeni sünnet olmuş bir vatandaş; acaba çocuğa ne taksam, kirvesi olsam mı olmasam mı; sünnetin parasını karşılayabilir miyim, karşılayamaz mıyım? Davetiyelerin basımını ben mi üstlensem, param yeter mi yetmez mi? Hiç olmasa sünnet sonrası ilaçlarını alıp çocuğun  gönlünü alsam yapabilir miyim, yapamaz mıyım? Sünnet için bir yemek mi versem, yoksa hafif yollu bir kıymalı pide mi attırsam… Düğün salonu tutsam mı tutmasam mı, altın taksam mı takmasam mı?

Çocuğu askerden gelmiş bir memur emeklisi, aldığı üç kuruş parayla geçinme derdiyle boğuşurken: Her gece rüyalarında çocuğunu işe girdirip, gerdeğe sokma rüyaları görüyor; her gündüz bunun kaygısını yüreğinde hissediyor, endişesini taşıyorsa bu konuların ekonomiyle ilgisi var demektir. Yok eğer, bir memur bir işçi iki çocuğunu üniversitelerden birine göndermiş; ona yurt parası, yemek parası, kitap parası ve haşlık gönderme kaygısıyla midesi boş yatıyorsa, bunun vatandaşın alım gücüyle ekonomisiyle yakından alakası olduğu görülür…

Ekonomi, ekonomiyi bilen bundan anlayan profesyonel elemanlar ve uzmanlar eliyle yönetilir ve yönlendirilir. Hükümetler eğer bu işi bilmiyorsa bir bilene danışmalıdır."Danışan dağlar aşmış, danışmayan yolda şaşmış" Ekonomiyi düzlüğe çıkarmak için şunlar mutlaka yapılmalıdır:

Hükümet bütün ileri gelen iş adamlarını, başarılı ve başarısızları yanyana getirip bir toplantı yapmalı. Bunlar neden başarılı olmuşlar, niçin başarılı olamamışlar? Öğrenmeli…

Eski, siyasette görev almış ekonomistleri, bürokratları ve bakanları yanyana getirip görüş ve fikirlerini değerlendirmeli, tecrübelerinden istifade etmeye çalışmalıdır.
Üniversitelerin ünlü ekonomi profesörlerini çağırmalı, hepsinin tek tek görüşüne başvurmalıdır.

Hükümet ve hükümetlerin, ekonomist, işadamı, akademist ve siyasetçilerden kuracağı bir heyete; beş, on, onbeş yıllık  veya daha uzak hedefler için planlar yaptırıp onu uygulamaya koyabilmelidir.

Bu konuda başarılı olmuş gelişmiş devletlerin ekonomi projelerini inceleyen ve hakkında raporlar yazacak heyet ve bilim adamlarını görevlendirmelidir.

Bu netice ile ekonomi düzlüğe çıkar, devlet huzur ve rahata erer, biz halk da kendi işi ve gücüyle meşgul olur. Birlik dirlik ve huzur içinde yaşayıp gider.

 
Toplam blog
: 65
: 503
Kayıt tarihi
: 27.09.10
 
 

Abdullah (Çağrı) ELGÜN HAYATI HAKKINDA BİLGİLER Kayseri’de dünyaya geldi. Kayseri Atatürk İlkokul..