Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonomik kriz devalüasyonla mı geliyor?

Ekonomik kriz devalüasyonla mı geliyor?
 

Seçimlerden epey önce duyarlı ekonomistler iktidarı ve halkı uyarmaya başladılar. Avrupa ülkelerinden örnekler verip, krizin ülkemize doğru hızla yol aldığını söylediler. 

Avrupa ve Amerika’daki krizin borç yüzünden olduğu bilinen bir gerçek! Son dönemde ülkeler, emperyalizmin yeni icat ettiği, üretmeden tüketime alışkanlığı nedeniyle, toplumlarda tüketimler ağır basmaya başladı. Sonunda birçok ülke iflas etti. AB bu ülkeleri kurtarmak için paket üzerine paket açıyor. Ancak; yırtık don misali her gün yeni bir ülke krizin etkisiyle batma işaretleri veriyor. 

Dünya ekonomisine yön veren ABD’de Başkan Oboma, daha fazla borçlanma yetkisini alamadı. Bu da krizi tetikledi! Yani dünyadaki kriz, şu anda finansal görünüyor. Örneğin ABD, Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerdeki kriz, tamamen finansa! Üretmeden tüketime yönelen toplumların değişmeyen kaderi! 

Gelelim bize: 

Bizim son 11 yıllık ekonomi programımız, tamamen tüketim üzerine kurulmuş bir ekonomik program. Bu programda; Üretim alanlarına pota getirilip, döviz kuru düşük tutularak, ithal edilen tüketim mallarının iç piyasada daha ucuza satılması öngörülüyordu. İhracat ve ithalat arasındaki ‘cari açıkta’ borçlanarak veya yüksek faiz için ülkeye giren sıcak para ile karşılanıyordu. 

Bir ekonominin böyle uzun süre gidemeyeceği, ekonominin doğası gereğidir. Bu nedenle ülkemizin borcu son 10 yılda üçe katlandı. Cari açık ve borca karşı çıkan ekonomistlere ‘Borç yiğidin kamçısıdır’ vecizesi ile karşılık vere vere bu günlere geldik. 

Bu gün ne mi oldu; 

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve AKP Genel Başkanı Bülent Gedikli’nin “Kriz” açıklamalarından sonra, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın, ekonomi rayında söylemleri de fayda etmedi. Ali Babacan ve Bülent Gedikli’nin açıklamalarından sonra piyasalarda başlayan dalgalanma, bu hafta artarak devam ediyor. 

Bir yandan Avrupa ve ABD’de yaşanan mali sıkıntılar, diğer yandan içerideki krizle ilgili açıklamalar ve cari açık tartışmaları, doları 1.74 lira, Avro’yu da 2.50 liraya çıkardı. 

Ekonomide işler rayında diyenlere inat, son bir hafta da; Türk Lirası’nda yaşanan kaybın ortalama yüzde 18 civarında olduğu görülüyor. Bu kaybı, ekonominin gereği gibi algılamak hiçte kolay değil! 

Onca krize rağmen hala dövizle borçlananların bu devalüasyondan nasıl etkilenecekleri, soru işaretlerinden sadece birisi! 

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, “Kriz Türkiye’yi de etkileyebilir, hazırlıklı olmalıyız” ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli’nin “Kriz yolda, fazla para harcamayın” sözlerinin krizi tetiklediği yönündeki görüşlere katılmamak mümkün değil. Ülke ekonomisinin bu kadar kırılgan olduğu bir dönemde, etkili ve yetkili kişilerin bu ve benzeri açıklamaları, Ekonomi Bakanının ‘kriz yok’ açıklamalarını bastırıyor! 

Ayrıca geçen hafta Fitch ve IMF’in Türkiye’ye yönelik değerlendirmeleri de tedirginlik yaratan bir başka gerçek! 

Merkez Bankası’nın yaptığı müdahaleler, devalüasyonla gelen krizin önüne geçebilir mi? 

Şimdilik zor görünüyor! 

AB’nin Avro’su, ABD’nin doları “Rezerv Para” olduğu için, para basarak finansal krizi daha kolay geçiştirebiliyorlar. Oralardaki finansal kriz, bize gelinceye kadar Reel krize dönüşüyor. 

Ufukta yeni bir kriz çoktan göründü! 

‘Cari açık’la ilgili önlemler zamanında alınmadığı için, bu krizi bekleyen gerçekçi ekonomistler maalesef haklı çıktılar. 

 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..