Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '14

     
    Kategori
    Aile
     

    Eksik kalanım, tamamlayamadığım...

    Eksik kalanım, tamamlayamadığım...
     

    Sen benim eksik kalanım, tamamlayamadığımsın babam...


    Babama,

    Biliyorum belkide bunları buraya yazmam değil, yüzüne söylemem gerekirdi babam. Eğer mümkün olsaydı, zamanı geri alabilseydim emin ol 08 Ocakta bunların hepsini bir bir dile getirirdim senin karşında.

    Sen yanımdayken, yokluğunu hiç geçirmemiştim aklımdan. "Acaba ne yaparım" bile dememiştim hiç. Seninle yarım kalmış o kadar çok şeyimiz var ki şu hayatta. Hepsinden önemlisi ben YARIM kaldım be baba. Şimdi yaptığım her güzel şeyde başımı okşayıp tebrik edenim olmayacak mesela, yaptığım sürprizlerde, gözünden iki damla yaş akıtıp bu kız niye böyle yapıyor diye anneme dertlenende olmayacak.

    Beyaz gelinliğimi giydiğimde belime kırmızı kurdelemi da mı bağlamayacaksın babam. Hani ellerimizle yapacaktık her şeyi. Hani biz bir elin beş parmağı gibiydik. Evin önüne döşediğin mermer taşlarda bile beş tane gül yapmamış mıydın sen babam. Şimdi ben o en baştaki güle basamıyorum be babam, hep kenarından dolaşıyorum incinme diye.

    İki haftada bir gelirdim yanınıza, bazen de arada akşamları sürpriz yapardım ben eldim diye. Şimdi kızıyorum kendime, neden daha sık gitmedim ki diye. Ne vardı sanki her hafta gelseydim. Ölümünden 2 hafta önceydi en son yaptığımız o uzun konuşma. Allah seni başımızdan eksik etmesin, gölgeni üzerimizden esirgemesin diye dua etmiştim rabbime. Elini tutmuş sen bizim evimizin direğisin demiştim. Direksiz kaldık be babam.

    Şimdi bir fotoğrafların kaldı sadece elimde. Rabbime babamın yüzünü bana unutturma diye dua ediyorum. Biliyorum asla unutmayacağım o yüzü, ama yinede sabah öğlen akşam resmine bakıyorum yüzüne dokunuyorum seninle konuşuyorum ben babam Duyuyor musun sesimi?

    Gelsen şimdi buraya, her zamanki koltuğuna otursan, ben gelip yanaklarını sıksam yine, naber patron desem. Olanı, biteni, halimizi derdimizi konuşsak seninle. Haberleri izlerken küfürler etsek yine beraber. Yayladaki evi bitirince yapacağımız aile pikniğinin planlarını geçirsek yine kafamızdan. Davetli listesini hazırlasak. Bahçeye dikeceğimiz ceviz ağaçlarının yerlerini belirlesek en iyi gölge nerde olur onu hesap ederek.

    Pınardan soğuk sular taşısak da ben bi rakı sofrası hazırlasam sana. Antalyanın ışıklarını seyrederek otursak yayla evinin terasında. Bu değilmiydi tüm hayalimiz. İkinci emekliliğin gelmişti köyde senin artık. Yaylaya çıkıp çocukluğunu geçirdiğin dağlarda beklemeyecek miydin sen ölümü. Neden bu ansızın gidişin sanki.

    Şimdi ben nasıl çıkarım o yaylalara da nasıl oturum o evin terasında anlatsana bana baba.

    Yarım kalanım yaşayamadığımsın sen benim. Attığım adım yarım, aldığım nefesim yarım. Geriye kalan hayatım yarım.

    Sen benim eksik kalanım, tamamlayamadığımsın babam...

     
    Toplam blog
    : 1
    : 114
    Kayıt tarihi
    : 10.12.13
     
     

    Herşeyden önce İNSAN olmaya çalışan bir varlığım ben. İyi kötü bir işim var hayatımı idare ediyor..