Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Eleştiriye alınmak mı anlamak mı

Ben eleştiriye önem veririm. Eleştirilirseniz sevinin. Asıl eleştiri almazsanız korkun. Su akar, deniz dalgalanırsa güzeldir. Eğer su akmaz, deniz dalgalanmazsa siz o zaman endişelenin. Ciddi çalışmalar çetin tartışmalardan sonra gerçekleşmiştir. Bazıları eleştirilince surat asarlar. Yüzlerinden dökülen bin parça olur. Güya tepkilerini böyle göstermeye çalışırlar. Alın işte size zayıflığın en açık örneği.

Rüzgarların kayalardan alacağı bir şey yoktur sözünü de mi duymadınız mı? Kayalar rüzgardan niye korkup çekinsin ki. Korkması gerekenler çer-çöp ve kumlardır. Mevlâna’nın güzel bir sözü var “Kilimi döven onu dövmüş olmaz, tozunu alır” der. Eleştirilerde böyledir. Böyle olmalıdır. Ha kalkıp ta bana göre şöyle bana göre böyle diyorsanız kusura bakmayın siz bencillik yapmış oluyorsunuz. Kimse sizin “Ben yaptım oldu” nuza gelemez. Getiremezsinizde. Ders almak varken alınmaya ne gerek var. Hemen karşı tepkiye geçip okları hazırlamanın kabul edilebilir bir yanı yoktur.

Maalesef sanatta edebiyatta gereği gibi eleştirmen sayısı çok az. Yani her geçen gün nesli tükeniyor eleştirmenlerin. Bakın futbola. Elinizi sallasanız eleştirmene dokunuyor. Futbola bu kadar ilgi duymanın temelinde onları yok sayamazsınız. Çekip alın futbol eleştirmenlerini ortada hiçbir şey bulamazsınız. Keşke güreşte de olsa bu canlılık. Sporun değişik dallarında da.

Ne yani biz kalkıp ta yaşadığımız şehirde şu iyi oldu bu çirkin diyemeyecek miyiz? Olumlu yada olumsuz tepkimizi belirtemeyecek miyiz? Övgü yaparken tıs yok. Yerince ‘tu kaka’ öyle mi? Olmaz. Demokrasi deyince kalkıp mangalda kül bırakmayacaksınız, katılımcı demokrasinin gereği olan düşünceyi çalıştırınca kaş göz oynatıp surat asacaksınız. Yakışık alır mı? Yoo sözüm sana ona değil. İlgilenen herkese.

Bu anlamda bir sıkıntımız daha var. Kalkıp üç beş kelam ediyor, birkaç satır yazı yazıyorsunuz. Ardından mırıldanmalar başlıyor. Bu yazı bana mı? Mutlaka banadır. Yo yo garanti benim için yazılmıştır…Adamdaki hayıflanmaya bak sen. Kimsenin işi yoktu da kalkıp özel yazı mı yazacak şimdi.

Benden söylemesi. Eleştiriden korkmayın. Düşüncesini açıkça ifade edene yapabilirseniz ödül bile verin. Mesela en iyi eleştiri ödülleri. Ne güzel olurdu. Şeffaflık diye buna derim ben. İşte o zaman ortada ne dedikodu kalırdı ne de zan. Şimdiye dek hep “Bravo” diyene ödül vermedik mi? Hatta kendi adımıza özel bravolar aferinler ödüller hazırlatmadık mı? Verilen plaketlerin nedenini dahi öğrenmeden bunu nerede ne zaman hak etmişim diye sormadan kabul etmedik mi..?

Amman beyimiz sakın duymasın, kızmasın, üzülmesin.. Ben nerde yanlış yaptım şarkısını unutmayın. Buradan ben nerde başarısız oldum ifadesini kolayca çıkartabilirsiniz.

Bebek ağlamazsa, pınar kaynamazsa, sular çağlamazsa, şimşek çakıp gök gürlemezse…o zaman kaygılanın. Sizin en sönük işiniz eleştiri almadığınız iş, en sönük gününüz de eleştirilmediğiniz gündür.

Dünyada en çok yararlanılan insanlar en çok eleştiri alanlar arasından çıkmıştır. Büyük adamları eleştirirler, küçükleri görmezler bile. Ha sakın şunu da yapmayın. Boş ver eleştirsinler eleştire eleştire usanırlar. Konuşa konuşa susarlar demeyin sonra yazık olur. Kalkın Mimar Sinan gibi eğrinizi de doğrunuzu da vatandaşımızla paylaşın. Eleştiriden korkmayın. Anlaştık mı?

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..