Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Elimde Yılmaz Güney

Elimde Yılmaz Güney
 

Son zamanlarda güzel yurdumda olanları takip ederken acı, şaşkınlık ve öfkeyle, farkında olmadan hayatımın diğer yarısını sekteye uğratmış olmalıyım. Hoş, Ülkemde yaşananlar kitaplara sığmayacak boyutta şu an. Çok okuyan mı  yoksa Türkiye’de yaşayan mı bilir deseniz, ebette ne cevap vereceğimi bilirsiniz. Kitap okumaya başladım tekrardan. Çok kızıyorum kendime, kitap okuyamıyorum diye bahane mi olur ? Ders kitapları kitap okumanın yerini tutmuyor haliyle. Bundan iki ay önce hayatımın gidişatını değiştirecek bir beyle tanıştım. Şu bir gerçek; bizler ne kadar büyürsek büyüyelim büyüklere ihtiyacımız var. Onlardan öğrenecek ne çok şeyimiz var.

Benim için değerli olan bu değerli büyüğümün adı Mahir Yalçınkaya. Kendisi Mali Müşavir.

Kendisiyle (şimdilik) kısa ve güzel bir sohbetimiz oldu. İlk konuşmamızdan bu yana sempatim var kendisine. Konuşurken büyüyorsunuz ve bilgileniyorsunuz. Sohbeti noktalarken kendisinden  kitap istedim. Bana bir kitap verdi. Kendisi elindeki kitabı bitirmediği halde incelik gösterip benim okumamı istedi. Bu yazı vasıtasıyla tekrar teşekkürlerimi sunarım kendisine.

Kitabın adı: İNSAN Yılmaz Güney. Yazarı ise M. Şehmus Güzel. İlk önce kitabın arkasını okurum.

"Gerçek adım Yılmaz Hamitoğlu Pütün.

Adım, zorluklar karşısında eğilmez, umutsuzluğa kapılmaz, yılgınlığa düşmez ve baş eğmez  anlamına gelir.

Soyadım Pütün ise bir dağ meyvesinin kırılmaz çekirdeğinin adıdır.

Halktan, sanatımdan kaçamam. Ben artık halka aitim. Ben kendimi sınırlamam. Hem sanatçı hem siyasetçi olurum.

Beni de kendilerinden biri kabul etmelerini istiyorum.; dokunarak yücelttikleri bir Tanrı değil…

Onlar gibi acı çeken bir insan…”

Otobüse biner binmez okumaya başladım. Kitabı okurken, kapağını görmesinler diye de sakladım. Sonra vazgeçtim.. Neden saklayayım ki dedim. Yine kendime kızdım. Ne hale geldik be! Türkiyem ! dedim. Tarih tekerrürden ibaretmiş, bir de gelen gideni aratırmış diye boşuna dememişler değil mi ? Var! Var  bu büyüklerimizin bir bildiği…

Okumak bitmez, öğrenmek bitmez, YOL bitmez… DUVAR örecek köhne düşünceler hep önümüze… Duvarlar hiç bitmez Yılmaz Abi.

“Bizler, bugün ülkesinden uzakta sürgündeyiz. Ama bir gün ülkemize döneceğiz. Ülkemizin gelecekteki yöneticileri olarak bizlere kulak vermelisiniz.” diyordun.

Bizler de ülkemizde insanlıktan sürülmekteyiz. İnsanlık sürgün edilmekte. Bu ülkenin gelecekteki yöneticileri olarak gelecekte bir ülke bulabilecek miyiz yönetmek için inan bilemiyorum… Mide kanserinden ölmeseydin, burada başka türlü ölüyor olacaktın. Zira biz hergün ölüyoruz ama ne hikmetse yaşıyoruz....

Senden bir ricam var Yılmaz Güney;  P'ere Lachaise Mezarlığından kalkıp "Boynu Bükük Öldüler " romanını yeni yitirdiğimiz gençler için uyarlayıp film yapar mısın ?

 

Melike, 17 Eylül

 

 

 

 
Toplam blog
: 78
: 290
Kayıt tarihi
: 02.07.11
 
 

1980 yılının buhranlı Ankara' sında gözlerimi dünyaya açmışım. Babamın işi nedeniyle çocukluk yılla..