Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '17

 
Kategori
Deneme
 

Ekşi Sözlük'ten nasıl atıldım?

Ekşi Sözlük'ten nasıl atıldım?
 

Evet efenim. Ekşi sözlüğün Jack Amca'ya tahammül süresi epi topu 2 ay oldu. Yıllarca yazar olmak için bekledim. 2 ay önce kabul edildim. Sözlükte süregelen foruma dönüşmüş platformda herkes gibi ben de görüşlerimi yazdım. Önce Ekşi jargonuyla "lanetli" oldum. Kısa süre sonra ise atıldım.

SÖZLÜK NASIL BİR YER?

Bu süreçte Ekşi'de bazı tespitlerim oldu elbet. Öncelikle Ekşi'de çok ciddi bir trol kadrosu gün boyunca savaş veriyor; buna şahit oldum. Net rakam veremesem de gözlemsel olarak yuvarlak istatistikler paylaşabilirim:

%60 civarı CHP trolü

%25 civarı HDP-PKK trolü

%15 civarı da AKP trolü olduğu iddia edilebilir. 

Elbette elimde net rakamlar yok. Bu rakamlar iki ay boyunca sözlükte gezinip çeşitli grupları gözlemlemem sonucunda ortaya çıktı. CHP trolleri sözlükte ezici üstünlüğe sahip oldukları ve sözlüğe açık ara egemen oldukları için kimse çıkıp onlara "sen trolsün" diyemiyor. Azınlıkta kalan AKP trolleri ise girdikleri herhangi bir entry'nin ardından süratle CHP ve HDP-PKK trollerinin ortak operasyonuyla linç ediliyorlar.

Arada bir AKP trollerinin de karşı taarruza kalkıp CHP ve HDP-PKK trollerini linç etmeye giriştikleri gözlense de sayısal üstünlük olmadığından ciddi bir başarı elde edildiğini söylemek pek mümkün olmuyor.

Peki bu arada bana ne oldu? Efenim kaldığım süre içerisinde sözlükte adeta bir gelenek haline dönüşen Erdoğan'a hakaret etme şenliklerine katılmadığım, bununla da kalmayıp haklı haksız her konuda Erdoğan'a karşı yürütülen bu sistematik hareketin bir eleştiride bulunmaktan çok açıkça devlete ve millete zarar verebilecek şuursuz bir linç girişimi olduğunu söylediğim için önce sözlükteki çeşitli trol gruplarının hakaretli saldırısına uğradım.

Tabi piyasadaki ucuz trollere hak ettikleri dilden kendilerine cevap verince bu sefer sözlükte adıma bir başlık açılmasına ve "aktrol" ilan edilmesine şahit oldum. 

Neyse efenim. Tam tarihini takip etmesem de muhtemelen bu aralarda bir yerlerde lanetlenmiş olmalıyım. Sırf bu adi trollük girişimlerinin hem topluma, hem internetle bol zaman geçiren gençlerin henüz çok muğlak olan siyasi düşüncelerine hem de devletin kendisine zararlı olduğunu anlattığım için Kemalist görüşüme hakaret eden sözde veya görünüşte Kemalist tiplerle bolca mesajlaştım.

Bu arada Kemalizmin ne olduğunu, aslında tek amacının bu ülke için elinden gelenin en iyisini yaparak devlet için çalışmak olduğunu, bunun ne sağ ne de solla ilişkili bir görüş olmadığını defalarca kez anlatmaya çalıştım.

Kemalizmi CHP'ye ait bir görüş zanneden sol görüşlü cahillerden dine karşı geliştirilmiş bir neo-ateizm zanneden sağ görüşlü cahillere kadar geniş bir yelpazedeki insan topluluğuna bunun yalnızca ve yalnızca vatan sevgisi, devlet yönetimiyle ilişkili bir görüş olduğunu, din ve diyanet konularıyla ise neredeyse hiçbir ilişkisinin bulunmadığını anlatmaya çalışana kadar göbeğim çatladı.

Bu arada sözlükteki trol olan ve olmayan yazar miktarını tespit etmeye de çalıştım ama bunu belirlemek sezgisel olarak bile çok zor. Maalesef net bir fikir üretemedim. Ancak bu oranın yarı yarıya olma ihtimalini hiç düşük görmediğimi belirtmeliyim.

PEKİ NASIL ATILDIM?

Sözlükteki atmosfer son derece özgürlükçü görünmekle birlikte aslında öyle olmadığını açıkça söylemeliyim. Örneklendirelim efendim. Örnek verecek olursam cumhurbaşkanına edilen sinkaflı olanlar dahil gördüğüm küfür ve hakaretin sayısını hatırlamıyorum. Buraya kadar her ne kadar benim bakış açıma son derece ters olsa da diyelim ki bunların hepsi düşünce özgürlüğü kapsamına girsin.

Peki, yine gözlerimle gördüğüm ve PKK'ya akla hayale gelmeyecek güzellemeler dizen yazılara ne demeli? Bu da mı düşünce özgürlüğü? Kimilerine göre öyle şüphesiz. Dünyada bir muadili olmasa da haydi diyelim ki bu da öyle. Peki sözlükte insanlar her şeyi yazabiliyorken neye tepki gösteriliyor ve atılmanıza neden oluyor biliyor musunuz? Eminim tahmin bile edemezsiniz.

Gece ikide PC'min başında mal mal vakit öldürüyorken ekşi'de ışık hızında akan başlıklar arasında "Amerika Birleşik Devletleri" başlığı gözüme ilişti. Ben de girip aslında cümle alemin bildiği, ABD'nin bizzat kendisinin de kabul ettiği bu terör örgütlerini destekleme işini bıraksa çok iyi olacağını, bu haliyle yaptığı şeyin çok açıkça zulüm olduğunu biraz sertçe birr dille ifade eden bir yorum yazdım.

Bu yorum belki 2400. yorumdu. Gece 2'de girilmişti. Girdikten çok kısa bir süre sonra mesaj kutuma küfürlü bir mesaj düştü. ABD'nin bugün kullandığımız bütün teknolojileri bize sağlayan devlet olduğu, giydiğimiz donu bile ABD'nin bize bağışladığı, biz nankör insanların da teşekkür edeceğimize yüce ABD'ye hakaret edecek kadar adi mahluklar olduğunu söyleyen bir mesajdı bu.

Tabi o saatte bu kadar süratli ve sert bir tepkiyi beklemesem de yapıştırdım cevabı:

Evet, ABD kullandığımız bütün teknolojileri bize sağlıyor, bunun için müteşekkiriz. Ancak bu teknolojileri üretiyor olması ülkemizde iç savaş çıkarma, topraklarımızı bölme, bölmeyi planlayan teröristleri her türlü askeri desteğe boğma ve devletimizi maddi manevi tehdit etme hakkını ona veriyor mu? Eğer bu hakkı bize sunduğu teknolojiler ona veriyorsa ben o teknolojiyi istemiyorum. Aslın teknolojisini çeksin masumların üzerinden elini" minvalinde bişeyler yazdım.

Aynı hızla cevap geldi tabi ki. Önce bir hakaret ve sonrasında şu cümle vardı mesajın:

"Derdin varsa Pentagon'a dilekçe yaz!"

Devletindeki 40.000'in üzerindeki insan ABD destekli teröristler tarafından öldürülmüş bir ülkenin vatandaşının yazabileceği bir tehdit mesajı değildi bu. Belli ki bu ülkenin vatandaşı olmayan, ABD'ye vatandaşlık bağıyla bağlı ve biz Türkiye'den de tiksinen birisi yazmıştı bu mesajları.

Tabi ki merak ederek mesajı gönderenin kim olduğuna baktım. İlgili hesap 5 yıldır aktif değildi. Son yorumu 5 yıl önce girilmişti. Benim girdiğim 3 satırlık mesaj belki 2400. mesajdı ama hemen okunmuş, gece iki demeden yorumlanmış ve derhal aktif olmayan bir hesaptan gereği yapılmıştı.

Düşündürücü doğrusu... Olayın manasını çözmek için çok düşünmedim doğrusu. Sonuçta Ekşi sözlüğün içinde takılan bazı yazar kadrosunun neye ve kime hizmet ettiğini düşününce bu durum çok da acayip gelmedi.

Gelelim zurnanın zırt dediği yere. Yani atılma anına... Türkiye'ye yolu düşmüş bir İran'lı arkadaşımla sohbet ediyordum. Konu Türkiye'den açılınca ona İran'da hiçdarbe olup olmadığını sordum. O da olmadığını söyledi. Şaşırtıcıydı. O an bir Banu Avar hipotezini sınamak geçti aklımdan.

"İran'da ABD büyükelçliği yok mu?" diye sordum.

"ABD büyükelçiliği de İngiltere büyükelçiliği de yok" dedi. O an hipotez doğrulanmıştı. Banu Avar hipotezine göre bir ülkede darbe olmuyorsa ya orada ABD büyükelçiliği yoktur, ya da orası zaten ABD'dir"

İşte bu deneyimimi 3 satırlık bir yorum yazabilmek için "İran'da neden darbe olmuyor?" başlığını açarak paylaşmak istedim. Bu ülkedeki cumhurbaşkanından başbakanına ve hatta atalarımıza kadar kime küfrederseniz edin en ufak bir tepki göstermeyen Ekşi Sözlük yönetimi bu başlığı açtıktan dakikalar sonra yazarlıktan atıp hesabımı kapattı.

Gerekçe merekçe yoktu. Mevzu neydi söylemediler elbette. Herkese ve her şeye tepki göstermeniz serbesttir Ekşi'de. Bu kısmı düşünce özgürlüğü gibi görünüyor doğrusu. Ancak ağzınızı açıp ABD'ye tek bir laf ederseniz nereden çıktığı belli olmayan kullanılmayan hesaplardan önce küfür ve tehdide maruz kalabilir, sonra da hesabınızın kapatıldığına şahit olabilirsiniz.

SONSÖZ

Atıldığıma üzüldüm mü? Üzüldüğümü söyleyemem. Zira Ekşi sözlük bugün Zaytung, Bobiler, Resmi Gaste, Leman, Penguen ve Uykusuz gibi Türk medyasına domine eden birçok kuruluşla aynı gruba ait bir yayın organı.

Bunlarla ilgili daha önce bir ŞÖYLE bir yazı yazmıştım. Diğerlerinde uğradığım sansüre yine uğramış bulundum. Alışkınım yani. Üzüldüğüm şey medyamızın ülkemizin değil başka güçlerin elinde olması. Bu organların içinde de maalesef bu güçlere isteyerek veya bir olasılık istemeyeerek hizmet eden vatandaşlarımızın yer alması.

Bugün bunları söylediğimde birileri çok kızıyor ama bu kişiler bu yapılanları çok sevip taptıkları ABD'de yapsalar çoktan Ebu Gurayb veya türevi bir yerde soluğu alıp yok edilmiş olurlardı. Niteliğini de içeriğini de gördüm bu medyanın. Onların deyimiyle verdim şukularını, afiyetle yesinler bakalım.

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..