Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '09

 
Kategori
Dostluk
 

Elif'im

Elif'im
 

Bayrampaşa Kız Teknik ve Kız Meslek Lisesi


Bugünlerde aklım biricik dostumda… Lise 1. sınıfa giderken tanıdığım çok tatlı bir kız arkadaşım vardı. Maviş gözlüm, nur yüzlüm. Adı Elif! Mavişim

Elif arka sırada oturuyordu. Bilirsiniz işte tahta masalar vardı tek tek dizili. Bende en arkanın bir önünde oturuyorum. O zamanlar ben tam fırlama :) herkesle tanışıyorum, konuşuyorum. Fakat içlerinden bir tanesi var ki ilk gördüğüm anda hayatımda önemli birisi olacağını anladım. Elif! Mavişim benim. Canım dostum. Her neyse yanına gittim adın nedir, şu, bu vs… biz sıkı arkadaş olduk. Daha sonra aramıza Tuğçe katıldı sonra da diğer Elif biz ona Kıvırcık derdik. Saçları öyle kıvırcıktı ki tarayamıyordu bile. (Daha sonra saçını düzleştirmiş yeni teknolojiyle artık saçları dümdüz). Tuğçe ile Elif’im (Mavi gözlü ileride kankam olacak olan) okul kıyafetlerini alırken tanışmışlar onun için aralarından su sızmaz. Lise 1’de süper dörtlüydük. Kopyalar mı çekmedik, disipline mi gitmedik, telefon yasak olduğu dönemlerde saksılara telefon mu saklamadık. Her şey vardı bizde. Daha sonra ikinci sınıfa geçtiğimizde sınıflar karma olmuş bölüm seçmiştik. Kader bu ya ben gruptan ayrılıp başka sınıfa düşmüştüm. Kıvırcık, Tuğçe ve Elif’im aynı sınıftalar. Günlerce ağlamıştım ne aptalmışım! Şimdi düşünüp sitem ediyorum kendime.

Her neyse sınıflar ayrılınca belki 3 belki 4 ay dayandı dostluğumuz bu ayrılığa. Sürekli onların sınıfına gitmeye gurur yapmıştım. Gittiğimde benimle ilgilenmiyorlardı. Anlaşılan aramıza kara kedi girmişti. Öylece dostluğumuza ara verdik. Lisede kötü günlerimde yanımda kimse yoktu. Disipline gittiğim gün gelmişlerdi bir tek. Ondada sınıfın kapısından konuşup gitmişlerdi. İçime çok koymuştu bunlar. Hep uçuk bir öğrenciydim okulda. Belki de farklı olduğum için değer verdiğim için kaybettim dostlarımı. Hani derler ya başkasına kendinden fazla değer verme ya onu kaybedersin ya da hayatını mahvedersin diye. Ben hayatımı mahvetmedim ama değer vererek hata yaptım galiba. Pişmanlık değil bu sadece sitem. Yanlış anlama olmasın.

İşte böyle bugünü merak ettiyseniz söyleyeyim. İstanbul’da hiç görüşmedik okul bittikten sonra. Ben üniversiteye gittim herkes uzaklaştı. Sesini duymak istediğim Kankam telefon hattını değiştirdiği için ulaşamadım ama daha sonra çeşitli yollardan ulaşabildim. Aradığımda sesi heyecanlıydı özlemişti. Anlatacak çok şeyi birikmişti. Tabi ki benim de öyle. Bol bol dertleştik o yokken hayatımda çok fazla değişiklik olmuştu. Yeni bir sevgilim, yeni bir okulum, yeni dostlarım vardı. Üniversite bitip İstanbul’a döndüğümde Kankam taşınma hazırlıkları yapıyordu. Tam kavuştum derken yine kaybediyordum onu. Tokat’a taşındılar. Gitmeden önce son bir kez gördüm onu güzelleşmişti iyice büyümüştü benim Elif’im. Hatta sırtına bir sürü yük binmişti. Giderken arkasında bıraktıklarını düşünüyordu. Düşündükçe kötü oluyordu. Ben bir daha kaybetmek istemiyordum onu. Hep beni terk edip giden o oldu. Arkada gözü yaşlı bakakalan ben! İzini bulan arayan soran ben! Vefalı olan ben! İşleri olan o! Unutup giden o! Yeni dostlarıyla gülerek fotoğraflar çekinen bana gelince vakti olmayan sadece o’ydu, Elif! Ben her durumda onun dostu, onun arkadaşıydım. Şimdi mi? Şimdi bende yaşlandım. Açıkçası sıkıldım. Hep arka plana atılıp, unutulmak bana derin bir yara olarak kaldı.

Şimdi söyleyin dostluk böyle bir şey mi? Bu bir menfaat savaşı mı? Geçim savaşı mı? Yoksa insanlar çok mu bencilleşti? Dostuna iki kelam etmeyi çok gören bu yorgun zihniyet! Uyan artık! Uyan da geç olmadan bir günaydın de sevdiklerine!

 
Toplam blog
: 21
: 3839
Kayıt tarihi
: 29.07.09
 
 

Duygusal kişiliğimin ardında güçlü bir yapım var. Her zaman duygularım galibiyet vermez genellikl..