Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '17

 
Kategori
Dünya
 

El Bab'da üç askerimizi şehit eden saldırı, Rusya'nın "intikamı" mı; Amerika'nın "ihtarı" mı?

El Bab'da üç askerimizi şehit eden saldırı, Rusya'nın "intikamı" mı; Amerika'nın "ihtarı" mı?
 

internetten alınmıştır


Aslında bu başlığa şunu da ilave etmek gerekecek... Yoksa, FETÖ'nün intikamı mı?...Ancak, FETÖ'nün intikamının, Amerikanınkinden ayrı düşülmeyeceği için, bunu yazmaya gerek kalmadı.

TSK'nın "kazaen" dediği Rus saldırısı, aslında bir kaza olamayacak kadar farklı anlamlar içeriyor...Şöyle ki:

Türkiye, biraz da eli mahkum bir şekilde son dönemde Rusyayla işbirliği içerisine girdi, bu Amerikanın hoşuna gitmiyor...Bu yüzden mi yanlış koordinatlar verildi?

Türkiye şimdi Trump Amerikasıyla yeniden müttefiklik ilişkilerine giriyor, herhalde bu da Rusya'nın işine gelmiyor (tabi bir de düşürülen uçak meselesi var)...Saldırının nedeni bu mu?

Devlette ve TSK'da temizlenmemiş FETÖ unsurları veya öteki NATO'cu yapılar, zaten Türkiye'yi zor durumda bırakmak için fırsat kolluyor... Yine ihanet onlardan mı geldi?

Yani, Rus uçaklarının bizim askerleri vurması çok bilinmiyenli bir denklem gibi, ama kesinlikle kaza değil...

Nitekim, bizim Rus uçağını vurmamız da kaza değildi... Sonradan daha iyi anladık ki, içerdeki FETÖ unsurları bunu bile isteye yapmış ve Türkiye'yi Rusyayla karşı karşıya getirmişti.

Müttefiklerinin, ittifak bir yana sürekli "ihtilaf" peşinde koştuğu Türkiye, çareyi Rusya'ya yaklaşmakta bulduğu bir zamanda, Rus uçağı düşürüldü ve Türkiye, nerdeyse tamamen yanlızlaştırılmak istendi.

Böyle bir yanlızlaştırma'nın amacı, Mavi Marmara saldırısından sona iyice uzaklaşan Türkiye'yi bir şekilde İsrail'le uzlaştırmaktı... Yani, Türkiye bölgesinde o kadar çaresiz bırakılacak ki, mecburen gidip İsrail'le uzlaşacaktı!

Bu bir ölçüde başarılmış da oldu... Türkiye, bu süreçte etrafındaki çemberi yarmak için, İsrail'le de yeniden diplomatik ilişkiler kurdu... Ne var ki, özellikle Fırat Kalkanı harekatıyla DAEŞ'e dersini veren Türkiye, bölgeyi forse edecek bir güç olarak yeniden temayüz etti.

Türkiye'nin son yıllarda ortaya koyduğu Abdülhamit Han siyaseti (bu siyaset, kısaca söylenirse, düşman güçlerin menfaatlerini sürekli birbiriyle çatıştırarak Türkiye'ye karşı ittifak içerisine girmelerini önlemektir..Allah büyük sultana rahmet eylesin) , sonuçlarını vermeye başlamışken, içerdeki ihanet odaklarının dışardaki efendilerinin arzusuyla yeni atraksiyonlara girmesi elbette beklenebilir bir şeydir.

Türk kamuoyunu Rusya'ya karşı öfkelendirmek ve bu turizm mevsiminde Türkiye'ye gelmek için sabırsızlanan Rus turistleri yeniden tedirgin etmek Türk ekonomisini sürekli tayakkuz halinde tutmak, içerdeki ihanetin hedefi olabilir.

Rusya'nın Türkiye'yi yeniden ABD ile "müttefik" yapmamak için, kaza süsü verilmiş bir "ceza" kesmesi ihtimalı ise, pek geçerli değil...Böyle bir hamlenin Rusya'ya kazandıracağı bir şey yoktur...Çünkü, her ne kadar son zamanlarda ittifaklık ihtilaflık şeklinde yürüse de Türkiye halen NATO üyesi bir ülkedir.

Buna rağmen, Türkiye'nin NATO'yu da aşan politikalar izlemesi ve bölgede DAEŞ terörüyle etkili bir şekilde mücadele etmesi, birilerini rahatsız edecektir...Yüzümüze gülseler de arkamızdan kuyu kazmak için uğraşacaklardır...Bunun için içerde kalmış "casus"ları da vardır.

Fakat, böyle hainane suikastler yapılsa da, bunlar Türkiye'nin bölgeyle ilgili etkin yürüyüşünü durduramayacaktır...A ksine, arkamızdan kuyu kazanlar, o kuyulara kendileri düşecektir... Nitekim;

Bölgede işler masa başına doğru hızla ilerlerken, burada söz sahibi olmak isteyen, bu coğrafyadan parsa kampak isteyen global güçler Türkiye'ye koşturuyor... Artık, buralarda söz sahibi olmak için Türkiye ile işbirliği içinde olmak gerektiği gerçeğini hepsi görüyor.

Daha da görecekler... Bu yüzden, İngilizi, Amerikası, Rusyası; hatta Çini, maçini Türkiye ile işbirliği yapmak zorunda kalacak... Özellikle 15 Temmuz ihanetini püskürttükten sonra, Türkiye, bölgesinin sahibi olmak konusunda büyük mesafa kat etmiştir.

Eğer Ortadoğu'da yeni bir düzen kurulacaksa, bu düzenin kurucu üyelerinden biri Türkiye olacaktır...Ortadoğu'da kurulan düzen aslında tüm dünya üzerinde kurulacak düzendir.

İnşallah, Türkiye, Cumhurbaşkanı'nın yıllardır söylediği "Dünya Beş'ten Büyüktür" sözünü fiil haline getirecektir... Birinci Dünya Savaşı Osmanlı imparatorluğunu parçalayarak dünyanın dengesini bozmuştu... İkinci Dünya Savaşı zalimlerin istediği "dehşet dengesi"ni kurmuştu...

Şimdi bu adı konmamış Üçüncü Dünya Savaşı'ndan sonra, Osmanlının temsil ettiği adalet düzeni yeniden kurulacaktır... Bunun için hesap ödeyenler olacaksa, ödeyecektir... Ancak bu Türkiye olmayacaktır.

Çünkü, biz, yüz yıldır tüm hasapları ödedik...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..