Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '11

 
Kategori
Güncel
 

Ekranların ışığı söndü

Ekranların ışığı söndü
 

Aşağıda okuyacaklarınız gerçek bir Defne Joy Foster seveni tarafından yazılmaktadır. 

Ortaokulun başlarıydı. Muhtemel zaman '94 - '95 yılları. Okuldan eve gelince inanılmaz bir heyecan ve müzik aşkıyla Kral TV açar, hem klipleri izler hemde VJ'leri hayranlıkla takip ederdim. Vj Atakan, Vj Bülent, ve Vj Defne... Daha o zamandan dikkatimi çekmişti. Rengi başka, ses tonu başka, enerjisi bambaşkaydı... 

Yıllar geçti, ben onu izlemeye hep devam ettim. Zaman zaman çeşitli müzik programlarıyla çıktı ekranlara. O ışığı, enerjisi tarif edilemezdi. Kalıpların insanı değildi. Ağır başlı değildi, kıpır kıpırdı. Türk televizyoncularında pek olmayan cinsten hazırcevap bir kişiydi Defne. 

Hatırlar mısınız eskiden 'Çat Kapı' adlı bir programı vardı. Ünlülerin evlerine girer, deli gibi orayı burayı kurcalar, espiriler havada uçuşurdu. Yakın geçmişte tekrar yaptı o programı ama fazla uzun ömürlü olmadı. Çok üzülmüştüm. 

'Sihirli Annem' bir çocuk dizisi olduğundan takılmadım ancak dizinin uzun ömürlü olmasından mütevellit başarılı bir karakter olduğu kesindi 'Eda'nın. Böylece çocuk hayran kitlesinide genişletti. Seveni çoktu emindim. Antipatik değildi herşeyden önce. 

Bir dönem yine ekrana kitlemişti beni 'Bir İş İçin Lazım' adlı programıyla. Kavak Yellerinde 'Atakan' karakteriyle izlediğimiz Cemil Büyükdöğerli ile sunuyordu programı ayrı ayrı. İnsanlara ayaküstü para dağıtırken kültürel birimkimlerinide sorguluyordu. Hem kültürel hem popüler bir programdı. Her İstanbul ziyaretimde ''acaba karşıma çıkar mı'' dediğim çok olmuştu o dönem. 

Kısa bir sürede olsa çevreci kimliğiyle NTV ekranlarında göründü. İşinin salt popüler kültür olmadığını, bilinçli bir televizyoncu olduğunuda kanıtladı. 

Sonra birgün hayırlı bir iş için dans yarışmasının startını verdi Acun Ilıcalı. Bir baktım ekipte Defne Joy Foster var. Meşhur bir ismin 'popüler'lik sınıfına geçtiği bir yarışma oldu Yok Böyle Dans adlı yarışma. Her geçen hafta elemeler olup, yarışan ünlülerin sayısı azaldıkça Defne'nin diğerlerinden farkı dahada belirginleşti. Öyleki, çok iyi dans edememesine rağmen yaydığı enerji ve ışıkla çoğunluğun sevgilisi olmuştu bile. Bazılarının antipatik bulduğu o insanın normal ruh haliydi aslında tanıyanlar için. Normal olan Defne oydu zaten. Ancak tanımayanlar (ya da tanımak istemeyenler) kılıçlarına kuşanmış, sosyal ağlardan, sanal dünyadan savurmaya başlamışlardı birer birer kötülüklerini. Yarışmanın yayınlandığı her akşam Defne'nin performansı ve sonrasında jüriyle diyaloglarını irrite bulduklarını defalarca yazıya döktüler. Öyleki, çok okunan gazetelerin birinde magazin yazarlığı yapan E.Ö. adlı kişi 26/01 tarihinde Defne hakkında öyle bir yazı kaleme aldı ki, şaşırmamak elde değildi. Defne'nin magazin figürü olma çabasını işlemişti yazı. Neye dayanarak, hangi tecrübesiyle böyle bir yazı yazma ihtiyacı hissetti inanılır gibi değildi. Seslerin yükseldiği, insanların Defne'ye karşı antipatik duygular beslemeye başladığını söylüyordu. Nasıl yani? Yoksa ben sevdiğim için mi batmıyordu bana hareketleri? Saba Tümer kayıtlara geçecek önemli bir ayrıntıyı dile getirdi bu akşam Uğur Dündar'a canlı yayında. Defne herkesin onu çok sevdiğini ancak sevmeyende birçok insan olduğunu görmüştü. Sosyal paylaşım sitelerinde hakkında yazılanlara kafasını takıyordu. Halkın oyuyla yarışmada durduğu halde jüri üyelerine ''beni gönderin ve düşün puan verin'' demişti. 

... 

İzmirliydi... televizyonun eşi benzeri olmayan, cıvıl cıvıl, hatta 'en manyak' ismiydi. Hem izlettiriyor, hemde güldüyordu. Hani hayatımızda bir Cem Yılmaz var ya, işte Defne onun erkek versiyonuydu. Zekası, hazırcevaplılığı, doğallığı bugüne kadar bu ülkenin görmeye alışkın olmadığı cinstenti bir kadın televizyoncu için. 

Birgün Asos'a gidip Behramkale'deki o otelinde kalmayı çok arzu ediyorum. Seni, aileni, sana ait şeyleri yakından tanımak ve özünde ne var gerçekten bilmek istiyorum. Sen ekranın delisiydin be Defne...yakışmadı bu gidiş. Ekranların ışığı söndü. 

 
Toplam blog
: 42
: 2022
Kayıt tarihi
: 05.08.10
 
 

1983 İzmir doğumluyum. Doğduğumdan beride bu şehirde yaşıyorum. İlk, orta, lise ve üniversite hay..