Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '08

 
Kategori
Siyaset
 

Ekonomi politikaları olmayan sol çıkışını bulamaz.

Ekonomi politikaları olmayan sol çıkışını bulamaz.
 

Solun çıkışını araması oldukça güzel bir şey. Devrim Sevimay'ın buna öncelik yapması da taktirle karşılanacak bir eylem. Bu konuda zaten bir süredir sürekli yazılar yazıyorum; çoğunluğu liberal demokrasinin ekseninde ve eleştirisinde olsa da.

Devrim Sevimay'ın yazı dizisinde olanların önemli bölümü solda artık aktörlük görevinin sonuna gelmiş insanlar. Her ne kadar aktif siyasetin içinde olsalar da en gencinin 1980 darbesini bizzat yaşadığını hatta bundan direkt olarak etkilendiğini söyleyebiliriz.

Bu aynı zamanda ne demek?

Solun bir takım duayenlerinden olduğunu söyleyeceğimiz bu isimlerin aynı zamanda solu bugüne getiren, kısır ve sonu gelmez çekişmelerin içinde olanlar olduğunu da görmemiz demek. Kuşkusuz büyük emek sarfettiler, gençliklerini verdiler, hayatlarını ortaya koydular. Bizim hiçbir zaman yapamayacağımız şeyleri yaptılar. Bu anlamda Türkiye sosyalist hareketinin içinde kalıcı isim bıraktılar. Ama son yazdığım ilk yazdığımı örtemez.

Ufur Uras çok gevşek bir örgütlenmeden söz ediyor. Yani kendisini sol gören herkesin çok ciddi ilkeleri olmayan bir oluşumun içinde sadece iktidara gelmek için bir araya gelmeleri. İlk hedef yerel seçimler kuşkusuz. Kendisinin seçiminden de söz ediyor. Ufuk Uras'ın kişiliği, sempatisi ve adı olmasa; CHP'nin de doğru dürüst politikaları olsa Uras Kadıköy bölgesinden seçilebilir miydi? Aynı şeyi Baskın Oran -ki o da solun çıkışını arayanların içinde görüş bildirmiş- yapamadı. Birleştirici olamadı. Ufuk Uras'ın bağımsız Kürt milletvekili adaylarıyla yaptığı ve meclis çatısı altında hala devam ettirdiği konsensusu da eklememiz gerekiyor sanırım.

Sol, liberal demokrasinin gereği olan seçimlerde kuşkusuz ister katı ilkeleri olan ister gevşek olan birliklerin çatısı altında bir araya gelsin, seçime girsin, bunu göz ardı edemeyiz, ancak kalıcı olabilmek için başka şeylere de ihtiyaç duyuyor.

1989 hareketi çok güçlüydü. Sosyal demokrasi, gerçekten sosyal demokrasi adı altında gümbür gümbür yükseldi ve Türkiye'de yerel noktalarda iktidara geldi. Peki icraatı ne oldu? İstanbul gibi bir metropolde bir önceki belediye başkanının yaptıklarını yıkmaktan ve susuzluk getirmekten başka politikalarını hatırlayamıyoruz. Metronun temelini atmış olması onu kurtaramadı.

AKP'ye karşı olursunuz, olmazsınız. AKP'nin yaptığı bir şey varsa onda da çok başarılı olduğunu kabul etmek gerekiyor.

AKP'nin bir ekonomi politikası var. Kuşkusuz AKP'yi destekleyen de bir çevre var ve AKP'nin bu çevrenin çıkarına göre hareket etmesi de liberal demokrasinin gerektirdiği ilkelerden biri. AKP'nin menfaat çevresinde olamayanların da bundan şikayetçi olması da yine aynı demokrasinin sonucu. Yarın da onlar iktidara gelecek, AKP yandaşları bağırıp çağıracak.

AKP zengini daha zengin yapan polikalar icra ederken diğer taraftan da o zenginlerin altında çalışacak insanlara da öyle ya da böyle iş imkanı sağlıyor. Yapamıyorsa yoksullara yardım yapıyor. Bunu kuşkusuz karşılıksız da yapmıyor. İftar çadırlarında bedava dağıtılan yemeğin bir faturası var. Ama bu da AKP'nin çevresindeki bir takım kişilere menfaat sağlıyor.

Bütün bunlara karşı olabilirsiniz. Ancak görmeli, bilmeli ve ders çıkarmalı hatta öğrenmeliyiz ki sözkonusu ettiğimiz şeyler aktif politik eylemlerdir.

Sol ise kimsenin tam olarak anlamadığı bir demokrasiden söz ediyor. Hakça bölüşüm falan diyor. Yoksulluk diyor, işçi sınıfı diyor. Evet bunların solun dayandığı unsurlar da sonuç nedir? Sol hangi ekonomik çözümler üretiyor? Alternatif politikalar nedir? Sol bunu çözemediği gibi çözme şansının kısa vadede mümkün olduğunu sanmıyorum. Sol, kapitalist politikaların içinde ona uyumlu ve kendi menfaat çevresini oluşturacak; ancak bununla sınırlı kalmayacak bir alternatifi gündeme getirmelidir. Bunun neler olduğunu da ilerleyen zamanlarda konuşacağız.

Uzay Gökerman
 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..