Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '16

 
Kategori
Öykü
 

Elemli bir tren yolculuğu (1.bölüm)

Elemli bir tren yolculuğu (1.bölüm)
 

Yaşlı Kadın ağrıyan dizlerini ovmaya başladı trene biner binmez. Kızının yaşadığı kasabadan tren istasyonuna kadar bindikleri at arabasında tutulmuştu bacakları. Zaten son zamanlarda çok ağrıyor, hareket edemiyordu fazla.Eşinin yardımıyla trenin merdivenlerini turmanmış zor bela atmıştı kompartıma kendisini.Eşi de yaşlıydı, o da artık fazla işe yaramıyordu. Ama ne de olsa erkek diye düşündü.Daha güçlüydü kendisinden. Yılların, yaşadığı zor şartların, o şartlarda yetiştirdiği 3 çocuğun yükü zaman geçtikçe daha çok biner olmuştu omuzlarına.

Yaşlı kadın eşi ile uzak bir şehirde oruruyordu. Kızı bu köhne kasabada çıkan kısmeti kabul edp evlenmeye kalktığında evladından çok uzun süre uzak kalacağının, özlemin zaman içersinde yüreğini daha fazla yakacağınını farkındaydı. Ama kızı bütün ikazlarına rağmen , kayınvaldeli kayınpederli bu kalabalık eve gelin gelmeyi kabul etmişti.Hoş ne yapsın dı kızcağız.Yaşı 30 u geçmişti, başka çaresi mi kalmıştı bu evlilikten gayri.

Gelin gittikten sonra iki yıl görmedi yaşlı kadın ve adam kızlarını. Arada ayda yılda bir kız kasabaya indiğinde jetonlu telefondan arıyordu, sesini duyuyordu. Buna da şükürdü. Kızı mutlu ve rahat olduğunu söylüyordu kısacık telefon konuşmasında ama yaşlı kadın onun sesindeki hüznü fark ediyordu. Kızı ya mutlu değildi veya alışamamıştı o küçük kasabaya, Ya da o kalabalık evde onu aşağılayıp üzüyorlardı veya hepsi birden.

Gene günlerden bir gün bir telefon konuşmasında kızı cıvıl cıvıl bir sesle bir müjde verdi onlara. Her zamankinden farklı bu ses bir torunları olacağını söylüyordu. 

Yaşlı kadın çok sevindi bu müjdeye.Kızının bir bebeği olacağı düşüncesi ile günlerce kuş gibi dolandı ortalıklarda. Eşi daha gerçekçiydi. Bir bebeğin kızını daha da mağdur edeceğinden korkuyordu yaşlı adam. 

İlk günlerin heyecanı geçince bir düşüncedir aldı yaşlı insancıkları.

Yaşlı kadın bunları düşünürken kompartıman dolmaya başlamıştı. Bir genç kız gelip pencere kenarına oturmuştu. Yaşlı bir adam da kapı dibindeki koltuğun numarasına bakıyordu. İnşallah çok dolmaz kompartıman ,ayaklarımı uzatabilirim diye düşündü yaşlı kadın.Zira uzun süre ayaklarını sallandırınca davul gibi şişiyordu bacakları.

İnsancıklar bir torun müjdesi ile dolan kalplerinde bir yandan da kızlarının bu kadar uzakta yapayalnız nasıl doğumu halledeceğinin ve bebeğinin ilk zor günlerini nasıl geçireceğinin endişesini de taşımaya başlamışlardı günler geçtikçe. Kızlarının o kalabalık evine gidip doğumda yanında olmak ve daha sonra lohusalık günlerinde ona yardımcı olmak gibi bir imkanları olmayacağını düşünüyorlardı.

Gene günlerden bir gün bir telefon konuşmasında kızı, eşinin anne ve babasını doğum için kasabalarına davet ettiği müjdesini verdi. Bu inanılmaz bir olaydı. yaşlı çift için. 

Kızlarının evine gidecekler, doğumu ve lohusalık heyecanını hep birlikte yaşayacaklardı.Birden yaşiı kadın kızının hiç tanımadığı eşine ve ailesine karşı büyük bir minnet ve sevgi duydu. Demek ki endişe ettiği kadar kötü insanlar değillerdi.

Bu arada tren kondöktörün çaldığı düdüğün ardından yavaş yavaş hareket etti. Yaşlı Kadın pencereden etrafa son kez bir daha baktı. Bir daha görmeyeceği bu yerleri hafızasına kazımak ister gibiydi. Aynen sabah minik bebeğin beşiği başında onun o melek yüzünü hafızasına kazır gibi baktı. Sonra gözlerini sıkıca kapattı. Sanki kazıdığı izler gözlerinden uçup gidecek korkusu içindeydi.

Öykümüzün devamını bir sonraki yazımda yazayım. Zira elim yoruldu yazmaktan.......

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..