Eleştiriler, Çek galibiyetini getirdi.

Fatih Terim, yaptığı basın toplantısında medyaya yüklendi. Eleştirilerden rahatsız olduğunu dile getirdi. İstanbul'a dönüşünde hesap soracağını da belirtti.

Ulusal Takımın başında çok önemli bir görevde bulanan Fatih Terim'in eleştirilere daha tahammüllü olması gerekiyor.

Eleştirilerin çoğu haklıydı. Takım kurgusundan, oyuncu seçimine, oyun içinde görev dağılımına dair bir çok eleştiri yapıldı.

Yıldıray'ın, Halil'in, Fatih Tekke'nin, Mehmet Topuz'un bu kadroda olması gerektiğini söylediler.

Bayern Münih'de orta sahada oynayan Hamit Altın top'un yine orta sahada oynatılmasını istediler.

Defans kurgumuzun her zaman açık verdiğini, hızlı oynayan takımların bizi hüsrana uğratabilecekleri belirtildi.

Fatih Terim gerek İsviçre maçında gerek Çek maçında, eleştirilerden yararlanmıştır. İsveç maçındaki oyuncu değişikliyle, Çek maçında Sabri'nin defansa, Hamit'in orta sahaya alınması, bu eleştirilerin bir sonucunda olmuştur.

İspanya'da çok başarılı sezon geçiren Nihat'ın takımda iyi oynayabilmesi için ona çok doğru paslar atacak pasöre ihtiyacı vardır. Bu Çek maçının ikinci yarısında, Hamit'in orta sahaya geçmesiyle gerçekleşti.

Takımımızda, takım ruhu çok güçlüydü. Şüphesiz bunda Fatih Terim'in etkisi çok büyük.

Eleştiriyi yapanlarda bu ülkenin önemli spor yazarları. Onlarda Ulusal takımın başarılı olmasını yürekten istiyorlar.

Eleştirilerden yararlandığı halde, eleştiri yapanlara kızan, basına karşı cephe açan Fatih Terim'in bu yöndeki davranışlarını değiştirmesi gerekir.

Fatih Terim'in bu davranışları futbolcuları da etkilemekte futbolcular da basına karşı tavır koymaktalar.

Bir spor yazarının dediği gibi, Fatih Terim bunu futbolcuları motive etmek, hırslandırmak için kullanıyor demesi ise işin diğer ilginç bir yönünü oluşturuyor.

Herkes hata yapabilir. Dünya'nın en iyi teknik adamları, kalecileri, golcüleri hata yapabilirler. Futbolu ilginç ve güzel yapan da budur.

Her şeyi ben bilirim, kimseden ders almam, eleştirilere tahammül edemem anlayışı çağdaş bir anlayış değildir.

Görüldüğü gibi, Dünyanın futbol devleri, İngiltere şampiyonaya katılamadı, Fransa'nın İtalya'nın durumu çok kötü, Almanya kazanıyor ama iyi futbol oynayamıyor. Avrupa Şampiyonu Yunanistan ise tam olarak hezimete uğradı.

Bizim İsviçre'yi ve Çekleri yenmemiz çok önemliydi. Bu kısım işin en zor kısmıydı. Ulus olarak çok sevindik sokaklara döküldük.

Bundan sonraki maçların hepsi bir final havasında geçecek.

Biz takım olarak final havalarını çok severiz. Maçlara iyi motive oluruz.

Bu hızla, sakatlıklara eksiklere rağmen Hırvatları yeneceğimize inanıyorum.

Uğur Boral ve Ayhan Hırvatistan karşısında eksiklerimizi tamamlar diye düşünüyorum.

Yüreğimizle, aklımızla oynadığımız zaman bunu başarırız. İyi oynayalım yürekli oynayalım, her türlü sonuçda da, Milli Takımımızı bağrımıza basalım.

Gün yeni bir gündür, zıtlaşmalara, cepheleşmelere gerek yoktur.

Neden, Avrupa Şampiyonu olmayalım ? Bunu yapacak güçteyiz.