Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

El Beşir’in, Miloseviç’ten bu ikisinin Hitler’den ne farkı var!

El Beşir’in, Miloseviç’ten bu ikisinin Hitler’den ne farkı var!
 

Nevin Hirik, Art Images Gallery


“Sayın Başbakan, bizden yaşlısın.

İsrail’in insan öldürmeyi çok iyi bildiğini bildiğin gibi, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir’in de “marifetlerini” iyi bilirsin.

Darfur’da işlediği cinayetleri herkesten iyi bilirsin.

300 bin insanı nasıl katlettirdiğini, küçücük masum çocuklara yaptırdıklarını iyi bilirsin.

Bu zulme alkış tutanları, destek çıkanları kınıyoruz. Çünkü bu çocukları öldürenleri, bu insanları öldürenleri kalkıp da alkışlamak öyle zannediyoruz ki, o da ayrı bir insanlık suçudur.

Bakınız burada bir gerçeği, bir kenara atamayız.

Bir katili savunup, ona yardım ve yataklık etmek katliama ortak olmakla eşdeğerdir.

Excuse me,

Hud suresi 113. Ayet der ki: “Sakın zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz. Yoksa cehennem ateşi yakalar sizi.”

Genç siviller’in Darfur üzerine tepkisi bu şekilde.

Bildiğiniz gibi yakalandıktan sonra Miloseviç’te Uluslararası Adalet Mahkemesinde (UCM) “insanlığa karşı işlediği suç”lardan hüküm giymişti. El Beşir’de aynı suçtan hüküm giydi ve aranıyor.

Miloseviç’in hüküm giydiği o zamanlar ülkemizde bir kesim Miloseviç’le Mustafa Kemal arasında paralellikler kurarak, Sırp kasabına ulusal bağımsızlık mücadelesi veren bir vatansever olarak sahip çıktı: Miloseviç “emperyalist oyunlar” sonucu UCM karşısına çıkarılmış, yargılanırken hücresinde ölmüştü. Bugün de benzer çevreler antiemperyalistlik adına Sudan'ın petrol ve uranyumu için soroscu UCM’nin El Beşir’in peşinde olduğunu ileri sürmekte sakınca görmüyorlar. Bizim bor meselesinde İstanbul Çevre Mühendisleri Odası’da bir yayını ile aynı çerçeveden tezleri ülkemiz için ileri sürmüştü.*

Yine bir başka kesimde aynı mantıkla El Beşir’i savunuyor: Sudan’ın petrol yataklarına el koymak isteyen emperyalistler Sudan’ı bölmek istiyorlar, seçilmiş El Beşir çocuklarına istediğini yaptırabilir, aynı mantık.. Ancak bu kesim biraz farklı bu tayfa dün Miloseviç “emperyalist oyunlar” la UCM karşısına çıkartıldığında “sırp kasabı hesap verecek” diyenlerden oluşuyor. Bu iki kesim çocuk katillerine ilişkin tavırlarıyla birbirlerine benzeşiyorlar. İkinci kesimin çifte standartı ise Gazze’den bu yana iyice sırıtmaya başladı.

Laheyde yargılanırken Miloseviç Perinçek’e mektup göndermişti, “dostlarım Yugoslavya’yı savunun vs. El Beşir’de Tayyip Erdoğan’a mektup gönderebilir “ kardeşlerim….” Bizden olana her şey mubah; müslüman ya da yurtseverse..

Filistin sorununa eskiden sol sahip çıkardı, Hamas sonrası İslami kesimlerde sahip çıkabildiler.

Biz şimdi her şeye eyvallah mı diyeceğiz yoksa sormayacak mıyız: Gazze’deki çocuklar ile Darfur’daki çocukların ne farkı var? Çocuk katillerinin ikisi de seçilmiş neden “Olmert kasap” “El Beşir seçilmiş”…

Miloseviç için “hak yerini buldu” ise El Beşir için “hak…. “ Ya da Darfur’da öldürülenlerde Müslüman Hamas’ı yalnız bırakan Arap ağabeylerinizi üzmemek mi tek derdiniz!

Emrullah Beytar (MAZLUMDER Gn. Bşk. Yrd.) Ahmet Altan’ın “Gazze’den Darfur’a yol gider” yazısına da değinerek “Hainlerden taraf olma(mak)!” başlıklı yazısında Nisa süresi 105. Ayetten yola çıkarak “ilahi mesaj ve evrensel ahlak, zulme ve zalime karşı erdemli bir tavır takınılması gerektiğini emretmektedir” diyor. Ayetin “Hz. Peygambere insanlara adalet üzerine hüküm kurmasını ve hainleri savunmaması gerektiği emri” olduğunu belirtiyor ve soruyor: Batı’nın çifte standartçı politikalarını gerekçe göstererek El Beşir’in soykırımına sessiz kalmak hainleri savunmak anlamına gelmiyor mu?

Anti emperyalizm derken ırkçılığa düşmek, çocuk katillerini savunmak topluma ihanet içermiyor mu?


*Meraklısına, Bor meselesi:

“ASIL DEGERI 9 (DOKUZ) TRİLYON DOLAR DİKKAT 9 MİLYAR VEYA 9 MİLYON DEĞİL 9 TRİLYON DOLAR...

Borla çalışan araba üretildi, maliyeti 200 TL olan 1 kg bor ile 19 000 km yol yapabiliyor (1100kg. Oto sabit 100 km süratle giderse) Bu demek oluyor ki Petrole son.

TMMOB
ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ

* * *

Değerli arkadaşlarım,

Yukarıda bir bölümünü alıntıladığım mesaj nihayet KUYEREL’ de ulaştı. Sirkule edilen iletide "borla" çalıştığı söylenen araba, dünyanın her ülkesinde (ve Türkiye’de de) üzerinde çalışılan, yakıt hücrelerinde bor hidrat biçiminde depolanmış "hidrojen" ile çalışan arabadır. Bor yakıt değildir, hidrojenin depolandığı ortamdır, yakıt olan hidrojendir. Nasıl benzinle çalışan bir otomobilin deposuna bakarak "bu araba çelik sacla çalışıyor" diyemezsek, yakıt hücreli bir araba için de "borla çalışıyor" diyemeyiz.

Ayrıca bu çağrının bir mühendis kaleminden çıktığına inanmıyorum ve çağrının arkasında yatan zihniyeti protesto ediyorum.

Nedir bu zihniyet?

Bu zihniyet, ulusların zenginlik kaynağını fertlerin faydalı emeğinde, sermaye ve bilgi birikiminde aramayan, bir gün gökten para yağacağını ya da yerden servet fışkıracağını hayal eden avantaca zihniyettir. Başka ülkeleri artik yağmalayamayınca, çareyi doğanın yağmalanmasında bulan zihniyettir.

Dokuz trilyon değerinde bir mali bir alıcıya kırk milyona satmaya kalkarsanız, başka birinin "dur, ben elli milyon veriyorum" diyeceğini ve bu yarışın trilyonlara çıkıncaya kadar süreceğini idrak edemeyen zihniyettir.

"Borla çalışan araba" gibi safsatalara ve 9 trilyonluk bir değerin serbest piyasada 40 milyona kapılabileceğine bizi inandıracağını zanneden, yani âlemi sersem sanan "uyanık" bir zihniyettir.

Mersi, biz almayalım. Onlar bir hayaller âleminde pinekleye dursun, biz bir yandan çalısalım, yaratalım ve toplumumuzu refaha taşıyalım. Kaderimizi de asla böyle uyanıklara teslim etmeyelim.

Müfit Özdeş”

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..