Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '08

 
Kategori
Deneme
 

Ekonominin pastası

Bir yıl boyunca 2 milyon 760 bin işsizimiz dışında, birçoğumuz çeşitli alanlarda yoğun tempoyla çalıştık. Küresel ısınmayı ve kuraklığı kulak ardı edip, bütçemize uygun bir tatil beldesine kaçma planları yapmaya başladığımız sırada, hiçbir dünya ülkesinde yapılmayan yaz mevsiminde seçim kararı aldık.

Evet, güneşin dik olduğu, suların barajlarda azaldığı, nem oranının yüksek olduğu saatlerde, önümüze konulan sandıkta, oldukça terleyeceğiz. Ak mı, Altı ok mu, At mı, yoksa kara mı, hepsini seçim sonrası final havasında geçen gecede izleyeceğiz. Buna ne aspiratör, ne de klimanın serinliği dayanır. Seçenler ve seçilenler, Türkiye’nin geleceğine damgasını vuracaklar.

İçeride öylesine siyasi gelişmeler oluyor ki, bir sabah uyandığınızda, yeni bir gelişme olmasın. Yıllar öncesi bir araya gelemez dediğimiz zıt görüşlü partiler bile hükümet olurken, aynı ideal ve programları olan yandaş muhalif partiler, liderlerin şahsi kaprisleri yüzünden, bir araya gelip güç birliğini yapamıyorlardı. Neyse ki, artık, sağıda, solu da kucaklaştılar. Yine eski günlerdeki oluşuma geri döndük.

Seçim sistemindeki arayışlar hala sürmekte, toplumun çoğunluğunun onayladığı seçim sistemini bugüne kadar hiçbir platformda tartışmadık. Gerçi dizilerden ve şampiyonluk peşinde koşan takımları izlemekten, pek fırsat bulamadık desek yalan olmaz. Yıllardır, iktidarda olanlar, kendi güçlerini korumanın hesaplarını yaptılar. Seçim sistemindeki dengesizlik ve alınan % 30–35 oy oranı ile muhaliflere de kendi görüşlerini diretme politikalarının yansıtılması, demokrasinin ince ayarlarını da bozduğu gibi, toplumda da sızlanmalara yol açmıştır. % 51’in oldukça altında oy alan partiler, iktidara sahip olurken, ne kadar halkın çoğunluğunu temsil edebilir sorusu hep gündemde kaldı. Bunun için, öncelikle hükümetlerin, halkın çoğunluğunu mecliste temsil etme gücünü elinde bulundurması gerekir. Böyle bir oluşumda seçim kaosu üzerindeki perde de kendiliğinden kalkmış olacaktır.

Yapılacak olan seçimin Türk demokrasisi için kazanç olması ve dünyaya bunu başaran ülkelerden birisi olduğumuzu her zamanki gibi göstermeliyiz. Dünyanın kem gözü yine üzerimizde olacak. Sokaklara çıktık ve çıkmaya devam edeceğiz. Beynimize güneş geçse de, bayılmalar arasında liderlerin vaat dolu konuşmalarını dinleyeceğiz. Geçenlerde, bize iki Türkiye yakıştırması yaptılar. Adamlar, dışarıdan Türkiye’mizi nasıl görmek istiyorlarsa öyle konuşuyorlar. Kendi kıçlarına ve ülkelerindeki gelişmelere bakmadan ahkâm kesiyorlar. Dünyanın hangi ülkesinde tek görüşlü bir düşünce yapısı ve insan topluluğu vardır? Her ülkede olduğu gibi, bizde de sağcısı, solcusu orta yolcusu mutlaka olacaktır. Bizler, T.C kimliği altında hep birlikte et ve tırnak gibiyiz. Bu kültür çeşitliliği içinde, birbirimizden kız alıp, kız vermişiz ve Kurtuluş Savaşı’nda omuz omuza birlikte savaşmış ve karış toprağımızı emperyalist ülkelere karşı birlikte korumuşuzdur. İnanmayanlar isterse Çanakkale’de yatan şehitlerin isimlerine ve doğduğu yerlere bir baksınlar. Bu birlikteliğimiz yüzyıllardır böyle devam etmiş ve devam edecektir. Bu bilinç içinde; Cumhuriyetimize sahip çıkarak, Atamızın dediği gibi, “ Yurtta sulh, dünyada sulh” görüşü ile birbirimizle dostça, kardeşçe fikirlere saygıyla, eyleme tenezzül etmeyen bir tartışma ortamında ekonominin pastası dediğimiz lezzetten herkesin eşitçe payını aldığı, kaliteli eğitim, sağlık ve sosyalleşmeden yararlandığı yaşam standardını yakalayarak mutlu yaşamalarını arzulamaktır.

Zaten seçilmek isteyen partilerinde görevleri ve programları bu değil midir?

Seçimin ülkemize ve dünyaya barış, refah ve mutluluk getirmesi dileği ile,

Kararınız hayırlı olsun.

Sevgi ve demokrasi içinde sağlıcakla kalınız.

<ı>2007- Bursa

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..