Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Elbise ve umutlar bir başka yaza yada silahları kuşanın

Elbise ve umutlar bir başka yaza yada silahları kuşanın
 

Birkaç gün önce cep telefonuma bir mesaj geldi. "Sana bomba gibi bir haberim var düğüne bir ay kala ayrıldık ". Tabii buradaki bombanın asıl anlamı sanki bu şekilde söylenirse canının yandığı belli olmuyor di mi?

Şok oldum, siz olsanız ne yapardınız? Gelen mesajın cinsiyeti ne sizce? Hepiniz günümüz koşullarında bir bayan diyeceksiniz değil mi? Hayır, erkek ve çocukluk arkadaşım.

Geçici şok halini atlatıp, ofis ortamından kurtulduğumda aradım. Bir solukta anlatıverdi olup biteni, sesindeki öfke ve yılmışlığı gizleyerek; içime sinmedi ve gittim yanına.

Yeni koltukların üzerine tedirgince oturdum ve 2 saat boyunca o nefes aldığı aralarda, ufak ufak yorumlar yaptım. Öfkem ona mı, kıza mı, ilişkilere mi, şaşırmış olmama mı, neye olduğunu ben de bilmiyorum artık?

Hep erkekler suçlanır ya genelde; oysa bu durumda hemcinsimi korumak içimden gelmiyor. Tamam biraz yanlı olsamda dinlediklerim çok ta farklı şeyler değildi. Senin, benim, onun yaşadıklarından pek de farklı sayılmazdı. Özü hep aynı da, verilen örnekler farklıydı.

Paylaşımlar ne zaman tükeniyor ve maskeler ne zaman düşüyor? Oynanan oyunun kurallarını kim koyuyor? Bizler mi, erkekler mi? Hiç oyun yok demeyin. En azından içinizde şöyle bi düşünün. Hala "kaçan kovalanır " zihniyetinin hüküm sürdüğü, sev ama belli etme, kaçak dövüş, al ama verme lerin, helede geceliği bırak saatlik ilişkilerin kol gezdiği bir toplumda -ki övünülecek bir konu da değil bu - tam herşey yolunda derken; kim düşürdü maskeyi?

Çanak çömlek ne zaman patladı?

Burada önemli konulardan biri; Birtürlü doğru adam yada kadını bulamama hali üzerimize yapışmışken yaşasın biri buldu deyip, onun adına sevinecekken ve kendi adımıza umutlanacakken, yine nerden çıktı bu durum?

Bu durumun iki yüzleşme hali var aslında.Biri - anlatılanlardan yola çıkarak tabii- bundan sonra elbiseyi bir başka yaza bırakma hali.

Bu hal nedir derseniz; ister kadın, ister erkek dost yüzlerle yetinin. Kimseye içinizi açmayın. Paylaşımları kısıtlı tutun. İçimizdeki çocuğu çıkartmayın. Şüohecilikte ön sıralardan vazgeçmeyin. Duygusal filmler izlemeyin yada kendinizi kaptırmayın. Havadaki aşk kokularının aldatıcılığına kanmayın. O size çok yakışan elbiseyi dolabın en kuytu köşesine kaldırın taa ki bir başka yaza.

Yada ikinci durum; Silahları kuşanın ve keşfe çıkın. Sürün savaş boyalarını, önce siz akıtın kendi kanınızı ve bir başkası acıtmasın canınızı. Sonra yılmadan arayın. Seslere kulak verin. İçlerinde hala yüreği çocuk birileri kalmış olmalı. Yada sizi dinliyor gibi yapmayan, gerçekten dinleyen birileri. İhtiyacınız olduğunda arkanızda hissettiğiniz bir el. Yokmu diyorsunuz. Vardır, bakmasını bilene.

Sözlerime kulak verin vakit kaybetmeden. Kim ne derse desin aldırmayın. Kapatın kulaklarınızı. Ceplerinizi yeni düşlerle doldurun.

Çok zor olmamalı.

Ben ne yapacağım diye merak edenlere; duyduğum hikayelerden kolye yapıp, asacağım boynuma. Kolyeye dokunduğumda onların acılarını hisetsemde aramaktan yılmayacağım.

YA SİZ ?

 
Toplam blog
: 54
: 2211
Kayıt tarihi
: 07.09.06
 
 

1975 doğumlu tipik bir terazi.. Kimine göre bu yıllara bir sürü şey sığdırmış biri; kimine göre..