Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '11

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Ekonomik olarak güçlü olan Kızım

Canım kızım,  

Son zamanlarda gazete ve televizyonlarda eşi tarafından dövülen, kovulan , sokağa atılan, kocası tarafından veya kocası terk etti diye “ töremiz böyle “ diyen baba veya kardeşler tarafından öldürülen veya ölüm ile tehdit edilen insanların hikayesini okuyunca aklıma hep sen geliyorsun. 

Sevgili kızım,  

Bu hikayelere baktığım zaman, hem şiddete uğrayan hem de şiddet gören insanların ya eğitimsiz ya da eğitimlerini hayatı kolaylaştırmak için değil, sadece bir meslek sahibi olmak için yapan insanlar olduğunu görüyorum. 

Canım kızım,  

İşte burada kızların okumasının ve meslek sahibi olmasının, sonrasında evli olmasa bile kendi kendine yeten ve ekonomik olarak kimseye muhtaç olmamasının onun başkaları tarafından bu eşi olsa bile fazla yıpratılmayacağının sebebi olarak görmekteyiz. 

Canım kızım,  

Yakın çevremize de baktığım zaman, “nasıl olsa evleneceğiz” diyerek eğitimini tamamlamayarak evlenen ve meslek sahibi olmayan kadınların çoluk ve çocuklarına da kavuştuktan sonra eşlerinden sevmeseler de kopamadıklarını görmekteyiz. Yani kadın ekonomik olarak güçlü olmaz ve meslek sahibi olmazsa kocası iş sahibi olsa da adeta kocasının her sözünü dinlemek ve söylediği her şeyi yapmak zorunda kalmaktadır. Bu her denileni yapmadığı zaman göreceği şey şiddet baskı bir adım ilerisi ise ölüm olmakta çok zaman. Yani gazete sayfalarından bize yansıyanı çok zaman böyle görmekteyiz. 

Canım kızım,  

Melsek sahibi olan kadınlar ise gerçekten de aynı zamanda bilgi ve kişilik olarak da güçlüyseler o zaman kocalarının her türlü baskı ve yıldırmasına da boyun eğmeyerek ailede hem söz sahibi olur hem de çocuklarının eğitimlerini daha güzel yapmalarına yardımcı olur. 

Canım kızım,  

Ben geç iken ve bekarken hep “acaba kimle ve nasıl bir insanla evleneceğim? Acaba mutlu olacak mıyım ? diye kendime hep sorardım. Yani gelecekten endişe duyardım. Allah’a şükürler olsun ki, annen ile evlendik ve bu endişeler yok oldular. 

Canım kızım,  

Nasıl insanla evleneceğim? Soruları baba olduğum zaman çocuklarım acaba nasıl insanlarla evlenecek mutlu olacaklar mı sorularına bıraktı. Ama sizler büyürken okul başarılarınız arttıkça benim de size olan sevgimle beraber güvenim arttı ve okulda göstereceğiniz başarının hayatı anlamak, onu iyi okumak ve hayattan alacağımız en büyü manevi faydayı alacak şekilde sizin geliştiğinizi görmekle mutluluklarımız ve geleceğe dair umutlarımızda arttı. 

Canım kızım,  

Kızım evlenecek nasıl olsa, onun okumasına, gelişmesine gerek yok diyen geçmişteki atalarımızın aksine ben kızların okuması ve onların meslek sahibi olması ve sonrasında iyi anneler olması için güçlü olduklarına inanarak onların hem meslek sahibi olmalarını ve anneliklerini de en iyi şekilde yapmalarını istemekteyim. 

Canım kızım,  

Baban biliyorsun ki, iktisat mezunu. İktisat ise sonsuz ihtiyaçlarımızla sınırlı kaynaklarımız arasında dengeyi sağlamayı amaçlar ve bu dengeyi sağlayanların mutlu olacağına ve hayatta sıkıntı çekmeyeceğine inanır. Bir iktisat mezunu olarak buna bende candan inanarak hayatta giderlerimi gelirlerime göre ayarlamaya devam ettim hep. Belki çok servete sahip olmadım ama bu tutumum borçlanmadan, başkalarına muhtaç olmadan her zaman güçlü olmamıza ve güçlü kalmamıza sebep oldu. 

Canım kızım,  

Bunu sen harçlıklarınla da yapmaktasın ve giderlerini gelirlerine göre yani harçlıklarına göre yaptığın zaman hayatın sana da kolay geldiğini görerek mutlu olmaktasın. Sana bu konuda daha küçük yaşta bilgi vermişsem ne mutlu bana . 

Sevgili kızım,  

İşte hayatta böyledir. Küçükken babanın verdiği her şeyi alan ve sadece karın tokluğuna çalışan ve sadece kulaktan dolma bilgiler ile büyüyen ve aklını kullanamadan anne ve baba ile komşularının telkinleri yaşayan insanlar çağın gerisinde kalmaktalar ve sonrasında eğitimsiz kocalarının şiddetine maruz kalmaktalar. Tabii ki hanımını seven ve onları koruyan insanlarda çok ve “ bir lokma, bir hırka” diyerek evliliğin ne demek olduğunu ve paylaşımın önemini bilen erkekler ve kadınların gelirleri az olsa da mutlu olurlar. 

Sevgili kızım,  

İnsan kadın da olsa erkek de olsa hep kendini başkalarına muhtaç hisseder ise bu kendini küçük gören küçümseyen ve başkalarına bağımlı yaşama hastalığına düşmüş insanlar olarak görürüm ve onlara üzülürüm. “Annem var, babam var, onlar bana hep verir, hep verir, çalışmama ne gerek var ben gezeyim de annem babam beni doyurur. Allah kimseyi aç bırakmaz” diye düşünen insanlar birde kendisi gibi düşünen insanlar ile evlenirse o zaman anne ve babaların çilesi ikiye katlanacak demektir. Böyle düşünen insan olmaktan ve böyle düşünen insan babası olmaktan hep çekinirim. 

Canım kızım,  

İnsanın zenginliği çok şeye sahip olmak ile değil, az şeye ihtiyaç duyması ile olur. Birde gücü oranında çalışması ve gelir ve giderini denkleştirmesi ve ailesini hakiki manada sevmesi ve onların korumak ve kollamak ile görevli olduğunun bilinci ile dolması ile olur. 

Canım kızım,  

Bir kadın evli olmasa da kendi işi varsa ya da ailesinin işinde çalışarak kendi ihtiyaçlarını karşılıyorsa benim gözümde başkalarına muhtaç olan insandan daha değerlidir. Çalışacak gücü ve imkanı olduğu halde tembel olduğundan çalışmayan insanın düşüncesinde bir hastalık olduğunu ve tedavi olması gerektiğini düşünürüm her zaman. 

Canım kızım,  

Gazetede okuduğum haberleri ite böyle dikkatli okumakta ve hayatımızla ilişkilendirmekte ve bu yazılar üzerine uzun uzun düşünmekteyim. Zaten bu haberler de hayatın içinden olaylar. Sadece okumak ve “vah vah yazık kadına “ diye geçiştiremeyiz. Eğer yetkiliysek bunların olmaması için tedbir almak, yok yetkili değilsek ve yardım etme gücümüz yoksa olayı okuduktan sonra sadece ders almak ve bizim öyle durumlara düşmememiz için tedbir almamız ne güzel olur değil mi? Düşünmeyi seven insanlar için her olay güzel ibret veren olaydır. 

Canım kızım,  

İnsanlar okumuyorlar, okusalar düşünmüyorlar, olaylardan ibret almıyorlar. Çok zaman ben sizlere bir olay anlatsam “ bana ne “ der gibisiniz ama bu adem sendecilik tavrı “ gülme komşuna gelir başına” misali yarın bizim kapımızı da çalmadan olaylardan ibret alarak onlar hakkında düşünmemiz, ibret almamız sonrasında da başımıza gelmemesi için veya gelince en az zararla atlatmamız için tedbir almamız ve bunu da çevremize telkin etmemiz gerekmez mi ? 

Canım kızım,  

Olaylar bir nevi de ibret almadığımız, bir nebze de tedbir almadığımız için tekrar etmekteler ve bizler de bundan zarar gören toplum olmaktayız. Umarım bu mektuplarda bundan sonra bu tür olaylardan ders almamız için sana ve okuyana güzel bir uyarı olmuştur. Her baba kızını bu konuda bilgilendirmek ve uyarmak zorunda sanıyorum . 

Sana ekonomik bağımsızlık dolu bir ömür diliyorum. 

TURAN YALÇIN-TOKAT 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..