Eleştirmenleştiremediklerimizdenmisiniz?

Uzun zamandır kendi kendime müzik eleştirileri yapmayı istediğimi söylerim. Fakat öğrencilik hayatı olsa gerek, internetin daha farklı yollarında vakit geçirerek kullanıyorum interneti. Bir gün arkadaş ortamından odama çekilip internet başına geçtim. Google’a girip ne yazacağım diye düşünürken aklıma ilk gelen sözcük ‘müzikbilimciler’ oldu. Arama butonuna bastım ve karşıma ilk çıkan şey Radikal Gazetesi yazarı sn. Serhan BALİ ’nin ‘Müzik Bilimciler Neden Eleştiri Yazmıyor?’ adlı yazısını gördüm. Biraz okuduktan sonra BALİ ’nin kıymetli düşüncelerine kendi fikirlerimi de katarak yazılar yazmaya karar verdim. Bu karardan sonra kendimden yola çıkarak neden müzik bilimi eğitimi alan öğrencilerin eleştirmenliğe yönelmediklerini ortaya koymak istediğim bir yazı hazırlamaya karar verdim.

Müzik bilimi, Türkiye’de herkesin bildiği gibi bakir ve gelişmekte olan bir alan. Yakın zamana kadar bu alan üzerine yazılmış Türkçe kaynaklar yoktu. Üniversitelerde kurulan müzik bilimleri bölümleri şu an daha yepyeniler fakat içlerindeki öğrenciler ne yaptıklarından ve ne yapmak istediklerinden bihaberler. Türkiye’de birkaç üniversitede Güzel Sanatlar Fakültelerine bağlı Müzik Bölümü’nün Müzik Bilimleri ana bilim dalı adı altında eğitimlerini sürdürmekte olan üniversiteler, yeni yeni müzikologlar çıkarmaya başladı. Hastalıklı eğitim sistemimizin, bilgi hastalıklı öğrenci bireyleri olarak bu bölümden mezun olup da ne olacağı ne yapacağı hakkında bilgi sahibi olamayan insanlar dolu bu bölümler. Öğretmen olma ümidiyle formasyon alıp KPSS’ ye hazırlanmaktalar. Kimileri öğretmen olmaktalar. Bir kaçı fark etmişler müzikolojiyi sınırlı olan ekmek kapılarını kullanmaktadırlar. Bazıları ise mezun olduktan sonra bir kurs açarım, hayatımı geçindiririm düşüncesinde, bazıları ise enstrümanlarına ağırlık verip müzisyen olma peşinde. Ne birilerine haşa öğüt verme niyetim var ne de birilerini örnek gösterme. Türkiye Popüler müziği aslında o kadar da hafife alınacak bir müzik değil. Fakat kaç gazetede bir müzikoloğa yer verilmekte ve kaç müzikolog eleştirmenlik için kollarını sıvamış durumda? Ya da sorumu şu şekilde düzelteyim; kaç müzikolog bir gazete ya da dergide yazmak için gazete ve dergilerin yollarını tuttu? Hiç gazete eleştirmenlerinin gittikleri yollara baktınız mı peki? Eminim ki bir çok kişinin bu sorulara verecek doğru düzgün bir cevabı yok. Ayrıca çok mu zor geldi o kadar yolu gitmek? Google.com’ a girip blog açmak istiyorum dediğinizde bir sürü ücretsiz blog veren siteler var. Daha geçen gün yazdığı yazılarını bloğunda paylaşmaya başlayan bir arkadaşım yaklaşık 1 ay içerisinde 3.000 okuma sayısına ulaştığından bahsetti bana. Bu okuyanlar arasında gazetesinde yazı yazdırmak isteyen kişiler, belki televizyon programcıları bunun gibi bir çok insan var. Neden oralardan da bir kapı açılmasın ki?

Uzun lafın kısası söz uçar yazı kalır diyerek bitiriyorum yazımı. Bir gün zamanla Türkiye’ de çok önemli müzikologlar yetişecektir. Onları yetiştirecek olan değerli akademisyenlere gelecek nesil büyük saygı duyacaklardır. Okuduğunuz için teşekkürler. Nice yeni yazılara.