Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

19 Ocak '09

 
Kategori
İlişkiler
 

ELDEN GELEN

ELDEN GELEN
 

İnternetten alıntıdır


Ölüm acısı gibi yandı yüreğim. Ne kadar sertsen o kadar kırılmışsındır. Anlatamazsın anlamayana, kendini parçalasan da. Bazı dertler mahremdir açıp da gösteremezsin kimseye "Derdim işte bu" diye. Susarsın, avaz avaz bağırmak istesen de. Sabır tam da bu dersin, yine de serinlemez yangının.

Elden gelen düğün bayramdır kızım. El eldir. Eller senin değildir sen de ellerin. Gelir geçerler, canını çok yaksalar bile süresi belli, acısı da azalır, silikleşir zamanla. Ellerin acıları sel gibi kaybolur, gölgeleri de silinir, şekilleri de hatıralarından bile. Gardan geçen tren hızıyla kaybolur ellerin canını yakmaları. Sakın zamanını ellerin acıtmalarıyla boşa harcama. Hep ne derim, her şey bir süreç bu da geçecek zamanın merhemiyle. Elbette izler olacak ne de yok ki! Küçücükken düştüğümüzdeki izler hala bedenlerimizde, büyüdükçe onlar da büyümüyorlar mı bizlerle? Önemli olan sen kendini eller kadar acımasızca tüketme.

Canını yakan sensen ya da sendense eğer orada dur, canın yüz misli fazla yanar. Katran ateşiyle kavrulur etlerin, cehennem işte bu diye. Canını yakan seninse, küssen de özlersin dile getiremeden ince ince acıtan sızılarla. Yaşanmışlıklar vardır, yaşanacaklar, paylaşımlar, paylaşımın getirdikleri anılar, nedensiz seversin senden olanı, sonradan beslersin sevgini, ellerimizdekilerini ortaya koydukça çoğalır ve büyür hissettiklerimiz.

Bazen birilerini kendininkilerden çok sevdiğini onsuz olamayacağını düşünürsün ve ne varsa hesapsızca koyarsın ortaya. Hep aynı çizgide, hep aynı yerde, sevgini-emeğini esirgemeden, varlığınla ömrünü koyarsın ortaya yine de yetmez bencilliklere. Hep daha fazla hep senden fazla... Sabrında bir süresi vardır tükenir kendi belirlediği noktada. Bak bu herkes için geçerli. İster el olsun isterce canın-ciğerin fark etmez, sevgiler de gramlaşır-cimrileşir sabırlar azaldığında...

Ellere karıştığında derdi annem laflarının başında gülerdim, eller yaktı elbette canımı ama hala gülüyorum. Ellerin acıtmak için söyledikleri sadece fısıltı kulaklarımda. Kişinin kendini bilmesi kadar güzel bir şey yok bu dünyada ve de elden gelene muhtaç olmamak için çalışmak. Hayat çoğu zaman bir lokma ekmek bir hırka şeklindedir fark etmesek bile. En fazlası sağlık ve onurdur, bunlar yerindeyse gerisi hikaye. Elbette biri gelir biri gider gibi bakmıyorum hayata ama kendini(zi) sakın eller için üzmeyin.

İnsanın canından çıkardıklarının söyledikleri daha fazla kavurur yangınlarını. Hele de rastgele söylenmişse. Rahmetli babamın her söylediği küpeler kolyeler olmuş kulaklarımda boynumda hiç gocunmadan taşıyorum ve hep aklımda sanki dün söylenmiş gibi. Keşke daha dikkatli dinleseymiş demiyorum kesinlikle, insan neye ihtiyaç duyuyorsa onu duyuyor ve anlıyor zamanı değişsede. Sonunda da kendi kelimeleri dönüşüyor deyimlere. Hayat da bunu istiyor galiba; herkes kendi hayat hikayesini kendi kendine yazsın istiyor.

Bu da bir süreç, geçecek sen bile hatırlamayacaksın kimdi neydi üzüldüğün? Elden gelen düğün bayram hadi kalk da halay çekelim demiyorum tabiki ama bitecek. Yüzüne eller için gölgeler düşürme...

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..