Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '08

 
Kategori
İlişkiler
 

El İşte Göz Oynaşta

El İşte Göz Oynaşta
 

İtina ile kurgulanmış bir yazı düşünün. Oldukça akıcı, dili yalın, his dünyasının renkleri ile bezenmiş ve çok da doğal. Her birimizin hayatından ufak ve ama sıradan bir kesit hissi uyandıran, yormayan bir yazı bu. Hani daha sonra da meşgul etmesin zihninizi. “Vakit geçirmenize” yarasın, adı hoş vakit olsun ama izi kalmasın.

Böyle bir yazı yazar mısınız?

Evet diyenler içinde bir bölük insan var. Onlar zaten yazıyorlar böyle yazılar. Ama onların okunması ve yazılarının takip edilmesi için bir de yöntemleri bulunuyor. Akılda kalıcı ve daha sonra da yazarına çekici, yeni yazılarını merak ettiren bir ilave: Cinsel temalar.

Kendi tecrübelerimi paylaşmak için bu yazıyı bir araç olarak kullanmayı düşünmem hiç. Gözü açılmadık sığırcık yavrusu değiliz! Genel meseleleri özel olanlardan daha öne koyan yapımızla, lafını etmediğimiz bu tür konularda bile “yeterince” bilgi sahibiyiz. O konuların yazılarda hangi sebeplerle ve nasıl işlendiği konusunda da…

Bana bunu yazdıran ne öyleyse?

Beyin ve kalbi iğdiş edilmiş bir milletin çocuklarının, farkında olmayarak bu anlamda ırzını kendi eliyle teslim ettiğini görmekten duyduğum büyük rahatsızlık!

Üç kuruşluk aklı ve “zaten aşağılık olan kendinden” duyduğu aşağılık kompleksi ile Türk’e ve değerlerine ahmak ahmak saldıran saldıraylar, ahlâk kavramına da böyle kıvırma hamleleri ile ve salyalı ağızlarıyla yaklaşmaktalar.

Bütün canlılar içinde eşini kıskanmayan tek örnek domuzdur.

Müslümanız ve domuz eti yemeyiz.

Ancak, sevgili canlar, zaaflarınızdan faydalanılarak size domuz servis ediliyor ve daha ileri gidilerek bu servis işi de sizlere yaptırılıyor.

Milyonlarca sinek lağıma konuyor diye lağımı meşrulaştıramazsınız.

Hukuk, ahlâk ve vicdan herkesi sınırlar. Bunların ötesinde bir de ÖRF vardır.

Örfünüzü kaybederseniz, eşkıyalaşırsınız.

Sonra birileri -her canları istediğinde- sizi bir makine gibi kurar ve o ne derse onu yapar olursunuz gönüllü köleler gibi.

1960’larda ve 1980 öncesi bunu gördük.

Şimdi başka bir boyutuyla ahlâktan ve örften soyunmaktayız.

Kimin koynuna girdiğinizin ve kimlerin “sermayesi” olduğunuzun farkında mısınız?

Mesela Türkçeyi vererek aslında neyi verdiğinizi anladınız mı şimdi?

Bu yazı burada biter. Yoksa canım çooook sıkılacak!

 
Toplam blog
: 84
: 1808
Kayıt tarihi
: 28.04.08
 
 

Elektrik mühendisi, "öğretimci", 2 çocuk babası, aslen Kuzey Kafkasyalı, Türk ve Türk'e dair olan..