Ekonomik kriz ve hutbe...

Gelin bu gün ülkemizi yönetenlerin söylemlerinden yola çıkarak, söylem ve icraatların aynı doğrultuda olup olmadığına bir bakalım.

Bu gün ülkeyi yöneten iktidar partisi yetkililerinin söylemleri ne?

Zümre, hizip, bölge siyaseti yapanlar, bu birlik ruhunu kavrayamazlar. Biz 70 milyonun lisanıyla, gönül sesiyle konuşuyoruz. Bu yüzden Türkiye bizimle birlikte büyüyor, gelişiyor ve kalkınıyor. Her zaman her şartta vurgulamamız gereken husus, karamsarlığa, umutsuzluğa zerre kadar prim vermeden, aşkla, heyecanla yolumuza devam etmektir. Değişimi sürekli kılmak, demokrasiyi ve istikrarı kalıcı kılmak, Türkiye'nin şimdiye kadarki kazanımlarını daha ileriye taşımak bugün her zamankinden daha büyük önem taşıyor. Bugün bütün olumsuz gelişmelere rağmen kaya gibi sağlam duran bir Türkiye var.

Ne kadar güzel bir söylem değil mi?

Bence de!

Gerçekler böyle mi?

Hiç sanmıyorum!

Ekonomik mucizelerin yaratıldığı, geçtiğimiz 6.5 yılda, ülkenin 85 yıllık birikimleri satılarak ve Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanması yapılarak gelinen noktada, yayınlanan vergi istatistikleri, hiç de ekonomik bir mucize olmadığını gösteriyor.

TÜİK’in verilerine göre nüfusumuz 71.5 milyon olmuş. Yani bir yıl öncesine göre kabataslak nüfusumuz bir milyon artmış. Nüfus artış hızımız %1.31. Ancak geriye kalan beş milyon nerede belli değil!(TÜİK’in verilerine göre son bir yılda 6 milyon seçmen yaratmıştık ya onu söylüyorum)

Gelelim vergi istatistiklerimize: Türkiye’de toplanan vergilerin %80 dört ilden toplanmış. Doğu ve Güneydoğudaki illerin birçoğunda vergi tahsilât oranları %50 civarında! Gelir dağılımında bir adalet olmadığı gibi vergi tahsilât oranlarında da bir adalet yok!

Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzemen’e göre ihracat %25-30 arasında gerileyecekmiş! Nedeni de hani şu bizi teğet geçecek olan dünya çapındaki ekonomik krizmiş.

İhracatın alarm vermesi üzerine, İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, hemen faaliyete geçip, Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu ile görüşüp, Temiz ve sağlam ihracat için üreticilerin bilinçlendirmesi amacı ile Camilerimizde Hutbe okunmasını istemişler.

Merkez Bankası Başkanı Sn Yılmaz da 2009 yılı enflasyon beklentilerinin %5.4 ile 8.2 arasında olabileceğini açıklarken, kalkınma oranı ile ilgili bir açıklamada bulunmaktan özenle kaçındı. Ve ekledi IMF ile seçimlerden önce anlaşıp, Niyet Mektubunun imzalanabileceğini de belirtti.

İktidar tarafından 2008 yılı bütçe rakamlarının tutturulduğunu açıklamasına rağmen, Bütçe rakamlarını denetlemekle görevli bir kurumun yaptığı açıklama ile 2000 yılından bu yana en kötü mali yılın geçirildiği açıklanıyordu.

İşte en basitinden birkaç örnek ile 2009 yılının ilk ayını bitirmek üzereyiz ve önümüzde bir yerel seçim var. Böylesi söylemlerle halkın ne zamana kadar daha aldatılacağını gerçekten merak ediyorum. Her şey iktidarın söylediği kadar iyi de biz mi görmüyoruz? Yoksa bizim gördüğümüz gerçek mi?