- Kategori
- Okullar
Eleksiz Okullardaki Güzel Günlere Dönmek İstiyorum.!
"Kapağı atmak" tam tabir.Bir Anadolu lisesine kapağı atmak,bir yerde yükselişle eşitti.Ne derseniz deyin,sınavla öğrenci alan her kurum sadece belli bir zümreye hitap eder.Bu,o okullarda sadece eğitim hakkını satın alabilecek kadar güçlü bireylerin çocuklarının oralarda buunabileceği anlamına \ngelir.Somut verilerle konuşmak gerekirse,üniversite gençliğinin sosyo-ekonomik profilini çıkarmak için yapılan araştırmada,üniversiteye girişte dershane faktörü konulu soruya verilen cevap,en güzel örnek olurdu herhalde.Araştırma\n sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 43,4\'ü üniversiteye girmelerini sağlayan temel belirleyicinin dershane, yüzde 38,9\'u kendi çalışması, yüzde 14,7\'si lise eğitimi, yüzde 3,1\'i ise özel ders alması olduğunu düşünüyor.Üniversite\n kazanan hemen hemen herkesin dershane faktörünü kabullenmesine rağmen,sınavı kendi çalışmasıyla kazandığını iddia eden %38.9 umut verse de her ne kadar benim ilkokulda beraber okuduğum ama sonra ne lisede ne üniversitede karşıma çıkan işçi çocuklarına,haftaya pazar girecekleri sınavda standart sapmayı kendilerinin arttırdıklarını öğrenince büyük hayalkııklığıyla başbaşa kalacaklar,hem de bu işte en suçsuz kendileri oldukları halde. \n
\nSayıları 1 milyona yaklaşan "minik" ordusu,pazar günü okul yolarını aşındıracaklar sabah sabah,daha aydınlık sabahlar için.Belki bir okulun yanından geçiceğim ben de,tam da sürenin ortasında sınavı terkeden bir esmer oğlanla karşılaşacağım kimbilir,yüzündeki ifadeyle dökülecek laflarım dudağımdan,gülüyorsa "inşallah" diyeceğim,ötekini de düşünmek istemiyorum. \n
\nKaymak tabakanın bembeyaz pirinç tanelerinin biraya geldiğini görmektense,olmadığı halde bulgur kırığı kıvamında değerlendirilenlerin beraber gittiği okulları görmek istiyorum ben,tıpkı küçüklüğümdeki gibi,sınavsız ve "bir orman gibi kardeşçesine" öğretim yapılan okullar. \n",1]);//>
"Kapağı atmak" tam tabir. Bir Anadolu lisesine kapağı atmak, bir yerde yükselişle eşitti. Ne derseniz deyin, sınavla öğrenci alan her kurum sadece belli bir zümreye hitap eder. Bu, o okullarda sadece eğitim hakkını satın alabilecek kadar güçlü bireylerin çocuklarının oralarda buunabileceği anlamına gelir. Somut verilerle konuşmak gerekirse, üniversite gençliğinin sosyo-ekonomik profilini çıkarmak için yapılan araştırmada, üniversiteye girişte dershane faktörü konulu soruya verilen cevap, en güzel örnek olurdu herhalde.
Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 43,4'ü üniversiteye girmelerini sağlayan temel belirleyicinin dershane, yüzde 38,9'u kendi çalışması, yüzde 14,7'si lise eğitimi, yüzde 3,1'i ise özel ders alması olduğunu düşünüyor. Üniversite kazanan hemen hemen herkesin dershane faktörünü kabullenmesine rağmen, sınavı kendi çalışmasıyla kazandığını iddia eden %38.9 umut verse de her ne kadar benim ilkokulda beraber okuduğum ama sonra ne lisede ne üniversitede karşıma çıkan işçi çocuklarına, haftaya pazar girecekleri sınavda standart sapmayı kendilerinin arttırdıklarını öğrenince büyük hayalkııklığıyla başbaşa kalacaklar, hem de bu işte en suçsuz kendileri oldukları halde.