Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Ekonomik kriz hayatımızı nasıl etkiledi?

Ekonomik kriz hayatımızı nasıl etkiledi?
 

alıntı


Gerçi ben emekli olduğum için dünyayı sarmış olan ekonomik krizin Türkiye esintilerinden pek etkilenmedim, ancak gene de çevremde gözlemleyebildiğim etkilerden bahsedebilirim. Gelir düzeyi yüksek bir semtte oturmadığım için krizin etkilerini yakın çevremde fazla hissedemedim. Komşumun oğlu daha yeni bulmuş olduğu işten kriz nedeniyle çıkarıldı; şimdilik annesi ve babasıyla oturuyor. Yaz aylarında evlenmeyi düşünüyormuş ama işe giremezse erteleyecek. Bir başka komşunun da kızı işinden oldu. Duduğuma göre kız nişanlıymış; yaz gelince zaten işten çıkacakmış. Hatta demesine göre böylesi, yani işten çıkması değil de çıkarılmış olması kıdem tazminatı ve işsizilik sigortasından faydalanması bakımından iyi bile olmuş.

Ekonomik kriz aslında yoksulu, düşük ücretliyi ve emekliyi her zaman en son vurur. Çünkü kriz olmadığı zamanlarda bu insanlar zaten az gelirle yaşamayı ve tasarruf etmeyi öğrenmişleridir. Ancak küçük bakkal, çakkal, pazarcı, tamirci gibi dar gelirli esnafın işi biraz zorlaşır. Böyle dönemlerde kriz bahane edilerek borçlar ödenmez, geciktirilir ve yeni veresiye istekleri gelir. Bunların yarısı darlıktansa yarısı da uyanıklıktandır. 21 yıl bakkallık yapmış biri olarak bilirim böyle olduğunu. Esnaf veresiyede çok dikkatli olmalı. Bunun dışında stok yapacak kadar mal alımından kaçınmalı. Ondan öte kendi masaflarına da çeki düzen verirse bu kriz dönemini kârsız ve zararsız atlatabilir. Bazı esnaf da işletme beceriksizliği yüzünden daha önce düştüğü sigorta veya vergi borcu batağını bu krize yoracaktır. Hani mağdur sayısı artarsa devlet bir af kıyağı yapar umudu hep vardır. 2000 yılında benden devir aldığı bakkalı işleten kişinin geçen yaz sigortaya borcu kendi itirafıyla 30 bin liraydı. Benimse ne vergiye ne sigortaye gecikmiş bir borcum olmuştu. Dükkan kirasını ve bu iki kamu borcunu hep öncelikli ödemelerim olarak gördüm, gereğinde indirimli mal bile almayıp borcumu ödemeyi seçtim.

Bu ekonomik kriz aslında ön birikimi olmayan yüksek gelirlileri fena çarptı. Yani geliri yüksek, yaşam düzeyi de o geliri lüpletecek kadar yüksek olanlar çok çekecekler. Ben 900 lira emekli aylığımla kriz mağduru olmazken, benim oğlan 8000 lira aylık gelir kazanma potansiyeline rağmen mağdur oldu. Çünkü 2001 yılında başlamış olduğu denizcilik sektöründeki işinden kazandıklarının bir kısmını sıkıntılı günler için biriktirmedi. Üstelik son seferinde kazandıklarını bahçe ve ev düzenlemeleri için harcadı; yetmedi ileriye doğru borçlandı. Parası bitince çalışmaya karar verdi. Ancak kriz dünya genelinde olduğu için deniz taşımacılığını sert etkilemişti. Eskiden anında bulduğu işini 20 gün gecikmeyle bulabildi. Aylığını da bir 25 gün gecikmeyle alınca bütün hesapları şaştı.

Geçmiş yıllarından yaptıkları tasarrufları yeterli olanlar, sülale içi ilişkileri sıcak olanlar bu krizi mağdur olsalar bile rezil olmadan atlatacaklardır. Gelirleri yerindeyken ayrılmış olan birçok aile kriz nedeniyle bir arada yaşamaya başladı. Genelde işinden olan çocuk ailesini de alıp ana babasının yanına taşınmaktadır. Eğer hesapsız bir borçlanma içinde krize yakalanmış değillerse bunlar aile içi desteklerle bu krizi atlatabilirler. Ancak aile desteğine değil de kredi kartlarının desteğine güvenenler kısa zamanda yeni iş bulamazlarsa öyle çarpılırlar ki, kriz onlar için hiç bitmeyebilir.

Eğer öngörüldüğü gibi bu kriz bir yıl içinde düzelmeye yüz tutarsa, emekli, ücretli ve dar gelirli fakat hesabını bilen küçük esnaf fazla hasara uğramadan krizden sıyrılabilir. Asıl sıkıntıyı çekecek olanlar, işlerini kaybeden ve borçlu olan yüksek ücretliler, sırf dış alımdan gelir elde eden bir kısım tüccar ve biraz da lüks turistik işletmeler gibi görünüyor. Eğer kriz ikinci yıla sarkar ve kötüleşirse bundan benim gibi emekli de dahil hepimiz sıkıntı çeker oluruz. Çünkü o zaman yüksek gelir düzeyindeki kayıpların eksiltici etkisi alt gelir düzeylerinde seyir etmeye başlamış olacaktır. Bir başka deyişle, yüksek gelir düzeylerindeki kayıplar bir süre sonra dayanılmaz sınıra dayanınca piyasa tüketici fiyatlarını yukarı çekecektir. Bu da enflasyon, yani dar gelirli ve küçük esnafın faili meçhul soyulmasıdır.

Türkiye için bu krizin iyi bir yanı da var tabi. Türk ekonomisinin korkulu rüyası cari açık bu kriz sayesinde gerilemeye başladı. Çünkü dış alım artan döviz fiyatından dolayı çok pahalı oldu.

Ben emekli bir vatandaş olarak krizden çektiğimi söylersem yalan olur. Ancak krizi aşmada, "bir damla denize fayda..." örneği bazı görevlerim olduğunun da bilincindeyim. Bu görev sorumluluğum gereği dış alıma bağlı tüketimlerde özellikle enerji kullanımında cimri davranıyorum. Bunun dışında yerli malları tüketim alışkanlığımı artırmaya çalışıyorum. Gidip de yerli malı araba alacak halim yok tabi, ama özellikle giyimde ve gıdada satın aldıklarımın yerli malı olmasına titizlik ediyorum. Barkod numarası 869 ile başlayan ürünleri seçiyorum. 869 ürünün yerli malı olduğunu gösteren kod numarasıdır. Bir de emeklilikten atılma korkum olmadığı için şimdilik kötü günlerim için az da olsa tasarruf etmeyi bırakıp, aylığımı tam olarak harcamaya özen gösteriyorum.

Muharrem Soyek

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..