Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Ekonomik kriz devam ediyor...

Ekonomik kriz devam ediyor...
 

Bir yandan dalga, dalga yayılan Ergenekon operasyonları!

Öbür yanda, tusunami gibi gelen ve önüne kattığı her şeyi silip süpüren, ABD kökenli ekonomik kriz!

Böylesi bir ortamda, TÜSİA Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa KOÇ çıkıp ulu orta iktidarı eleştirebiliyor!

Sayın Mustafa KOÇ’un unuttuğu bir şeyler olmalı. Sen Türkiye’nin eskiden en zengin ailesinin çocuğu olabilirsin! Şimdi zaman değişti(!) iktidar kendi zenginini yarattı ve sana ihtiyacı kalmadı. Sen böylesi lafları nasıl söylersin!

Ne diyor Mustafa KOÇ; Yok efendim ekonomik önlemler zamanında alınmamış, IMF ile zamanında anlaşılmamış, yok efendim yaklaşan yerel seçimler nedeniyle Popülist politikalar uygulanmış vs…

Herkesin bildiği gibi, iktidar krizle ilk ilişkisini onun varlığını reddederek kurdu. Hatırlayalım ne demişlerdi: Kriz bizi teğet geçecek. Hamdolsun ayaklarımız yere sağlam basıyor! Kriz psikolojik. Biz piyasaların nabzını en iyi tutan doktoruz!..

Netice itibarı ile tüm dünyada hissedilen böyle Global bir krizin, Türkiye gibi dışa bağımlı bir ekonomide böylesine söylemler, piyasaların güven sorununu ortadan kaldırabilir mi?

İktidarın daha kriz ülkemize gelmeden güçlü önlemler alıp, eski tecrübelerden de yararlanarak, gelen krizi güçlü bir şekilde karşılama yerine, dağınık bireysel önlemler almayı ve IMF ile anlaşmayı da mümkün olduğu kadar geciktirmeyi tercih etti.

İktidar kanadı, finansal açıdan dayanıklı olduğumuzu ilan ederken, reel sektörün içine düştüğü sıkıntıyı tüm belirtilerine rağmen göremedi. Bu arada Bankalara yüklenerek, finansal krizi çözebileceklerini zannettiler!

Şimdi baktığımızda, tüketici güven endeksinin en düşük, (%altmışlar) işsizliğin ise en yüksek seviyede(%10.8) olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.

Tabi böylesi kriz ortamlarında, üretim çok gerilediği için cari açık nispeten küçülecek, ama haliyle de finansmanı eskisinden çok daha zor olacak.

Bu krizin eski krizlerden bir farkı daha var. O da özel sektörün döviz borçlarının çok yüksek bir seviyede olması.

Bu krizi, şöyle bir eski krizlerle karşılaştırdığımızda;

2001 krizinde iç piyasada yaşanan daralmayı, kriz tüm dünyayı kapsamadığı için en azından bazı sektörlerde ihracat ile kısmen telafi etmek mümkün olabilmişti. Bugün ise tüm dünya pazarlarında eş zamanlı bir daralma olduğu için, 2001 krizinin aksine ihracatta şok bir düşüşle karşı karşıya kalınacağı da maalesef önümüzde duran bir başka gerçek. Bu savı da, 2008 yılının son üç ayı ve 2009 yılının ilk ayındaki 15 günlük süre destekliyor.

Türkiye gibi ülkelerde, ekonomi yapısal sorunları nedeniyle krizin etkileri daha ortaya çıkmadan yavaşlamaya başlar. Tabi böyle bir ortamda, her şeyi sabit bırakıp krizin etkilerini bertaraf ettiğinizde bile ekonominin % 7-8'lik büyüme oranlarını tekrar yakalayamayacağı da bir gerçek.

Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle iktidarın, krizin yarattığı tahribatı gidermeye çalışma imkânı var mı?

Böylesi krizlerde zamanlama alınacak önlemlerin içeriği kadar önemlidir.

Ancak yaklaşan yerel seçimler nedeniyle böylesine bir tren çoktan kaçtı. Hani bizde bir laf vardır ya “Geçti Bor’un Pazarı, Sür Eşeğini Niğde’ye” işte aynen öyle…

Böylesi ekonomik krizlerin her zaman olduğu gibi sıkıntısını çalışanlar, emekliler, küçük esnaf ve küçük çiftçi çeker. Mustafa KOÇ veya benzerlerine her hangi bir şey olmaz! Onlar belki sermayeden kaybederler. Ancak garibanların derileri çok kısa sürede sırtına yapışır. Şu anda yapışmaya başladığı gibi...

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..