Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '14

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonomide arz talep dengeleri ve düşük kurun zararları

Ekonomide arz talep dengeleri ve düşük kurun zararları
 

ekonominin dengesi; talep=arz hali


Ekonominin en ideali makro dengelerin sağlanacağı; tüm 'talep arz' dengelerinin eşit olma yani insanların ihtiyaçlarının optimum (en verimli) dengede karşılaşma halidir ancak insanlık tarihi oluştuğundan beridir de böyle bir dengenin oluştuğunu sanmıyorum, çünkü böyle bir dengenin sağlanma hali belki de ekonominin kilitlenmesi de olacaktır. Ekonominin hareketliliği talep arz hareketliliğidir.

İnsanlığın iktisadi hayatı taleplerin arz edilmesi veya arzların talep bulmaya başlamasıyla oluşup gelişmiştir. İktisadi tarih, piyasaların kendi doğasında oluşan arz talep karşılaşmalarıyla gelişmiş, taki paranın ve sonrasında endüstrinin gelişimiyle, arz talebin doğal dengesi yerine yönlendirilen ve yönetilen arz talep süreçleri oluşmaya başlamıştır. Bu süreci irdelemek şimdiye kadar farklı açılardan irdelenmiş bir konuyu tekrar farklı bir açıdan uzunca yazmayı üretir ve bu blogun amacını aşar.

Bu blogun amacı ekonominin anahtarının 'talep arz' analizleri olduğunu ve akılcı yönetilmeyen 'talep arz' durumlarının, özellikle bastırılmış (düşük) kurun ekonomiye kökten zarar verdiğini özetlemektir.

Ekonominin rasyonel yönetiminin temeli para (faiz ve kur) politikasıdır. Dış ödemelerinde denge sağlanmayan devletin ekonomisinde ve siyasetinde denge sağlanması mümkün değildir. Rasyonel faiz politikası dövizin arz talebinin dengede olmasını sağlaması gerekir. Dövizde denge sağlanmadığında; düşük kur hali, döviz ithalini yani sıcak para girişini hızlandırır. Bu şartlardaki düşük kur ithalatı körükler, ihracatı engeller, ithal ikame malların üretimini düşürürerek istihdamı azaltır, istihdamın azalması GSMH, MG ve ulusal vergi üretimini düşürerek ekonomiyi boğar ki; 2001 krizinden sonra Türkiye ekonomisi bu süreci yaşayarak sıcak para girişinin mahkumu olmuştur.

Bu şartlarda sıcak para kaçışından kaynaklı kur yükselmeleri (kriz gibi algılansa da) ithalatı kısma, ihracatı artırma etkileriyle (istihdam, GSMH, MG ve vergi üretimini artırma) ekonomiye pozitif sonuçlar ürettireceğinden, durum objektif algılanmalıdır. Yoksa bastırılmış kurla düşük tutulan enflasyon (önceki satırlarda ifade edildiği haliyle) ve sıcak dövizle ithal tüketim ekonomiye fayda yerine kökten zarar vermektedir. 

Mal ve hizmetlerin reel fiyatı; ekonomide makro dengelerin sağlanacağı fiyattır, bu durumun dışındaki (düşük veya yüksek) fiyatlar yapay olacağından, ekonomide de irrasyonel durumlar oluşturarak ekonomik kırılganlıkların temelini oluşturacaktır.

Akılcı yönetilmeyen firmaların, kur değişimlerinin (maliyet enflasyonu veya finansal darboğaz gibi) mikro bazda olumsuz etklenmesini makro ekonominin olumsuzluğu olarak algılarsak, firmalar kendi çıkarlarını düşünerek ülke ekonomisinin batmasına bile neden olabilirler.

Ekonomi okullarından diplomalı bir çok insan makro bazda düşünmediğinden mikro sonuçları ulusal ekonomi sonuçları olarak algılayıp ekonomi tekniğine aykırı mantıklar üretebilmektedir ve bir ülke ekonomisinde işin tehlikeli yanı da budur. Ulusal makro ARZ-TALEP diyagramlarını algılayanların çoğalması dileğiyle...

Edebiyat fakültesinden mezun olanlar edebiyatçı olmadığı gibi ekonomi okullarında ezberleyerek diploma almakta ekonomiden anlamak değildir.

Bu blog bir perspektiftir, iktidara veya muhalefete yönelik değilidir.

Bu konu, düşük kurun farklı açılardan irdelenerek zararlarını irdelemeye açıktır.

 
Toplam blog
: 617
: 1221
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Her kesimi anlama ve kabullenme bilincimle; her kişinin asgari yaşam şartlarına sahip olabildiği,..