Elektronik kelepçe dönemi başlıyor

Dün gazetelerde toplumsal ilerleme, toplumsal gelişme yolunda, güzel bir haber vardı. Elektronik kelepçe uygulamasının ülkemizde de uygulamaya geçtiği haberi veriliyordu. Elektronik kelepçe şimdiden Ankara'da 7 kişi üzerinde uygulanmaya başlanmış. Kelepçe takılanlar arasında ailesine şiddet uygulayan bir koca ve annesine baskı uygulayan bir hain evlat varmış. Ankara'daki uygulama pilot uygulama olacakmış. Zamanla ülke sathına bu uygulama yayılacakmış. Amerika'da bu uygulamayı filmlerde filan görüyorduk şimdi ülkemizde de uygulanması çok güzel bir gelişme. Elektronik çözümlerin yaygınlaşması her alanda işlerimizi daha da kolaylaştırıyor.

Elektronik kelepçe takılan kişiler Denetimli Serbestlik Kontrol Merkezlerinden 24 saat ekrandan izlenecekmiş. Adli kontroldeki kişilerin nerede olduğu cihaz sayesinde anında biliniyormuş. Örneğin kelepçeli kişinin bir yere yaklaşması yasaksa cihaz anında merkeze bir sinyal gönderiyormuş. Bu durumda denetimli serbestlik infaz ekipleri anında olaya müdahale ediyorlarmış. Tabii kişi gözünü kararttıysa yapacak fazla bir şey de olamaz ama caydırıcılık açısından güzel bir gelişme.
 
Elektronik kelepçe denetimli serbestlik uygulamalarından biriymiş. ABD'de 1869'da, İngiltere'de 1842 yılında başlayan denetimli serbestlik uygulamasına  Türkiye'de 2005'te başlanmış. 133 yerde denetimli serbestlik müdürlükleri varmış. Şüpheli, sanık ve hükümlülerin tutuklanarak, cezaevine konulmak yerine toplum içinde  denetim, takip ve iyileştirilmesi yapılıyormuş.
 
2006-2011 yılları arasında toplam 436 bin 150 kişinin takip ve denetimi yapılmış.  Halen 108 bin 957 şüpheli, sanık ve hükümlü denetimli serbestlik uygulaması kapsamındaymış.
 
Bu arada, haberlerde halka somut bilgi verildikçe bu duruma çok sevindiğimi de belirteyim.
 
Bu denetimli serbestlik uygulamalarına dair çokça haber okuyoruz. Suç işleyenlere artık hakimler okullarda, devlet dairelerinde ücretsiz çalışma cezaları veriyorlar. Bazen kitap okuma cezaları da veriliyor. Kimi şiddet uygulayan kocalara eve veya ev yakınına yaklaşmama cezaları da veriliyor.
 
Denetimli serbestlik 3 yıla kadar ceza öngören suçlar için uygulanıyormuş.
 
Tabii burada önemli olan suça karşı caydırıcı olabilmek. Önemli olan haklara saygılı davranan vatandaşı yetiştirebilmek. Sorunun kökenine inebilmek. Toplumu eğitmek. Sorunun kökenine inemedikçe aldığınız önlemler ancak bir dereceye kadar etkili olacaktır.
 
Amaç insanları hapiste tutmak değil topluma kazandırabilmek olmalıdır. Son yıllarda yargı konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde de ülkemiz çok mahkumiyet aldı. Hatta Avrupa'da en kötü durumda olan ülke bizmişiz. O nedenle ne kadar hızlı bir şekilde yargıda reformaları yapabilirsek, adaleti hakkaniyetli bir şekilde dağıtabilirsek bu ülkemiz için o kadar iyi olacak.

Umarım bu yıl sonunda yasalaşması beklenilen yeni anayasa ülkemizde yepyeni bir dönemi başlatır ve insan odaklı bir anlayış ülkemize daha da yerleşir.