Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '10

 
Kategori
Siyaset
 

Eksen kayması=Kıbrıs olabilir mi?

Eksen kayması=Kıbrıs olabilir mi?
 

Türkiye Cumhuriyeti’nin tatbik ettiği dış politika ile Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nde gündeme gelen “Eksen Kayması” tartışmaları bütün hızıyla sürüyor. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde malum istikamette oluşmaya başlayan kanaat bu iki kesimde var olan ciddi bir endişe unsurudur. Son olarak gündeme gelen “Füze Kalkanı Projesi” de Türkiye ile alakalı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde baş gösteren bu endişenin bir başka boyutu olsa gerek. Fakat Türkiye’yi Avrupa’da böyle bir izlenim yaratmasına sebep olan hadiselere sevk ettiren süreç II. Körfez Savaşı sonrası gelişmeler olmakla beraber “Kıbrıs Politikası” kapsamında Avrupa’nın Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı var olan “Çifte Standart” tarzında ki diplomatik davranışlarıdır. Zaten Başbakan Recep Tayip Erdoğan süreç içinde Türkiye’nin bu konuda ki tavrını “Brüksel Kriterleri’ni Ankara Kriterleri olarak tanımlamak suretiyle yolumuza devam ederiz.”ifadeleriyle alenileştirmişti. Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’taki Türk tarafına yönelik “İşgalci” ve “Anlaşmaz” gibi ithamlarının 2004’teki Annan Planı’na yönelik uzlaşmacı tavrına rağmen değişikliğe uğramaması Türkiye’nin Avrupa Birliği konusunda ki bakışını değiştirmiş ve bugün Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde “Eksen Kayması” tartışmalarına sebebiyet verecek gelişmelerin fitilini ateşlemiştir. Ayrıca bu tartışmalara Kıbrıs Politikası’nın istikamet verdiğine dair fikir ve iddialara bir örnek olarak da Türkiye’nin bir süreden beri Ortadoğu’da ki gelişmelere yönelik ağırlığını koymak için attığı adımları verebiliriz. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Kıbrıs Konusunda Ortadoğu Ülkeleri nezdinde yaptığı teşebbüsler bilinen gelişmelerdir. Kıbrıs’ı Ortadoğu ve Arap Ülkeleri’ne ulaşmak ve bu coğrafyada nüfuz elde etmek için önemli araç gören Yunanistan’ın Rum Tarafını bağımsız bir devlet olarak tanımaktan çok meseleye Avrupa’nın Ortadoğu’daki köprüsü rolünü oynamak suretiyle bölgede kendisi için iktisadi ve ticari bir Pazar yaratma gayesini gerçekleştirmek için yaklaştığını görebiliriz. 2006 yazında cereyan eden Lübnan Savaşı sırasında bu ülkeden göç eden mültecilere Kıbrıs Rum Limanları’nın açılması ve Filistin’de ki gruplara yaptığı iktisadi yardımlar Yunanistan’ın Ortadoğu Coğrafyası’nda Türkiye’ye karşı kendi lehinde konjonktür yaratma niyetinin bir başka tezahürüdür. Ortadoğu’da bazı ülkelerin(Mısır, Lübnan) Rum Kesimine yönelik teşvik edici tavırlarının arkasında da bu vardır. Buna 1956 senesinde dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Nasır’ın Amerika’ya tepki olarak Süveyş Kanalı’nı millileştirmesine yönelik çabasına Türkiye’nin tutumunun aksine Yunanistan’ın verdiği destek en önemli örnektir. Ayrıca dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’un Ortadoğu Ülkeleri nezdinde kurdurduğu “Bağlantısızlar Grubu”nu da unutmamak gerekir. Aynı şekilde Türkiye’nin Ortadoğu’da güçlü bir şekilde rol alma isteğinin bölgede söz sahibi iddiasında olan Mısır’ı nasıl endişelendirdiğini de ayrıca belirtmeye gerek yok. Hadiseye bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin Batı’da “Eksen Kayması” endişesi uyandıran Ortadoğu Politikaları’nı Yunanistan’ın Kıbrıs mevzuunda bölge ülkeleri nezdinde var olan desteğini kırma teşebbüsü olarak da değerlendirmek mümkün. Azerbaycan’ın Türk Kamuoyu'nda tepki alan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanımama tutumunu Yunanistan’ın Avrupa Birliği’ndeki üyelik kozunu kullanmak suretiyle birliğin bu ülkeye yaptığı baskı ile beraber düşünürsek daha doğru bir neticeye varabileceğimiz kanaatindeyim. Ayrıca İsrail’e yönelik “Türkiye’nin Hamas’a destek verdiği” propagandası da Yunanistan’ın bu konuda Ortadoğu ve Dünya Kamuoyunda nasıl etkili bir lobi yürüttüğünün en önemli işaretidir. Türkiye’yi adada işgalci gibi gösteren lobi faaliyetleri de Avrupa nezdinde Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin nasıl bir kara propaganda yaptığına işarettir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin iktisadi ve siyasi ambargolara maruz kalmasının ve Türkiye’nin bu konuda Avrupa’da eşit olmayan muamele görmesinin sebebi bu propaganda faaliyetleridir. Netice itibariyle Türkiye’nin Batı’da “Eksen Kayması” endişesi uyandıran Ortadoğu Politikaları’nda gene Batı tarafından Kıbrıs’ta Türk tarafına yönelik uygulanan bu eşitsiz tavrın büyük rolü olduğu gerçeği göz ardı edilmemesi gereken önemli bir husustur.

 
Toplam blog
: 204
: 673
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

Adım Harun ÖZYURT. 11 Şubat 1983 günü Almanya'nın Frankfurt şehrinde doğdum. 1986'da Türkiye'ye dönd..