Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonominin genel durumu Temmuz 2011

Bu yazıyı ele aldığım sıralarda rekor üstüne rekor kıran, enflasyonu en düşük düzeyde bütçe açığını sıfır, denk bir halde tutmuş ve üstüne üstük dünyada büyüme de rekor kırmış bir ekonomiden ( Türkiye Ekonomisi) bahsettiğimi belirtmek isterim... Yıllarca bize öğretilen, ceteris paribus, farklı faktörler arasında ilişki olduğunu ve makro ekonominin bir birinden etkilendiğiydi teorik olarak... 

Burada bu teorik bağlantıları kurarak ne kadar işlediğini ya da ekonomi politik kararların ne kadar doğru verildiğini ve sonuçlarının değerlendirmesini yapacağız... 

Döviz Kurları 

Bir ülkenin yaptığı mal ticaretine, dış ülkelerden aldığı-verdiği borç miktarına ya da plasman yatırım araçlarına gelen sıcak para dediğimiz kişiler ile yapılan fiziki yatırımların getirdiği ve ya ülkeden götürdüğü döviz miktarına bağlı olarak arz-talep mekanizması ile oluşan fiyat döviz kuru olarak tanımlarsak; aşağıdaki tablodan şöyle bir rakamlara baktığımız zaman: 

USD 07/07/2010 -07/07/2011
Tarih YTL
2011/06 1, 6031
2011/05 1, 5751
2011/04 1, 5219
2011/03 1, 5798
2011/02 1, 5902
2011/01 1, 5643
2010/12 1, 5221
2010/11 1, 4403
2010/10 1, 4246
2010/09 1, 4922
2010/08 1, 5097
2010/07 1, 5406

dolar için geçen yılın(2010) temmuz ayından başlayarak aralık ayına kadar bir düşme trendi gösterdiğini net olarak görebiliyoruz.. peki ne oldu da döviz azalma eğilimine girdi? Ödemeler dengesine baktığımız zaman ilk olarak ithalat ihracat farkını gösteren cari işlemler açığının 2010 yılında 2009 yılına göre yüzde 247 arttığını yani giren yüz dolara karşılık 247 dolar dışarı çıktığını gördük onun aksine bu açığın finansmanı olan sıcak para yani sermaye finans hesabında ise yüzde 507 lik bir artış bulunmakta buda sıcak paranın içeri çok fazla geldiğini ve artan dövizin düşüşünün birinci kaynaklarından... 

Ardından dövize baktığımızda ocak 2011 den temmuz ayına kadar ise kurlarda bir yükselme meydana gelmiş. Bunun arkasında Mevsimsel dalgalanmaların temel etkisi olmasının yanı sıra borsada meydana gelen düşüşler ve seçimler öncesi istikrarsızlık korkusu sıcak parayı dışarı kaçırmaya yönelmiş üstüne artan ithalat ve dış açıka bağlı olarak ihtiyaç duyulan döviz ve merkez bankasının geciken müdahalesi döviz artışını engelleyememiştir. 

Enflasyon 

Sürekli artan enflasyon yıllar boyunca ülkenin tek derdi, tek tartışma konusu olmuştu. Bunun üzerine de MB tek hedef olarak enflasyonu yani fiyat istikrarını belirledi diğer kalemler ise amaç olmaktan çıkıp enflasyon hedeflemesi için araç olmaya başladı... Bu karar alındığı günden beri enflasyon düşsede hiç bir zaman hedefi tutturamadığımızı hatırlatalım. 

Dönemi TÜFE-Oniki Aylık Ortalamalara Göre Değişim(%) ÜFE-Oniki Aylık Ortalamalara Göre Değişim(%)

 

Haziran 2011 6.47 9.42
Mayıs 2011 6.64 9.21
Nisan 2011 6.79 9.17
Mart 2011 7.29 9.36
Şubat 2011 7.76 9.23
Ocak 2011 8.28 8.89
Aralık 2010 8.57 8.52
Kasım 2010 8.59 8.27
Ekim 2010 8.45 7.71
Eylül 2010 8.16 6.89
Ağustos 2010 7.83 6.18
Temmuz 2010 7.59 5.33
Haziran 2010 7.41 4.30

Yukarıdaki tabloda da hem Tefe hem de Üfe deki aylık değişim gösterilmiş ilginçtir biri artarken diğeri azalmaktadır. Bu da Üfe'deki artış ya da azalışı tefe ye yansıtmadığını bunun en temel nedeni olarak ta serbest piyasada ki rekabetten ve düşük ücretlerden olduğunu söyleyebiliriz ki ülkemizde asgari ücret geçim düzeyinden düşüktür.. 

enflasyon-döviz-dış açık 

Döviz verilerine ve enflasyona aynı tabloda bakarsak dövizin arttığı dönemlerde enflasyonun düştüğünü görmekteyiz. Bu nedenle son aylarda düşen enflasyonun nedenini sadece artan dövize fiyatına bağlayarakta kestirebiliriz... Enflasyon Rekor kırıp en düşük seviyeyi görürken dolarda rekor ile en yüksek seviyelerden birini görmektedir.. Peki iyi ama enflasyon yani benim ülkemin mal ve fiyatlarıyla doların ne alakası var diye sorarsak cevabımız enflasyon içerisinde bol miktarda ithal mal olduğundandır... Artan döviz TL yi değersiz hale getirmesinden dolayı ithalat mallarımızın çoğunun üretim ve ara malı olduğunu düşünürsek UFE nin bu denli yüksek olmasının nedenidir. Ayrıca enerjimizin çoğu ham olarak dışardan ithal edilmektedir. doğal gaz, petrol... 

Yıl boyunca, enflasyondaki artışın en büyük kaynağı alkollü içecekler ve tütün grubundaki artış olmuştur. Bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında endeksteki en büyük yükseliş %24, 66 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşmiştir. Lokanta ve oteller (%9, 76), gıda ve alkolsüz içecekler (%7, 02) ve ulaştırma (%6, 78) artışın yüksek olduğu diğer harcama gruplarıdır. 

2010 yılı Aralık ayında endekste kapsanan 446 maddeden; 74 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 225 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 147 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşmiştir. hazine.gov.tr 

Enflasyonun düşük olması ve ihracatımıza teşviklerin yeterli olmaması, ithalata merkez bankasının zorunlu karşılıklardan başka bir çözümü olmaması daha doğrusu zorunlu olduğumuz ithal mallardan dolayı her ay artarak artan cari açık , rekor kırdığımız büyümenin belkide temel kaynağı, enflasyonun düşük olmasına rağmen dövizlere müdahele edilmezse ki mb döviz alım ihalesi yapacağını açıkladı gelecek aylarda bir rekor da dış ticaret açığından gelecektir.. 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 3
: 1035
Kayıt tarihi
: 25.03.10
 
 

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrencisiyim. Özellikle Türkiye Ekonomisi hakkında yazıyorum ve tespitlerim..