Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '07

 
Kategori
İnternet
 

Ekşisözlük ve dilediğince hakaret edebilme özgürlüğü

Ekşisözlük ve dilediğince hakaret edebilme özgürlüğü
 

İnternet ve özgürlük meselesi en son YouTube olayıyla gündeme gelmişti. Atatürk'e hakaret içeren videolar yüzünden, dileyenin dilediği şekilde video paylaşımı yapmasına izin veren bu önemli siteye erişim bir süre engellenmişti. Bu açıkçası Hukuk kurumunun ülkemizde henüz İnternet'in ne menem bir şey olduğunu hakkıyla anlayamamış olmasından, İnternet'i hala kitap gibi, dergi gibi, TV programı gibi yasaklanabilecek, kolayca etkinliği ortadan kaldırılabilecek bir ortam olarak görmesinden kaynaklanıyordu. Bilişim Hukuku ve İnternet'e dair genel bir bilginin hakim ve savcılarımızın çok işine yarayacağını sanıyorum.
Türk internet ortamının en fazla sansürlenen, erişimi en fazla engellenen, en "sakıncalı piyade" sitelerinden birisi pek çok kişinin bildiği üzere ekşisözlük. Ekşisözlük pek çok kez dava edildi. Kişiler ve kurumlara ait pek çok yorum bu davalar sonucu siteden çıkarıldı.

Ekşisözlük güçlü bir İnternet sitesi. Edebiyattan tıpa, tarihten fiziğe, gündelik yaşamdan siyasete, hemen her konuda uzmanlaşmış, en azından kalbur üstü fikirlere sahip olan ve bu fikirleri etkili bir üslupla ifade edebilen binlerce kişilik bir yazar kadrosuna sahip. Site yalnızca bir eğlence veya hafif bir bilgi-yorum dağarcığı olarak kabul edilemez. Yüksek bilinirliği ve konu başlığına doğrudan seslenen tarzıyla öğrenci ödevlerine, orta ömürlü entelektüel ihtiyaçlara, hatta bilimsel çalışmalara yardımcı olabilen, ciddiye alınması gereken bir yazı hazinesi. Bunun yanında çatısında birleşmiş isimlerin bir bölümü, kimi edebi üslupları, kimi çeşitlenebilen bilimsel birikimleriyle gerçek entelektüeller olarak kabul edilebilir.
Bu ortamda herhangi bir ekşisözlük yazarı bireysel olarak böyle bir yapıyı temsil etmenin sorumluluğu altına girmiş oluyor. Bu da yazılanın her yazının, yapılan her eleştirinin yazarın bilgi birikiminin, o anlık ruh halinin ötesinde kurumsal bir "ekşisözlük" ciddiyeti taşıması anlamına geliyor.

Ekşisözlük eleştirilerinin en ilginç tarafı bu. Öyle güçlü yorumlar, öyle güçlü yorumcular barındırıyor ki bu site, sorumsuzca yazılan ve yazarının da pek de umrunda olmayan zayıf yorumlar dahi hedefteki kişi için iç acıtıcı bir "gerçek" lik duygusu, rahatsızlık yaratmış oluyor.

Mesela bir kitap için o kadar doğru tespitler, o kadar düzgün yapısal analizler ve çözümlemeler yapılıyor ki, bu şekilde ekşisözlük kimliğinin okuyucunun gözünde kazandırdığı referans, bir başka kitap için belki doğru dürüst okumadan, düşüncesizce yazılmış bir "hiç bir işe yaramaz" cümlesinin bile o kitabı çöpe atmak için yeterli hale gelmesine yol açıyor.

Kişiler için de bu böyle. Bir müzisyen kendisi hakkında yüzlerce sayfalık teknik, kaliteli analizler okuduktan sonra hakaretengiz ve yanlış bir eleştiride dahi eleştiriyi yapan "ekşisözlük kimliği" olduğu için yersiz bir gerçek payı aramak zorunda kalıyor.

Düşünsenize, size "adam değilsiniz, namussunuz, hiçbir işe yaramazsınız" diye küfreden, hemen her konuda bilgiye sahip, beyin ameliyatı tekniğini, edebiyat kuramlarını veya derin felsefe metinlerini tartışabilen, bazı yazılarda bilimsel doktora tezi tadı yakalayıp bazen Cem Yılmaz'ın yapamayacağı esprileri yapabilen bir muhattap. Neredeyse hiç kimsenin eleştirilerini reddedemeyeceği bir güç.
Salt bu yüzden, bence ekşisözlüğün daha dikkatli olması gerekiyor. Bahsettiğim sansürcü, kendilerine gelsinler'ci bir yaklaşım değil kesinlikle. Ancak bence ekşisözlük yazarlarının platformun sahip olduğu bu kurumsal kimliğin sorumluluğunu taşıyarak yazmaları gerekiyor. Ekşisözlüğün tarzı bu denebilir, her türlü, düşüncesizce, savruk eleştirilere dahi açık olmasının, bir yorum alanı olarak nabız tutucu özelliğini ve sitenin orjinalitesini koruduğu düşünülebilir. Ancak eleştiride hakarete, bir internet platformu ve özgür bir ortam olduğu için sınırsız hoşgörü tanınabilir mi? Örneğimizi bütün fikri eleştiri ve yorum alanlarına; forumlara, sözlüklere, online gazete ve dergi sayfalarına genişleterek bunu tartışmamız gerekir.

Her hakareti, her suç teşkil eden yorumu yakalayıp cezalandırmaya dayalı ütopik bir yapıyı savunamayacağımıza göre burada aslen aralarında seçim yapamadığım iki görüşü tartışmak gerekir.

Birincisi; interneti sınırsız bir eğlence ve yorum alanı, hatta bir çocuk oyuncağı olarak görmek, onu isimsiz insanların sorumlu oldukları kendi fikirlerini dahi tutarlılıkla yansıtmadıkları bir aldatmacalar bütünü olarak kabullenip herkes istediğini söylesin, herkes istediğini yapsın, özgürce, hesapsızca her şeyi konuşsun tartışsın düzleminde bu derya denizi böylece kabullenmek.

İkincisi; doğrudan hakaret amacı taşıyan eleştirilere (tehdit unsuru içermedikçe) değin her yazıya yüksek tahammül gösterip tahammül sınırımızı adı sanı belli iftira, tehdit ve "belli birikimlere dayalı, altı dolu hakaret" e kadar genişletmek.
"Belli birikimlere dayalı, altı dolu hakaret", çocukça olan değil zayıflıklar, bel altı ve zaaflar kullanılarak "acıtarak, örseleyerek" yapılan, zarar veren hakaret.
Galiba ekşisözlüğün hakaret özgürlüğünün sınırı da bu olmalı...

 
Toplam blog
: 108
: 2011
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

İsmim Burak Çapraz. Buraya başladığımda 21'dim, öğrenciydim. Bir okul bitti ama hala öğrenciyim. İl..